1 Mayıs’ta Kadıköy’de bir araya gelen sendikalar ortak manifesto yayımladı. Manifestoda, “Çalışırken ölmediğimiz, belediye başkanlarının, eş başkanlarının, muhalif siyasetçilerin, gençlerin hapsedilmediği, özgür bir Türkiye mümkün” denildi.
Devrimci İşçiler Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Tüm Mimar-Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyeleri ile çeşitli emek ve meslek örgütleri 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nı kutlamak için Kadıköy İskele’de bir araya geldi. Bunun yanı sıra CHP, DEM Parti, TİP, Türkiye Komünist Partisi (TKP), Emek Partisi (EMEP), SOL Parti gibi siyasi parti örgütleri de meydanda yer aldı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz ve TTB Genel Başkanı Alpay Azap, kutlamalar için oluşturulan platformda yerlerini aldı. Bu dört meslek örgütü ile diğer örgütlerin “gelecek hedeflerini ortaya koyan ve mücadele hattını belirleyen” manifestosu okundu.
“Grevlerin yasaklanmadığı bir ülke mümkün”
Manifestoda, zorbaların değil, işçilerin, emekçilerin, halkın egemen olduğu bir ülkenin mümkün olabileceği vurgulandı. Asgari ücrete ve asgari yaşama mahkum olunmayacak bir hayatın mümkün olduğunun söylendiği açıklamada, “Demokratik haklarımızı kullanabildiğimiz, sendikalı olabildiğimiz, grevlerin yasaklanmadığı, itiraz edenin hakkını savunanın kapısına gece yarısı kimsenin dayanmadığı bir ülke mümkün” denildi.
“Emeklisini insanca yaşatan bir ülke mümkün”
Manifestoda insanca bir yaşamın mümkün olduğu vurgulandı:
“Çalışırken ölmediğimiz, sağlığımızı kaybetmediğimiz, tükenmediğimiz, tacize, şiddete, ayrımcılığa uğramadığımız, 8 saat insanca çalışıp 8 saat insanca dinlenip 8 saat insanca yaşadığımız bir hayat mümkün. Onlarca yıl çalıştıktan sonra emekli olabildiğimiz, emeklilik hakkımızın gasp edilmediği, emekli olunca çalışmak zorunda kalmadığımız, emeklisini insanca yaşatan bir ülke mümkün. Sokaklar, iş yerinde, şiddetin ve tacizin olmadığı, kadınların güvencesiz ve esnek çalışmaya mahkum edilmediği, ayrımcılığa uğramadığı, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulandığı, Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) 190 sayılı Sözleşmenin onaylandığı bir hayat mümkün.”
Gazetecilerin, sendikacıların, sanatçıların, akademisyenlerin, belediye başkanlarının, eş başkanlarının, muhalif siyasetçilerin, gençlerin hapsedilmediği özgür bir Türkiye’nin mümkün olduğunun söylendiği manifestoda, “üyük bölümü deprem bölgesi olan bir ülkede, felaketi çaresizce beklemediğimiz, rantı değil; doğayı ve yaşamı kurmayı hedefleyen bir ülke mümkün. Herkesin başını sokabileceği bir evi olduğu, depreme dayanıklı, doğaya ve insana saygılı güvenli şehirlerde yaşadığımız bir Türkiye mümkün” denildi.
“Yeter ki birlik olalım, kurtuluş için hep beraber olalım”
Kayyum politikalarının da hatırlatıldığı manifestoda şunlar söylendi:
“Tek bir kişinin değil; kayyumcuların değil; halkını söz ve karar sahibi olduğu bir düzen mümkün. Gerçek bir demokrasi mümkün. Bugün Türkiye’nin dört bir yanındaki yüzlerce 1 Mayıs alanında aynı anda hep beraber ilan ediyoruz: Emeğin, demokrasinin, adaletin, barışın, eşitliğin, laikliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin egemen olduğu bir düzeni kuracağız. Yeter ki birlik olalım, yeter ki mücadele edelim, kurtuluş için hep beraber olalım.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.