Fransa İslamı ve Ortadoğu uzmanı, “Fransa’da Terör – Fransız Cihadının Doğuşu” (“Terreur dans l’Hexagone – Genèse du djihad français”) kitabının yazarı siyasetbilimci Gilles Kepel, son on yılda Fransız cihadcı hareketlerinin evrimini tahlil ediyor. Christophe Ayad’ın gerçekleştirdiği röportaj 28 Aralık 2015’de Le Monde’da yayınlandı. Haldun Bayrı’nın Türkçe’ye çevirdiği söyleşinin orijinalini bu linkten okuyabilirsiniz.
“Cihadcılığın yazılımı değişti”
Christophe Ayad: Uzun süre boyunca cihadın Fransa’ya ithal olduğu iddia edildi. Siz ise bir Fransız cihadından söz etmeyi tercihliyorsunuz. Bunun ayırt edici özellikleri nedir?
Gilles Kepel: 2005-2015 yılları arasında, çoğu kişinin münferit bir vaka zannettiği Merah olayına (Mart 2012’de Toulouse ve Montauban’da yedi kişinin katledilmesi) kadar hiç kimse fark etmeden, ülkemizde bir Fransız cihadı doğmuştur. 2005’te aynı anda iki hâdise yaşanmıştır: bir yanda, Ebu Musab es-Suri’nin “Küresel İslamî Direnişe Çağrı” kitabının internette yayımlanmasıyla dünya cihadcılığının üçüncü kuşağının belirmesi; diğer yanda da Fransa İslamı’nın üçüncü kuşağını doğuracak olan Fransız banliyölerindeki isyanlar. İlk bakışta bu iki hâdise birbirine bağlı değil, ama durum bundan ibaret de değil.
Cihadın birinci kuşağı 1979’da mücahitlerin Kızıl Ordu’yu kovdukları Afganistan ile, 1997’de cihadcıların kendilerinden daha güçlü bir düşmana saldırdıkları ve Silahlı İslami Grup’un (GIA) başvurduğu aşırı şiddet halkı onlara karşı döndürdüğü için başarısızlığa uğradıkları Cezayir arasındadır. İkinci kuşak, yani Bin Ladin’inki, yakındaki düşmandan uzaktaki düşmana, Batı’ya geçmek gerektiğini düşünür: 11 Eylül 2001’deki ölümcül ve medyatik harekâttır bu; fakat kaydadeğer bir kitleyi seferber edemez. 2005’te, Bin Ladin’in başarısızlığına tepki olarak, Ebu Musab es-Suri, cihadcılığın üçüncü evresini başlatır…
61 yaşındaki Fransız siyasetbilim profesörü Gilles Kepel, İslam ve günümüz Arap dünyası uzmanı. Arapça ve felsefe eğitimi alan Kepel’in sosyoloji ve siyasetbilimi alanlarında iki doktorası bulunuyor.Ayad: Yani?
Kepel: 1958 doğumlu, Fransa’da yetişmiş ve bir İspanyol ile evli olan bu Suriyeli mühendis, bir cihadcı ağı yaratmak ister. Avrupa’ya müdahale edip Müslüman göçmen işçilerin çocuklarını ve sonradan Müslüman olanları devşirerek “yumuşak” hedeflere –“mürtedler”e, yani kötü Müslümanlara, İslamofobik aydınlara ve Yahudilere– saldırmak söz konusudur; amaç ise Batılı toplumların canına okumaktır. Devşirilenleri yetiştirmek için Müslüman topraklarına göndermek gerektiğini, Batı’yı oradan dönüp vuracaklarını ekler. O dönemde bu tamamen münasebetsiz görünmektedir ve CIA bu çarkın işlemeyeceğine kanaat getirmiştir. Fakat Şubat 2005’te YouTube zuhur eder, sonra da bu düşünceye olağanüstü bir yayılma imkânı sağlayan sosyal ağlar…
Aynı zamanda, paradoksal olarak, Fransız istihbarat servislerinin etkili çalışması sonucunda, El Kaide’deki en yüksek rütbeli Fransız-Cezayirli olan Cemal Beghal 2001’de yakalanır. FleuryMérogis Cezaevi’nin dördüncü katındaki tecrit kısmına konur. Bir süre sonra onun alt katına, Charlie Hebdo’daki iki saldırgandan biri olacak Şerif Kuaşi ile müstakbel Montrouge saldırganı ve Porte de Vincennes’deki Yahudi marketi soyguncusu Amedy Coulibaly getirilir. Ocak ayındaki saldırılara varacak olan şebeke böyle kurulur. Bütün bunlar, Fransa’da cihadcılığın yazılımının değiştiğinin bilincine varılmazken vuku bulur. Asıl facia, burada kuluçka işlevini Fransız hapishane sisteminin görmesidir.
Ayad: 2005 isyanları bütün bunlarda nasıl bir rol oynadı?
Kepel: Fransa İslamı’nın üçüncü kuşağının baskınına işaret ediyor. Birinci kuşak “hane reisleri” kuşağıdır; yabancı dostluk derneklerinin yardımıyla Fransa İslamı’nı üstlenen göçmen işçi ailelerinin reisleridir. 1988’den 2005’e kadar, yani içişleri bakanları Pierre Joxe’tan Nicolas Sarkozy’ye, kamu güçleri temsil mercileri oluşturmaya uğraşırlar. Bu mercilere Müslüman Kardeşler’den veya “memleketliler”den ikinci kuşak doluşacak, bir tarafı “sinir ederken” diğer tarafta toparlayıcı bir etki yaratmak için 1989’da Creil’de okula örtünerek gelme işini başlatacaklardır… Üçüncü kuşak 2005 isyanlarının ardından gelir. Bu olaylar, sükûneti sağlamayı beceremeyen Fransa İslam Örgütleri Birliği’ndeki (UOIF) Müslüman Kardeşler’in başarısızlığının belirtisi olmuştur. Oysa ki, yelpazenin bir ucundaki “hane reisleri”nin çocukları, 2012’de François Hollande’a kitlesel biçimde oy verip milletvekili seçimlerinde 400 aday göstererek siyasî olarak toplumla bütünleşeceklerdir. Ama yelpazenin diğer ucunda da, içinden çıktıkları Fransız toplumundan köklü bir kültürel kopma geliştirecek olan Selefiler bulunmaktadır. Onlara göre, demokrasi, özgürlük, kadın-erkek eşitliği ve laiklik, “gavur” mefhumlarıdır. Çoğunluğu şiddet yanlısı değildir. Asıl çatışma, yüzü de örten çarşafın 2010’da yasaklanmasının, Yemen, Mısır ya da Mağrip ülkelerine hicrete yol açmasıyla başlayacaktır.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Ayad: Selefilik çok mu kök salmış durumda?
Kepel: Şu yıllarda Selefilik bağlamı nicelik anlamında hâkim durumda değil, fakat niteliksel olarak bu duruma gelecek. Üstelik François Hollande, eşcinsel evliliğin yasalaşmasından dolayı Müslüman oyları çabuk kaybedecek. Buna paralel olarak, Müslüman liderliğinin bir kısmı da soldan ve yardıma muhtaçlıkla bir tuttuğu şeyden kopuyor. O zaman bazıları cemaat yatırımcılarına dönüşüyor. Bunlara “helâl yatırımcıları” diyorum, biliyorsunuz. Dolayısıyla Fransız yurttaşlığına doğrudan giren bu Müslüman nüfusun bir özerkleşmesi söz konusu. Bu hâdiseler olurken de Fransa’daki ekonomik ve toplumsal bunalım sürüp gitmekte ve çoğu genci okul sonrasında işsizlik beklemektedir. Bunun sonucunda da okulun ve taşıyıcısı olduğu özgürlük ve laiklik gibi değerlerin saygınlığı kalmıyor.
Ayad: Ocak ayındaki saldırılarla 13 Kasım saldırıları arasındaki hedef değişimini nasıl tahlil ediyorsunuz?
Kepel: 13 Kasım özel olarak hiç kimseyi hedef almıyor gibi. Zaten Ocak ayında olduğu gibi “Ben Charlie’yim”cilerle, “Ben Charlie değilim”ciler arasında kırılma yaşanmadı da. Eylemlerin üstlenildiği metne bakınca, internetten öğrendikleri, geçmişi hayli kısa İslamî kültürleri olan bu Fransızca-konuşan IŞİD’li grubunun, İslamcılık bahsinde tabir caizse kraldan çok kralcı oldukları izlenimi ediniyoruz. Üçüncü kuşak cihadcılığının bir sorunu bu: Eylemcileri de ideologları da “vahşileşmiş” ve bir eylemin zaman içinde gerekli siyasî hesaplarını yapamıyorlar. 13 Kasım’dan sonra muayyen sayıda Müslüman aydın harekete geçerek Selefiliğin İslam üzerindeki hegemonya iradesine meydan okudular. Ocak ayında bu olmamıştı, çünkü Charlie’nin karikatürleri kimileri için sorun teşkil edebilmişti.
Ayad: IŞİD’le nasıl mücadele etmeli? Ayrıca, François Hollande’ın dediği gibi, savaşta mıyız?
Kepel: Ortadoğu’da ne kadar savaşta isek, Fransa’da da o kadar polisiye ve istihbarî bir sorunla karşı karşıyayız; fakat bu soruna toplumsal ve kültürel bir meydan okuma da eşlik ediyor. Asıl mesele, üçüncü kuşak cihadcılığının yazılımını ve istihbarattaki gedikleri anlayabilmektir. Terörizm yenilmez değildir, fakat bu iş için onun ekonomi-politiğini anlamak ve içinde boy attığı zemini yok etmek gerekir. Muayyen sayıda gencin, içinde doğdukları, okuluna gittikleri Fransız toplumuyla özdeşleşemeyip kendilerini başka yere ait hissettikleri zemindir bu.
Ayad: Selefiliğin yükselişi ve de Ulusal Cephe’nin yükselişi aynı hâdiseye mi bağlı?
Kepel: Hiçbir zaman IŞİD’in Ulusal Cephe’yle aynı şey olduğunu söylemedim; aralarında tıpatıp uygunluk gibi bir bağlantıya işaret ettim; yani cihadcı Selefiliğin kimlik anlatısıyla Eşitlik ve Uzlaşma’nın (Ulusal Cephe’ye yakın bir grup) kimlik anlatısı arasında kısmî bir benzeşim bulunduğuna işaret ettim. Bu noktada, IŞİD ile Ulusal Cephe arasında hiçbir alâka olmadığını kanıtlamak için IŞİD tarafından kafası kesilmiş ceset fotoğrafları yayınlayan Madam Le Pen üzerinde dağıtıcı bir etkisi oldu kitabımın. Devletin en yüksek yöneticilik makamına gelmeye can atan biri için fazla duygusal ve endişe verici bir tepki bu. Tartışmanın böyle isterikleşmesi, sömürgeci geçmişte bastırılmış olanın bütün bu işlerle geri dönmesindendir. Sokak adlarının değiştirilmesinde de aynı şey görülüyor: Béziers ve Beaucaire’de, ikisi de Cezayir Fransızı çocukları olan aşırı sağcı belediye başkanlarının yaptığı gibi, “19 Mart (1962)” [Cezayir Savaşı’nın bitiş tarihi] sokaklarının hepsinin adları değiştiriliyor. Çağdaş Fransa, Mağrip’e ve Afrika’ya yayılmış olan bir imparatorluğun mirasçısı. O dönem üzerine mesela Benjamin Stora’nın[1] yaptığı gibi düşünemediğimiz müddetçe, o gömülü tarihe takılıp tökezleyeceğiz.
[1]Benjamin Stora, 1950 Cezayir Konstantin doğumlu, Yahudi Fransız tarihçi. Cezayir tarihi, özellikle de Cezayir Savaşı üzerine araştırmalar yürütmektedir.
Gilles Kepel’in Türkçe’ye çevrilen kitapları:
Peygamber ve Firavun, çev: İsmail Bendiderya, (Özgün Yay., 1991; Çizgi Yay., 1992).
Cihat, İslamcılığın Yükselişi ve Gerilemesi, çev: Haldun Bayrı, Doğan Kitap, 2001.
Bir Şark Savaşı Güncesi, çev: Haldun Bayrı, Doğan Kitap, 2002.
Fitne, İslam’ın Merkezinde Savaş, çev: Mahmut Özışık, Doğan Kitap, 2006.
Bize destek olun
Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor.
Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.
İşbu Aydınlatma Metni, Veri Sorumlusu sıfatıyla Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul adresinde mukim Şirketimiz Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından sağlanan ürün ve hizmetlerin tanıtımı amacıyla internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği kısmından elde edilen kişisel verilerin işlenmesine ilişkin olup, Şirketimiz tarafından başta 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) olmak üzere ilgili mevzuat kapsamında aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Şirketimizin kişisel verilerin korunmasına ilişkin politikaları https://medyascope.tv adresinde yer almaktadır.
İşleme; KVKK’nın 3. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması işlemleri olarak tanımlanmıştır.
İşlenen Kişisel Verileriniz
İşlenen kişisel verileriniz, E-Bülten Aboneliği aracılığıyla bizimle paylaşmayı tercih ettiğiniz adınız, soyadınız, e-posta adresinizdir.
Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, şirketimiz tarafından sağlanan ürün ve hizmetler kapsamında promosyon, kampanya ve tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği bölümünde e-posta adreslerini bildiren kişilere Şirketimizin ticari olarak faaliyet gösterdiği alanlarda reklam, tanıtım ve bilgilendirme yapmasına ilişkin sözleşmenin kurulması ve ifası, veri sorumlusunun meşru menfaati ve açık rızanız kapsamında işlenmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amaçları
Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından, aşağıdaki belirtilen işleme amaçlarıyla uygun süre zarfında, KVKK’nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında işlenecektir:
İletişim faaliyetlerinin yürütülmesi
Reklam / kampanya / promosyon Süreçlerinin Yürütülmesi
Saklama ve arşiv faaliyetlerinin yürütülmesi
Pazarlama analiz çalışmalarının yürütülmesi
Ürün / hizmetlerin pazarlama süreçlerinin yürütülmesi,
Organizasyon ve etkinlik yönetimi
Şirketimizin faaliyet alanlarında reklam, tanıtım ve bilgilendirme hizmeti sağlamak,
Şirketimiz tarafından gönderilen bu e-postalar üzerine gelen talep ve şikayetlerin cevaplanması,
Hukuki bir ihtilafın vuku bulması halinde hukuki işlem yapmak,
Sair tüm yasal yükümlülükler.
Kişisel Verilerin Hangi Amaçlarla Kimlere Aktarılabileceği
Şirketimiz, kişisel verileri “bilme gereği” ve “kullanma gereği” ilkelerine uygun olarak, gerekli veri minimizasyonunu sağlayarak ve gerekli teknik ve idari güvenlik tedbirlerini alarak işlemeye özen göstermektedir ve sadece zorunlu durumlarda üçüncü kişilere aktarmaktadır. Kişisel verileriniz; KVKK’nın 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları çerçevesinde Şirketimiz ilgili birimlerince işlenmekte ve aşağıda yer verilen amaçlarla üçüncü kişilerle paylaşılmaktadır.
İlgili mevzuatı gereği talep halinde idari makamlara, adli makamlara veya ilgili kolluk kuvvetlerine, yetkili idari ve denetleme kurullarına ve/veya diğer yetkili denetleyici kurum ve kuruluşlara aktarılabilecek ve/veya hukuki bir ihtilaf vuku bulması halinde Şirketimizin hukuki menfaatlerinin korunması amacıyla bu mercilerle ve Şirketimiz avukatları ile paylaşılmaktadır.
Ürün ve hizmetlerimizin tanıtımı amacıyla E- Bülten Aboneliği veri işleme altyapısını tedarik ettiğimiz iş ortağımız, bu bildirimlerin yapılması amacıyla hizmet aldığımız ajanslar ve pazarlama analiz şirketleri ile paylaşılmaktadır.
Kişisel verileriniz e-posta altyapısı ve ilgili hizmetlerinden yararlandığımız hizmet sağlayıcılarımızın yurt dışında bulunan veri depolama sistemleri nedeniyle KVKK’nın 9. maddesindeki şartlardan biri olan açık rıza şartı sağlandığı takdirde yurt dışına aktarılabilmektedir.
Kişisel Verilerin Saklama Süresi
Kişisel verilerinizi, sunduğumuz hizmetlerin mahiyetinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla, hizmetlerin sağlandığı süre boyunca ve ardından hukuki yükümlülüklerini yerine getirmek ve meşru menfaatini temin etmek amaçlarıyla ilgili mevzuata uygun olarak, makul süreler boyunca saklayacaktır.
Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi ve Anonim Hale Getirilmesi
Kişisel verileriniz KVKK’nın 7. maddesi uyarınca işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde kişisel veriler re’sen veya kişisel veri sahibinin talebi üzerine tarafımızca silinir, yok edilir veya anonim hale getirilir.
Kişisel Verilerinizin Güvenliği
Bize sağladığınız kişisel verilerin gizliliğini ve güvenliğini korumaya önem veriyoruz. Bu doğrultuda, kişisel verilerinizi yetkisiz erişim, zarar, kayıp veya ifşaya karşı korumak için gerekli teknik ve idari güvenlik önlemleri almaktayız.
Kişisel Veri Sahibi İlgili Kişinin Hakları
Kişisel veri sahibi “İlgili Kişi”, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 11. maddesinde aşağıda yer verilen haklarını ve taleplerini www.eliteworldhotels.com.tr adresinde yer alan Başvuru Formunu usule uygun olarak doldurmak suretiyle bildirebilecektir.
6698 sayılı KVKK’nın 11. Maddesi kapsamında herkes veri sorumlusu sıfatı ile Şirketimize aşağıdaki hususlarda başvurma hakkına sahiptir:
• Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,
• İşlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
• Kişisel verilerinizin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, • Yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
• Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme,
• KVKK’da öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, • Yukarıda belirtilen düzeltme, silinme ve yok edilme şeklindeki haklarınız uyarınca yapılan işlemlerin, kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
• İşlenen kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi sureti ile aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
• Kişisel verilerinizin ilgili mevzuata aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız halinde zararınızın giderilmesini talep etme haklarına sahipsiniz.
Hak ve Talepleriniz İçin İletişim
Kişisel verilerinizle ilgili sorularınızı ve taleplerinizi, Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları hakkında Tebliğ’de belirtilen şartlara uygun düzenlenmiş dilekçeyle aşağıdaki yöntemlerle iletebilirsiniz.
Başvuru Yöntemi
Başvurunun Yapılacağı Adres
Şahsen Yazılı Başvuru
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Noter
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Şirketimize daha önce bildirilen ve sistemde kayıtlı bulunan elektronik posta adresinizden
“Şahsen Yazılı Başvuru” yoluna başvuracak İlgili Kişilerin kimliğini tevsik edici belgeleri ibraz etmesi zorunludur. Bu bağlamda Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat: G2, Sarıyer/İstanbul adresine yapacağınız şahsen yazılı başvurularda başvuru formuyla birlikte kimlik fotokopisinin yalnızca ön yüzünün (kan grubu ve din hanesi gözükmeyecek şekilde) ibraz edilmesini rica ederiz.
Başvuru formunun tebligat zarfına veya e-postanın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu İlgili Kişi Talebi” yazılmasını rica ederiz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi, Medyascope ‘a iletmeniz durumunda Medyascope talebinizi en geç 30 (otuz) gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandıracaktır. Ancak, başvurunuza verilecek yanıtın mevzuat uyarınca bir maliyet gerektirmesi halinde Medyascope tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenen tarifedeki ücret talep edilebilecektir.
Ticari Elektronik İleti Gönderimi Hakkında Bilgilendirme
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti; telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri ifade eder.
Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi (“İYS”) üzerinde onayı bulunmayan alıcılara ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla ya da İYS üzerinden alınabilir. İYS üzerinden alınan onaylarda ise olumlu irade beyanı ve elektronik iletişim adresi yer alır. Alıcılar diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilir. Alıcının ret bildiriminde bulunması, bildirimin yapıldığı iletişim kanalına ilişkin onayı geçersiz kılar. Alıcı reddetme hakkını İYS üzerinden de kullanabilir.
Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz.
Tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adreslerine gönderilen ticari elektronik iletiler için önceden onay alınması zorunlu değildir. Ancak tacir ve esnafların ilgili mevzuatta yer alan reddetme hakkını kullanması halinde onayları alınmadan ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu kapsamında ileti gönderilmesinden önce tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adresleri hizmet sağlayıcı tarafından İYS’ye kaydedilir ve İYS üzerinden alıcıların ret hakkını kullanıp kullanmadığı kontrol edilir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca, Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından vermekte olduğumuz hizmetler kapsamında, Medyascope üzerinden temin edilen bilgileriniz doğrultusunda, onay vermeniz halinde E-posta iletişim aracı kullanarak tarafınıza her türlü bilgilendirme, tanıtım, reklam, ürün teklifleri, promosyonlar, kampanyalar, memnuniyet değerlendirme çalışmaları ve duyuruların iletilmesi amacıyla tarafınızla iletişime geçilebilecektir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti gönderimine dair onay verseniz dahi dilediğiniz zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilirsiniz. Ret bildirimini kolay ve ücretsiz bir şekilde olmak üzere e-posta iletişim kanalı ile verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Reddetme hakkınızı İYS üzerinden de kullanabilirsiniz.