Mümtaz’er Türköne yazdı – Devlet içinde Devlet: “Paralel Yapı” uyarısı

“‘Yeni bir paralel yapının izleri’ uyarısı” başlıklı Yıldıray Çiçek’in dün Türkgün’de yayımlanan yazısı, derinlerdeki bir gemi enkazından, sıkıştığı kaptan konsolundan kurtulup suyun yüzüne vuran seyir defterinde yazılanlara benziyor. Konum, istikamet, gemide, bilhassa kaptan köşkünde olup bitenlerin bilgisi bu defterde yer alıyor. Fazladan kurulu bir zemberek gibi, olacakları da haber veriyor. Mesele önemli. Bu yazının içeriği bir köşe yazısı olmanın ötesinde, Bahçeli’nin mesajlarını mütemet bir sözcü sıfatıyla şerh ediyor ve bu teşrih ameliyesi ile “Bahçeli gerçekte ne düşünüyor ve ne söylüyor?” sorusuna açık cevaplar veriyor.

Mümtaz'er Türköne yazdı - Devlet içinde Devlet: "Paralel Yapı" uyarısı
Mümtaz’er Türköne yazdı – Devlet içinde Devlet | “Paralel Yapı” uyarısı

“Paralel yapı”

“Paralel yapı” iddiası Bahçeli’nin birkaç gün önce çocuk suçlular gündemiyle alakalı dile getirdiği “suç, suçlu, suçluluk ve cezalandırma karmaşası” kaos üretmek için “istismar eden yeni bir paralel yapının” sorgulanması gerektiğine dair sözlerine dayanıyor. Gazetedeki makalenin, söylendiğinde pek fazla dikkat çekmeyen bu ifadenin, dönüp üzerinde durulması ve kamuoyunun dikkatinin çekilmesi amacıyla kaleme alındığı anlaşılıyor. Gözlerden kaçmış bir ayrıntı ve demek ki Bahçeli bu konunun nazara verilmesini, üzerinde tartışılmasını istiyor.

Peki kimi, neyi hedef alıyor?

“Suç, suçlu, suçluluk ve cezalandırma karmaşası” tam olarak iyi işlemeyen bir yargı sisteminin, bilhassa ceza yargılama düzeninin köşe taşlarını ifade ettiğine göre, güvenlik ve yargı bürokrasisinden şikâyet edildiği ortada. Bu düzeni kaos üretmek üzere istismar edenlerin var olduğu ve bunların paralel bir yapı oluşturduğu sözü, doğrudan yargı bürokrasisi içinde istismar niyeti taşıyan bir kadrolaşmayı ifşa ediyor.

Tekrar soralım: Kim bunlar?

Metindeki 15 Temmuz göndermeleri, dinî motifli örgütlü cemaatlerin ve tarikatların söz konusu edildiğini gösteriyor. İktidarın AK Parti kanadı, bu yapılarla iç içe, kendi güvenliğini sağlamak adına paralel bir örgütlenmeye gitmiş. Bilinmeyen bir durum değil. Şimdi Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı çok önem verdiği bir tehlikeye dikkat çekiyor. Demek ki durum kontrolden çıkmış.

Nasıl kontrolden çıkmış?

Gündem Emniyet teşkilatına üst düzey yapılan atamalar olduğuna göre odaklanmamız gereken yer belli. Bahçeli, “Paralel Devlet” uyarısını, kararname hazırlanırken yapmış, Türkgün Başyazarı, bu uyarıyı tekrarlayarak meseleye dikkat çekiyor.

Hücresel hesaplar

Bu konuyu tam da kitabın ortasından kavrayabilmek için kısa bir AK Parti-MHP mukayesesine ihtiyaç var. MHP, doktrin partisi niteliğini muhafaza ediyor. MHP’lilik veya Ülkücülük bu sıfatı taşıyanlara mümkün olan en geniş ortak paydalara yaslanan bir siyasî-ideolojik kimlik sağlıyor. AK Partililik ise, muhafazakâr bir kitle partisi olarak, lider kültüne dayanan en küçük ortak paydalar üzerinde yükseliyor. Bir ideolojik kimlik iddiası yerine AK Parti’ye oy veren seçmenler devreye giriyor. Bu yüzden AK Parti’nin kendi kadroları yok. Tarikatlar, cemaatler ve çıkar şebekeleriyle yönetici seçkin zümresini, yani paralel evrenini oluşturuyor.

Yıldıray Çiçek’in “Oyun oynayanlara ve hücresel hesap yapanlara dikkat edelim” sözünün hedefinde işte AK Parti ile organik değil, sentetik ilişki içinde olan bu örgütlü yapılar var.

Demek ki son Emniyet kararnamesinde, bu yapılara mevki-makam dağıtılmış, MHP’li kadrolar da biçilmiş. Sorun aslında MHP için değil, AK Parti için bir hayat-memat meselesi olmalı. Hiçbir siyasî güç, geldiği örgütsel yapının hiyerarşisine bağlı hareket eden bu türden kadrolara güvenemez. Nitekim iktidar değişimi havası güçlü eserse, bu tarikatların tamamı CHP ile pazarlığa başlarlar. Bu bir suçlama değil, bu yapıların geçmişte izlediği yolu hatırlatıyorum. Bunların içinde 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta bile devlet koruması altında saltanat sürenler oldu.

Hiçbiri kendi hücresel önceliklerinden AK Parti ve Erdoğan için vazgeçmez. “Paralel yapı” denmesinin sebebi de zaten budur.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Bahçeli
Mümtaz’er Türköne yazdı – Devlet içinde Devlet: “Paralel Yapı” uyarısı

Cumhur İttifakı’nda değişen ne?

MHP’li kadroların sinir uçlarına dokunan bir krizin yaşandığı ortada. Soru şu olmalı: Saray neden MHP’yi rahatsız eden böyle işlere girişiyor?

Konu güvenlik bürokrasisi olduğuna göre Saray, MHP’den bağımsız olarak “daha sadık” kadrolarla işi götürmeye çalışıyor. Demek ki korkuları, endişeleri var. MHP’yi ilgilendiren kısım ise Çözüm Süreci. Saray, Bahçeli’nin bıkıp usanmadan Çözüm Süreci için Saray’ı sıkıştırmasından rahatsız. İşi sulandırmak için arkasını sağlama alıyor. Devletin ruhu, Devlet Bahçeli’nin yanında duruyor ve iktidarla bu tartışma konusunda mesafe açılıyor. Devlet ile iktidar farklı yerlerde duruyor. Saray, güvenlik ve istihbarat birimleri konusunda Devlet’i yanında tutmak adına daha hassas davranıyor.

Tarikat ve cemaatleri hafife almayın. Sokağı ve toplumu çok yakından tanırlar ve takip ederler. Saray’ın güvenli duvarları bu tanıma ve takip işini aksatabilir, ama onlar kül yutmaz. Derinlerden bir dip dalganın iktidarı ters yüz etmek üzere yukarılara doğru tırmandığını çok net görüyor olmalılar. Hiçbiri, bilhassa her devirde devletin koruması altında saltanat sürenler geleceğin iktidarıyla papaz olmak istemez.

Ali Bayramoğlu anlattı: Erdoğan ile Bahçeli nerelerde birleşip nerelerde ayrışıyor?
Mümtaz’er Türköne yazdı – Devlet içinde Devlet: “Paralel Yapı” uyarısı

CHP’nin sırtına inen yargı kırbacının son zamanlarda yumuşamasını, daha ötede AK Parti’nin muhalefeti tasfiye operasyonlarındaki aksamaları bu yeni duruma bağlayabilirsiniz. Cemaatler ve tarikatlar kurumsal yapılardır, kurumsal çıkarlarını her zaman güç sahiplerinin çıkarlarının önüne koyarlar. İktidarların bu yapılarla al-ver ilişkisi tamamen çıkara dayalıdır. Tarikatlar ve cemaatler, Gülen Cemaati’nin başına gelenlerin bir benzerinin, müstakbel CHP iktidarında başlarına gelmesini neden istesinler?

Sadece CHP ile değil, MHP ile de iyi geçinmek zorundalar; çünkü hemen yanı başlarında, gelecekte değil hemen şimdi ipliklerini pazara çıkarmaya hazır bekliyorlar.

İşin özü: Paralel yapı elbette var. Artan güçleri aynı zamanda AK Parti’nin çaresizliği ve batışı; hatta paradoks olarak muhalefetin yükselişi anlamına geliyor.