Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmelik 29 Mart 2025’te Resmi Gazete’de yayımlandı. 9 farklı meslek grubu bu yönetmelikten etkileniyor. Bu meslek gruplarından ikisi klinik psikologlar ve diyetisyenler. Yönetmelikte dikkat çeken maddelerden biri, uygulama odasında lavabo bulunma şartı. Klinik psikolog M.A., bu durumu, “Odada lavabo nasıl bir gereklilik olabilir bizim de kafamızda büyük bir soru işareti” diye eleştirdi. Peki psikologlar ve diyetisyenler için yeni yönetmelikte neler var?
Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmeliğe göre, klinik psikolog, hemşire, hemşireliğe eş değer sağlık memuru, ebe, fizyoterapist, odyolog, diyetisyen, dil ve konuşma terapisti, podolog ile iş ve uğraşı terapistleri (ergoterapist), Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat alarak, sağlık meslek hizmet birimi açabilecek.
Yönetmelikte, 10 m2 olacak şekilde mesleki uygulamaların yapılacağı oda bulunması gerektiği yer alıyor. Uygulama odası dışında asgari 8 m2 bekleme salonu bulunmalı. Tuvaletlerin kapısı da dışarı doğru açılacak şekilde veya sürgülü olmalı.
Sağlık Bakanı: “Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme çabasındayız”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yönetmeliği, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Attığımız her adımda taş üstüne taş koyarak Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme çabasındayız” sözleriyle duyurdu.
Göreve geldiğimiz günden bugüne tek bir gayemiz var. Attığımız her adımda taş üstüne taş koyarak Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme çabasındayız.
— Prof. Dr. Kemal Memişoğlu (@drmemisoglu) March 28, 2025
Bu maksatla kısa süre içinde;
➡ Gerek sağlık altyapımızı gerek sağlık hizmetlerimizi güçlendirecek birçok yönetmelik… https://t.co/XdHjPvyLM3
Psikologlar ve diyetisyenler için yeni yönetmelikte neler var? Yönetmeliğe uyum sağlamak için tanınan 3 aylık süre yeterli mi? Mesleklerin geleceği nasıl etkilenir?
Yeni yönetmeliği genel hatlarıyla değerlendiren klinik psikolog M.A., “Ruh sağlığı ve psikoterapinin yetkinlik alanı, çerçevesi ve işleyişi anlamında nasıl uygulanacağına dair resmiyette eksikler var, bu yüzden birtakım düzenlemelerin gelmesini aslında yıllardır bekliyorduk. Ancak tıpkı birçok meslektaşım gibi ben de, yayımlanan yönetmeliğin bu ihtiyaca yanıt vermek yerine, mevcut sorunları daha karmaşık ve içinden çıkılmaz hâle getirdiğini düşünüyorum” dedi.
Online terapilere ne olacak?
Online terapiye dair netlik olmamasını da büyük eksiklik olarak değerlendiren M.A., “Yurtdışında yaşayan insanların ana dillerinde terapiye ulaşabildiği, metropollerdeki insanlara ömürlerinden saatler kazandıran, küçük şehirlerdeki insanların bütün ülkedeki terapistlere ulaşmasını sağlayan nimet olarak görülebilecek bir terapi çeşidi. Temel fıkrası gibi, şu an insanların online danışan görmeye devam edebilmeleri için fiziki bir sağlık birimi açma zorunlulukları var” diye konuştu. M.A., online terapinin ücretlerinin kira giderleri olmadığı daha ulaşılabilir olduğuna da değindi.
“Odada lavabo nasıl bir gereklilik olabilir? Bizim de kafamızda büyük bir soru işareti”
Uygulama odasında lavabo zorunluluğuna ilişkin olarak, “Bu soruya cevap vermek durumunda kalmak bile aslında yönetmeliğin mesleklerin öznel gereklilik ve ihtiyaçları anlamında ne kadar özensiz hazırlandığının başlıca kanıtı” diyen M.A., sözlerine şöyle devam etti:
“Danışanın ihtiyaçları için ofislerde hali hazırda lavabo ve tuvaletler bulunur, terapist etik gerekçelerden ve terapötik ilişkinin doğasından dolayı danışana temas bile etmezken odada lavabo nasıl bir gereklilik olabilir bizim de kafamızda büyük bir soru işareti.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Üç uzmanın birlikte çalışabilmesi ve 10 m²’lik oda zorunluluğuna da değinen M.A., “Mevcut ekonomik koşullarda herkesin bir sağlık birimi açması zaten oldukça zor. Hatta imkânsız. Bu durum, belirli bölgelerde kira artışlarını bile tetikleyebilir” dedi.
Klinik psikolog M.A., “Yeni binalarda odalar genellikle bu metrekare standartlarını karşılamıyor, eski binalarda ise ruhsat almak bürokratik olarak çok daha zahmetli” dedi.
M.A., klinik psikologların, kendi adlarına ruhsatlandırılmış bir sağlık birimi olmadığı takdirde danışmanlık ve eğitim veremiyor olmasının da bir sorun olduğunun altını çizdi.
M.A., “Uygun alanların zaten sınırlı hatta yok denecek kadar az olduğunu gördük.” dedi ve mevcut koşulların uygulanabilir olmadığını belirtti.
“Toplumsal ruh sağlığı da tehlikeye giriyor”
Üç aylık geçiş süresinin de gerçekçi olmadığını söyleyen M.A., “Bu kadar kısa sürede yapılması imkânsıza yakın” dedi.
M.A., bu durumlun mesleklerinin geleceğini ciddi biçimde tehdit ettiğini vurguladı. M.A., “Aslında buna bağlı olarak da toplumsal ruh sağlığı da tehlikeye giriyor” dedi.
Yeni yönetmeliği değerlendiren diyetisyen S.Y., “Yönetmeliği değerlendirirken hissettiklerim oldukça karmaşık” dedi ve ekledi:
“Diyetisyenler olarak artık belediyelere değil Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak çalışacak olmamız, mesleki itibar açısından olumlu bir adım. Hizmetin belli bir standarda kavuşturulması hedefi de elbette değerli. Ancak bu düzenlemenin hazırlanış ve yürürlüğe giriş süreci, meslektaşlar açısından ciddi sorunlar barındırıyor.”
“Bu standartlara uygun bir ofis bulmak neredeyse imkânsız”
Yönetmeliğin getirdiği fiziki koşulları değerlendirirken S.Y., “Ruhsat alabilmek için yönetmelikte belirtilen koşulları karşılamak ne yazık ki hiç kolay değil” dedi. Uygulama odasında lavabo, engelli tuvaleti, yangın ve deprem güvenliği gibi kamuya açık alanlar için elbette gerekli olan maddelerin, Türkiye’deki mevcut şehirleşme ve emlak gerçekleriyle örtüşmediğini belirtti.
Diyetisyen S.Y., “Bu standartlara uygun bir ofis bulmak neredeyse imkansız. Uygun bir yer bulunduğunda kira bedelleri çok ciddi bir yük haline geliyor. Mevcut mekanları yönetmelik şartlarını karşılamayan meslektaşlarımız ofislerini kapatma riskiyle karşı karşıya” dedi.
S.Y., her uzmana özel 10 m² uygulama odası zorunluluğunun da ciddi ekonomik yük getirdiğini vurguladı:
“Bu şart sadece yeni ofis açmak isteyenleri değil, hâlihazırda çalışan meslektaşlarımızı da etkiliyor. Bir merkezde iki diyetisyen varsa, her biri için ayrı 10 m²’lik oda zorunluluğu hem alan ihtiyacını artırıyor hem de kira ve tadilat masraflarını katlıyor”
S.Y., ruhsatlandırma sürecinde, ülkenin ekonomik ve yapısal gerçekliklerine uygun, uygulanabilir mekansal şartlar getirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Lavabo bulundurma şartı bizim mesleğimiz için anlamlı değil”
Mekansal düzenlemelerle ilgili olarak da eleştirilerini dile getiren S.Y., “Örneğin, uygulama odasında lavabo bulundurma şartı bizim mesleğimiz için anlamlı değil. Çünkü biz tanı koymuyor, tıbbi müdahale yapmıyoruz. Görüşme, tartım ve ölçüm hizmeti veriyoruz” dedi.
Diyetisyenlerin çalışma koşullarını sürdürülebilir hale getirmek için öncelikle meslek yasalarının çıkmasının şart olduğunu söyleyen S.Y., “Serbest çalışan diyetisyenler açısından, ofis açma şartlarını karşılayamayacak olanlar için denetlenebilir ama daha uygulanabilir online çalışma koşulları oluşturulmalı. Dijital çağda yaşıyoruz, bu gerçekliğe uygun düzenlemeler şart” dedi.
Artan mezun sayısına dikkat çeken S.Y., kamuda istihdam olanakları genişletilmesi, serbest çalışan diyetisyenler için ise online çalışma şartlarının günümüz koşullarına uygun şekilde iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı.
S.Y., “Kan tahlili isteme yasağı ve sadece doktor yönlendirmesiyle hasta kabul edilebilmesi gibi sınırlayıcı maddeler kaldırılmalı” dedi. Diyetisyenlerin eğitimine ve uzmanlık alanına uygun, bağımsız ama sorumluluk sahibi bir çerçeve oluşturulması gerektiğinin altını çizerek, “Bizler 4 yıl boyunca kan tahlili okumayı öğreniyoruz, hastane stajlarımızda bu bilgilerle çalışıyoruz. Teşhis koymak gibi bir yetki talebimiz yok” dedi.
Diyetisyen S.Y., yönetmelikte yer alan, “Aynı unvana sahip en fazla üç sağlık meslek mensubu tarafından müşterek sağlık meslek hizmet birimi açılabilir” maddesini eleştirdi. S.Y., diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog gibi mesleklerin aynı merkezde çalışmasının yasaklanmasının sağlık hizmetlerinde bütüncül yaklaşımı engellediğini söylüyor. S.Y., “Sağlık dediğimiz, sadece bedensel değil, zihinsel, sosyal ve hatta politik boyutları olan çok katmanlı bir olgu” dedi.
Haberde yer alan görseller yapay zekâ ile oluşturuldu.