TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen torba kanununa göre Diyanet “sakıncalı” bulduğu Kur’an meallerini imha edecek. Bu yasaya tepki gösteren Prof. Mustafa Öztürk, “Bizden eser kalmasın, iz kalmasın niyetindeler. Bizden O zaman ben buradan ilan ediyorum, kendi mealimi yakıyorum ve yakacağım” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na yeni yetkiler tanıyan düzenlemelerin de yer aldığı torba kanun teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Buna göre, Diyanet’in dini yayınları inceleme, mealleri denetleme ve dini günleri tespit etme görevleri yeniden düzenlenecek. Teklifteki bir değişiklikle, Diyanet’in “sakıncalı” bulduğu Kur’an-ı Kerim mealleri toplatılıp imha edilebilecek.
İlahiyatçı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Kur’an meallerine Diyanet İşleri Başkanlığı’na denetim yetkisi getiren yasal düzenlemeye sert tepki gösterdi. YouTube kanalından konuya dair video yayımlayan Öztürk, kendisinin de meal sahibi olduğunu hatırlattı, “Mesela yayıncılar olarak yayınladığımız meallerle ilgili Kültür Bakanlığı’na bandrol talebinde bulunuruz. Bandrol talebinde bulunan bazı yayıncı arkadaşlar meallerle ilgili olarak bu taleplerinin karşılığında olumlu dönüş alamadılar. Sonra soruldu, araştırıldı. Meğer Diyanet İşleri Başkanlığı, Kültür Bakanlığı’na bir yazıyla, ‘Size meal yayımlanması basımı için başvuru yapıldığında bandrolleri vermeden önce bizim onayımıza başvuracaksınız. Biz hangi meale bandrol verilecek, dolayısıyla yayınlanacak, biz tayin ve tespit edeceğiz’ diyor. Bu da bir tepkiye yol açınca orada da bir geri adım atılmış” dedi.
“Aradan çıkarmak istedikleri mealleri imha ettiremezler”
Meallerin sakıncalı olup olmamasının belirlenmesiyle ilgili konuşan Öztürk, “Belirleme kriterinin ne olduğunu söyleyebilir miyim? ‘İslam’ın temel niteliklerine aykırı olduğu tespit edilen…’ Cümle bu. İslam’ın temel nitelikleri ne? Amentü mü? İslam’ın beş şartı, bir de Amentü’nün altı şartı; toplam 11 madde mi kastediliyor? Bunlar mı? Söz gelimi bunlarsa, şöyle bir meal var mı acaba? ‘Ahiretten bahseden bir ayet var, dipnot atıyor meali yazan kişi, ‘Kur’an burada ahiret diye bir öte dünyadan söz ediyor ama aslında öte dünya diye bir şey yoktur. Her şey burada başlar burada biter. Bu böyle bilinmelidir’ diye meal sahibi bir yorum yazmış. Evet, böyle bir meal var mı bilmiyorum. Ahireti inkar etmiş, böyle bir yorum yapmış. Biz buna itiraz ediyoruz. Biz bilmiyoruz, İslam’ın temel nitelikleri derken bunlar, bu temel niteliklerden İslam’ın ve imanın şartlarını mı belirliyorlar? Öyle değil. Öyle olsa birçok meali göze kestirdikleri ve aradan çıkarmak istedikleri meali imha ettiremezler” diye konuştu.
“Bizden eser kalmasın istiyorlar”
“Yani, meal sahibinin kimliği ve kişiliği o mealin imha edilmesi için yeterli” diyen Öztürk, şöyle devam etti:
“Bu İslam’ın temel nitelikleri dediğimiz çerçeveye İhsan Eliaçık uyuyor mu? Uymuyor. O zaman İhsan Eliaçık’ın mealini imha edin. Mustafa Öztürk bu çerçeveye uyuyor mu? Mealini imha edin. Yani burada mealler değil, meallerin sahipleri imha ediliyor. Biz yaklaşık 2021’den bugüne dinden, diyanetten, ilahiyattan ve bunların alanlarından çekildik. Kendi kabuğumuza, kuytumuza, kendi tekil, sivil alanımıza çekildik. Ama belli ki yetmedi. Bizim geride kalan izlerimizi temizlemek niyetindeler. Bizden eser kalmasın, iz kalmasın niyetindeler.”
“Kendi mealimi yakacağım”
Öztürk, “O zaman ben buradan ilan ediyorum, kendi mealimi yakıyorum ve yakacağım. Ama o meal yolda, kargoyla geliyor. Fiilen yakacağım. Yakın diyorum dostlara. Bırakın, devlet her işe el atıyor. Şimdi sıra din ve diyanet konusunda meallere geldi. Bunu da halledecek inşallah. Halletsinler ben onların halletmesine, mesai vermesine, zahmet çekmesine mahal vermeden ben kendi kendimi hallediyorum. Ben alanınızdan çekileli çok olmuştu. Ama ben kendi mealimi kendim imha ediyorum. Oturup zahmet vermeyeyim size” dedi.
