“Yenidoğan Çetesi” davasının ilk duruşması tamamlandı. 13 Ocak’ta devam edecek dava öncesinde Medyascope’a konuşan uzmanlar, kamu görevlilerinin ihmalini vurguladı. Ek soruşturmaların açılması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, idarenin de denetleme görevini suistimal ettiğini söyledi. İşte Yenidoğan Çetesi davasının perde arkası…
Türkiye tarihinin en büyük sağlık skandallarından biri olarak adlandırılan “Yenidoğan Çetesi” davasının ilk duruşması, İstanbul Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 18 Kasım Pazartesi başladı. 22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada sanıkların savunması 2 Aralık itibarıyla tamamlandı. Duruşma savcısı 3 Aralık’ta mütalaasını verdi. Mahkeme heyeti ise 4 Aralık’ta ara kararını açıkladı ve yedi kişinin daha tutuklanmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 13 Ocak 2025’te yapılacak.
İddianamede sanıkların İstanbul’da 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bazı bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettirdikleri, bu süreçte bazı bebeklerin ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları yazıldı.
13 Ocak’ta devam edecek davanın perde arkasını Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Özcengiz ve avukat Doç. Dr. Meliha Sermin Paksoy ile konuştuk.
“İdarenin denetleme görevi ihmale uğramış”
Prof. Dr. Özcengiz, denetimlerin ihmal edildiği, idarecilerin sorgulanmadığı bir sistemin endişe verici olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Özgenciz, “Burada idarenin denetleme görevi bence ihmale uğramış. Nasıl kamu yöneticileri bu kadar ihlal varken bu işten haberdar olmaz? Nasıl bu noktaya geldiği konusu çok ciddi sorgulanmalı” dedi.
Prof. Dr. Özgenciz, hekimlerin yoğun bakım servislerini “işletme” adı altında satın aldığı ve şirket patronu gibi hareket ettiği yönünde bir uygulamanın dava kapsamında görüldüğünü anlattı. Bu durumun çok sorunlu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özcengiz, “Böyle bir şey nasıl olabilir? Tamamen hastane patronu işin dışında olup hekime bu işin ihale edilmesi, hekimin kendi ekibini kurması ve ihale usulü herhalde alıyorlar bunu” diye konuştu.
Soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Özcengiz, legal görünmesine rağmen ticari yönü olan sistemin kaygı yarattığını dile getirdi.
Prof. Dr. Özcengiz, hastanelerin denetlenmesi öncesinde kurumlara bilgi verilmesini eleştirdi. Denetimlerin habersiz ve her seferinde farklı uzmanlarca yapılması gerektiğini vurguladı. Uygulamada böyle olmadığına değinen Prof. Dr. Özcengiz, “Değişik etik sebeplerle buralara çok girmek istemiyorum ama bunların nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani ayıp olmasın işte ‘biz bize birbirimizi denetliyoruz’ kağıt sisteminde her şey çok iyi” sözlerini kullandı. Prof. Dr. Özcengiz, ihmalde sorumluluğu olan üst düzey yöneticilere değinerek sözlerine şöyle devam etti:
“Denetim görevini doğru yapmayanın, başhekimlerin, mesul müdürleri nasıl habersiz olabilir? Bir başhekim, bir yöneticinin, hastane sahibinin bazı konularda sorumluluğu yok mudur? Mümkün mü sorumluluğunun olmaması?”
Prof. Dr. Özcengiz, yenidoğan servislerinde çalışan hemşire, doktor ve diğer personelin iyi eğitim alması gerektiğini dile getirdi. Bu süreçte hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıtması gibi uygulamalardan habersiz olduğunu iddia eden yöneticilerin ihmaline vurgu yaptı. İddianamede geçen 112 ambulans şoförünün tek başına hasta yönlendirme yapabilmesinin mümkün olmayacağına değinerek ve bunun sorgulanması gerektiğini söyledi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Sağlık Bakanlığı personeli için ayrı soruşturma açılmalı”
Doç. Dr. Paksoy ise özel hastanelerin sağlık sistemindeki payının giderek artmasına rağmen denetimlerin yeterince artmadığını dava sürecinde görüldüğünü söyledi. Gerekli kovuşturma ve soruşturmanın yapılması gerektiğine değinen Doç. Dr. Paksoy, denetim sisteminde sorun olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Paksoy sorumluluğu olan kamu görevlileri için şöyle dedi:
“Burada idarenin sorumluluğu var. Denetlemeyi bizzat yapan Sağlık Bakanlığı personeli de görevi kötüye kullanma suçunu işlemiştir. Onlar için ayrı soruşturmalar ve kovuşturmalar yapılması gerekir. Çünkü denetimler gereği gibi yerine getirilmemiş.”
Davada hemşire ve doktorların ön planda olduğunu hatırlatan Paksoy, hastane sahiplerinin hepsinin soruşturma sürecinde olmamasını eleştirdi. Bu kişilerin de davaya dahil edilmesi ve ek soruşturmanın yapılması gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Paksoy 112 acil servisinin işleyiş sisteminin ve personelinin de denetlenmesinin önemine değindi.