Müge İplikçi yazdı: Ne olacak bu İzlanda’nın hali?

Yerel muhabirimizden özel haber…

REYKJAVÍK – Gece yarısını geçeli henüz birkaç dakika olmuştu ki, polis sirenleri İzlanda’nın dingin sokaklarını yırtarcasına çınlattı. Kapılar tek tek çalındı, gözaltı emirleri okundu, direnen ellere kelepçeler takıldı. Arnar Björnsson, Reykjavik Belediye Başkanı, gözlerindeki şaşkınlığı gizleyemeden polis aracına bindirilirken, arkasında bıraktıklarının feryatları, soğuk Kuzey rüzgârına karışıp gitti.

Müge İplikçi yazdı: Ne olacak bu İzlanda’nın hali? Müge İplikçi yazdı: Ne olacak bu İzlanda’nın hali?

O gece, İzlanda’nın demokrasi tarihine kara bir leke düştü.

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, adalet arayan binler, Reykjavik Meydanı’nda toplandı. Ellerinde titreyen mumlar, yüreklerindeki öfkeyi aydınlatmaya yetmiyordu. “Demokrasi İçin Nöbetteyiz” pankartı rüzgârda dalgalanırken, 72 yaşındaki emekli öğretmen Gudrun’un sesi meydanda yankılandı:

“60 yıllık hayatımda böyle karanlık günler görmedim. Torunlarıma bırakacağımız İzlanda bu olmamalıydı!”

Bir ülkenin tepetaklak oluşu

Arnar Björnsson, muhalefetten gelen ilk Reykjavik Belediye Başkanı olarak tarihe geçmişti. Şeffaf yönetimi, halkın hizmetkârlığı ve dik duruşuyla tanınıyordu. Ancak iktidarın gözünde bu erdemler birer suçtu.

Tutuklanmasının ardından dalga dalga operasyonlar başladı. Akureyri Belediye Başkan Yardımcısı gözaltına alındı. Hafnarfjörður, Kópavogur, Selfoss, Akranes, Ísafjörður, Vestmannaeyjar ve Húsavík’ten yedi meclis üyesi bir bir sorgu odalarına çekildi.

Son darbe, Kópavogur Belediye Başkanı Sigurður Jónsson’a geldi. Halkın sevgilisi, gece yarısı evinden alınıp götürülürken, sokaklarda isyan ıslıkları yükseldi.

Adaletin kalesi mi, baskının aracı mı?

İzlanda Büyükşehir Belediye Başkanı Einar Stefánsson ve yardımcısı Ólafur Magnússon tutuksuz yargılanıyordu. Einar, mahkeme çıkışı basına sert bir mesaj verdi:

“Adalet herkes içindir. Bizim tek suçumuz halkımıza hizmet etmekse, bunun bedelini ödemeye hazırız!”

Ólafur ise, “Hukukun üstünlüğüne olan inancımızı kaybetmiyoruz.” diyerek direnişin süreceğini haykırdı.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Cezaevinden mektup: “Siz varsanız, biz de varız!”

Arnar, Politik Tutuklular Koğuşu’ndan yazdığı mektupta şöyle dedi:

“Bu zindan soğuk ama sizin desteğiniz içimi ısıtıyor. Bizler, halkın temsilcileriyiz. Adalet bir gün mutlaka gelecek!”

Mektup protestolarda okundu, sosyal medyada yayıldı, uluslararası basının gündemine oturdu.

Peki dünya ne diyor?

  • Kuzey Avrupa Birliği: “İzlanda’daki gelişmeleri endişeyle izliyoruz.”
  • İnsan Hakları Gözlem Örgütü: “Tutuklamalar siyasi motivasyonlu. Yakında rapor yayınlayacağız.”
  • Avrupa Basını: “İzlanda, demokrasisini kaybediyor mu?”

“Ne olacak bu İzlanda’nın hali?”

Sokaklarda yankılanan bu soru, artık bir umut sloganına dönüştü.

Halk; meydanlarda, mahkemelerde, sosyal medyada direniyor. Uluslararası baskı artıyor.

Peki, son sözü kim söyleyecek?

Halk mı, iktidar mı, yoksa Kuzey’in dondurucu rüzgârları mı?

Yakın gelecekte, bu sorunun cevabı Kuzey Buz Denizi’ni ısıtacak kadar sıcak olacak…

Çünkü İzlanda, sessiz kalmayacak.