Bir taraftan ekonomik ve siyasi kriz diğer taraftan önü alınamayan mülteci akını; Avrupa Birliği tarihinin en sıkıntılı günlerini yaşıyor. Ünlü Fransız filozof Etienne Balibar‘ın “Avrupa Birliği’nin sonu: Fransa’nın katkısı” başlıklı yazısı, 28 Şubat 2016 tarihinde Fransa’nın en önemli gazetelerinden Libération’da yayınlandı. AB’nin içinde bulunduğu duruma farklı bir perspektiften ele alan ve Türkçe çevirisini Haldun Bayrı’nın yaptığı yazının orijinalini bu linkten okuyabilirsiniz.
Avrupa Birliği’nin sonu: Fransa’nın katkısı
Mülteci krizi sadece Avrupa projesinin başarısızlığı değil, bir dayanışma ve demokrasi alanının da başarısızlığı. Fransa ise özellikle Alman ortağını yüzüstü bırakarak bu başarısızlığa katkıda bulundu.
Fransız gazetesi Le Monde, dramatik bir başyazıyla, “Mülteci krizini ortaklaşa karşılayamayan Avrupa’nın klinik ölümü”nü ilan ediyor. “Tarihçiler bu olayı Avrupa’nın dağılmasının başlangıç tarihi olarak kayda geçecekler kuşkusuz” diyor. Ne yazık ki, tarihçilerin hükmünü beklemenin lüzumu yok. Olay zaten önümüzde. Sonuçları da çok üzücü olacak. Sadece “Avrupa projesi” ya da kurum olarak Avrupa Birliği için değil, onu oluşturan tüm halklar için. Bireyler ve yurttaşlar olarak her birimiz için. Bize hâlâ iş gördüğü yegâne alanın “tek pazar idaresi” olduğu söylenen bu Birlik bir dayanışma ve demokrasi barınağı olduğundan değil; ona şüphe yok. Ama onun dağılması kısa vadede, halkların egemenlik paylaşımı anlamında daha az demokrasi; dünya çapındaki ekonomik ve ekolojik meydan okumalarla yüzleşirken daha az imkân; en azından teoride bizi koruması gereken, kıyıcı milliyetçiliklerin aşılmasında da daha az umut anlamına geleceği için.
Suriyeli ve Iraklı mülteciler Yunanistan ile Makedonya arasındaki bir sınır karakolunda beklerken, İdomeni yakınları, Yunanistan, 27 Şubat. (Louisa Gouliamaki – AFP)
Katılabileceğiniz (benim de katıldığım) bu kötü tabloda, bana yine de bir unsur müthiş noksan kalıyor gibi görünüyor; başka yorumlarda da ağza alınmıyor: Bu sonuca Fransa’nın özgül katkısı. Bunu yalıtmamak gerek, kuşkusuz. Ama bunu sessizlikle geçiştirmek bir sahtekârlıktır ve sorumluluklarımızdan istifa etmektir. Bizzat Avrupa yurttaşı ve Fransız olan ben, bunu kabul edemem; etmek de istemiyorum.
Geçen yaz sonunda, Şansölye Merkel, Suriye’deki katliamlardan (aynı anda birçok tarafın işlediği bir soykırımı andırdığı söylenmeye başlanan) ve Ortadoğu’daki başka savaş alanlarından kaçan yüz binlerce mülteciyi Almanya’da ağırlayabilmek için tektaraflı olarak Dublin Sözleşmesi’ni (sığınma üzerine) boşlama kararı aldığı zaman, iki mümkün tavır vardı: Bu girişimi güçlendirip Alman halkının çabasını desteklemek ya da sabote etmek. Fransız hükûmeti, biraz mırın kırından sonra, ilk yolu benimsediği izlenimi verip aslında ikinciyi uygulamaya koydu. Yetersizliği bâriz olmasına rağmen yine de sorunun göz önüne getirilmesini sağlayan Juncker Planı’nı sonunda kabul etmişken, bu anlaşmanın etkisiz kalması için her şeyi yaptı Fransa. Bugüne kadar, ağırlamış olması gereken 24 bin mülteci yerine 100’den az mülteci kabul etti. Mültecilerin Fransa’ya gelmeyi “temenni etmedikleri” söyleniyor bize. Bunun doğru olduğunu varsaysak bile, vaktiyle “sığınma diyarı” olan bu toprakların dünyada her şeyin noksanlığını çekenler gözünde neden bu kadar caydırıcılaştığını sormuyoruz kendimize. Öteki büyük Avrupa ulusu tarafından böyle yüzüstü bırakılmanın Almanları bu sorunu tek başına yüklenmeye ikna edecek cinsten olması, onların meselesi, değil mi? Kendilerini ötekilerden iyi zannetmeselerdi o zaman…
Onların meselesi, ama bir de biz burnumuzu sokmayı denemesek. Hem de ne şekilde! Geçen ay, terörist saldırılardan sonra (ki ben de bunların zorunlu kıldığı koruma önlemlerinin ciddiyetini küçümseme eğiliminden herkes kadar uzağım) güvenlik politikalarını eşgüdümle yürütme gerekliliğini bahane eden Başbakan Manuel Valls, Münih’e gidip Angela Merkel’in başlattığı politikayı yerden yere vurdu: Böylece, Viktor Orbán’dan sonra, açık hedefleri Şansölye Merkel’in boyun eğmesini ya da istifasını elde etmek olan Alman aşırı sağına destek vermeye bizzat giden ikinci Avrupalı hükûmet başkanı oldu. Geçen Perşembe ise, İngiliz muhatabıyla birlikte tasarladıkları planları uygulamaya sokarak yüzlerce umutsuz insanı yollara savuracak olan Calais “cangılı”nın dağıtılmasını başlatmış olan İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, Belçika’nın sınırını tekrar kapatmasına şaşıyor. Fransa’yı şimdiden Marine Le Pen’in yönettiğini zannetsek yeridir.
74 yaşındaki Etienne Balibar, Türkiye’nin güneydoğu illerinde süregelen sokağa çıkma yasaklarının ve şiddetin bir an önce son bulmasını talep eden akademisyen ve araştırmacılardan oluşan bir inisiyatif olan Barış İçin Akademisyenler inisiyatifinin bildirisine imza atan akademisyenlerden biri.
Evet, Avrupa her gün biraz daha ayrışıyor ve bunda payımız az değil. Öyleyse bunun sonuçlarına her alanda maruz kalacağız: Siyasî yapıların tarihî meşruiyetinin zannedilenden fazla bir kısmını yönlendiren şeref alanında olduğu gibi, sivil yaşamın koşulları olan ortak güvenlik ve bireylerin korunması alanında da. Ancak şayet, çaresizliğin kıyısında, aydınlanmış bir kamuoyu hareketi ve yöneticilerimizden (ya da bunların bazılarından) gelen bir cesaret refleksinin çakışmasıyla bir doğrulma başlatılmazsa. Bütün gördüklerimizden sonra tabii ki pek inanmıyorum buna. Bununla birlikte bana vazgeçilmez görünen iki şartı dile getireceğim.
İlki, herkesin duyabileceği şekilde Merkel’in haklı çıktığını ve girişiminin (savunma konumuna itilse bile halen resmî olarak vazgeçmediği) başarısızlığa uğramaması gerektiğini söylemektir. Onu bu girişime iten saikler arasında ekonomik çıkarın payı ile ahlâkın payını irdelemeye devam etmek değildir mesele. Bu kararın siyasî doğruluğunu, iki Avrupa anlayışı arasına çizdiği ayrım hattını ve bunun hepimize yüklediği sorumlulukların önemini kabul etmektir. Bundan sonra, yıllardır sürdürdüğü “güç siyaseti”ni ve Avrupa’ya kemer sıktırmasını Merkel’in Avrupa kamuoyları nezdinde tecritle ödüyor olduğu, tabii ki, kesindir; ama sorun bu değildir — tam ona direnmek gerekirken peşine takılmış olduğumuz için bu bakımdan ondan aşağı kalır tarafımız da yoktur. Dolayısıyla Fransa Cumhurbaşkanı bu sefer Berlin’e doğru dava için gitmelidir: İçinde bulunduğumuz tarihî ânı vurgulayarak, diğer ulusları Almanya ile birlikte bu durumla yüzleşmeye çağırıp, bunun kendi çıkarları ve gelecekleri için yapıldığını belirtmek.
İkincisi, mültecilerin büyük kitlesinin yığıldığı Yunanistan’ın tecritini –yani Troyka’nın siyasî-mali dayatmalarının elde etmeyi beceremediğini yapıp, Macaristan ile Avusturya’dan başlayarak Makedonya ile Arnavutluk’a kadar uzanan bir şekilde sınırlarının kapatılmasıyla bu ülkenin fiilen Avrupa uluslar sisteminden dışlanması ve günden güne bir açık hava hapishanesine dönüştürülmesini– derhal etkin bir biçimde kaldırmaktır. Bu açıkhava hapishanesinde bizim hesabımıza ve bizim sorumluluğumuz altında gelişecek olan her türde şiddet denetlenemez hale geldiğinde, kınamak için artık çok geç olacaktır. Bu bakımdan, Balkanlar’daki komşularına ya da bizzat Yunanlılara ikiyüzlü bir biçimde ders vermek, ya da Ortadoğu’daki savaşa git gide daha etkin biçimde karışan Türklere biraz daha fazla para vererek yalvarmak, ya da NATO’yu “insan kaçakçıları”na karşı bir deniz gerillası oluşturmakla görevlendirmek yetmemektedir. Başka ortak felaket zamanlarında olduğu gibi acil ve büyük çapta önlemler gerekmektedir. Bunların en bârizi, kayda geçilmiş ve onları ağırlama olanakları bulunan Kuzey ülkelerinde kayda geçilecek mültecilerin uçak ve gemilerle taşınmasından ibarettir; bunun için elimizdeki tüm sivil ve askerî olanaklar seferber edilmelidir.
Rüya görüyorum, değil mi? Hayır, en beterin yaşanmaması için tartışma açıyorum. En beteri istifadır, körleşmedir, gerçekçilik kılığına bürünen dar çevre çıkarcılığıdır. Dolayısıyla rica ediyorum, tartışalım; ama fazla beklemeyelim, zira geriye sayım başladı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Etienne Balibar’ın yakında çıkacak kitabı: “Europe, crise et fin?” (Avrupa, kriz ve son mu?) – Yayıncı: Le Bord de l’Eau
Bize destek olun
Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor.
Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.
İşbu Aydınlatma Metni, Veri Sorumlusu sıfatıyla Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul adresinde mukim Şirketimiz Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından sağlanan ürün ve hizmetlerin tanıtımı amacıyla internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği kısmından elde edilen kişisel verilerin işlenmesine ilişkin olup, Şirketimiz tarafından başta 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) olmak üzere ilgili mevzuat kapsamında aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Şirketimizin kişisel verilerin korunmasına ilişkin politikaları https://medyascope.tv adresinde yer almaktadır.
İşleme; KVKK’nın 3. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması işlemleri olarak tanımlanmıştır.
İşlenen Kişisel Verileriniz
İşlenen kişisel verileriniz, E-Bülten Aboneliği aracılığıyla bizimle paylaşmayı tercih ettiğiniz adınız, soyadınız, e-posta adresinizdir.
Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, şirketimiz tarafından sağlanan ürün ve hizmetler kapsamında promosyon, kampanya ve tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği bölümünde e-posta adreslerini bildiren kişilere Şirketimizin ticari olarak faaliyet gösterdiği alanlarda reklam, tanıtım ve bilgilendirme yapmasına ilişkin sözleşmenin kurulması ve ifası, veri sorumlusunun meşru menfaati ve açık rızanız kapsamında işlenmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amaçları
Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından, aşağıdaki belirtilen işleme amaçlarıyla uygun süre zarfında, KVKK’nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında işlenecektir:
İletişim faaliyetlerinin yürütülmesi
Reklam / kampanya / promosyon Süreçlerinin Yürütülmesi
Saklama ve arşiv faaliyetlerinin yürütülmesi
Pazarlama analiz çalışmalarının yürütülmesi
Ürün / hizmetlerin pazarlama süreçlerinin yürütülmesi,
Organizasyon ve etkinlik yönetimi
Şirketimizin faaliyet alanlarında reklam, tanıtım ve bilgilendirme hizmeti sağlamak,
Şirketimiz tarafından gönderilen bu e-postalar üzerine gelen talep ve şikayetlerin cevaplanması,
Hukuki bir ihtilafın vuku bulması halinde hukuki işlem yapmak,
Sair tüm yasal yükümlülükler.
Kişisel Verilerin Hangi Amaçlarla Kimlere Aktarılabileceği
Şirketimiz, kişisel verileri “bilme gereği” ve “kullanma gereği” ilkelerine uygun olarak, gerekli veri minimizasyonunu sağlayarak ve gerekli teknik ve idari güvenlik tedbirlerini alarak işlemeye özen göstermektedir ve sadece zorunlu durumlarda üçüncü kişilere aktarmaktadır. Kişisel verileriniz; KVKK’nın 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları çerçevesinde Şirketimiz ilgili birimlerince işlenmekte ve aşağıda yer verilen amaçlarla üçüncü kişilerle paylaşılmaktadır.
İlgili mevzuatı gereği talep halinde idari makamlara, adli makamlara veya ilgili kolluk kuvvetlerine, yetkili idari ve denetleme kurullarına ve/veya diğer yetkili denetleyici kurum ve kuruluşlara aktarılabilecek ve/veya hukuki bir ihtilaf vuku bulması halinde Şirketimizin hukuki menfaatlerinin korunması amacıyla bu mercilerle ve Şirketimiz avukatları ile paylaşılmaktadır.
Ürün ve hizmetlerimizin tanıtımı amacıyla E- Bülten Aboneliği veri işleme altyapısını tedarik ettiğimiz iş ortağımız, bu bildirimlerin yapılması amacıyla hizmet aldığımız ajanslar ve pazarlama analiz şirketleri ile paylaşılmaktadır.
Kişisel verileriniz e-posta altyapısı ve ilgili hizmetlerinden yararlandığımız hizmet sağlayıcılarımızın yurt dışında bulunan veri depolama sistemleri nedeniyle KVKK’nın 9. maddesindeki şartlardan biri olan açık rıza şartı sağlandığı takdirde yurt dışına aktarılabilmektedir.
Kişisel Verilerin Saklama Süresi
Kişisel verilerinizi, sunduğumuz hizmetlerin mahiyetinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla, hizmetlerin sağlandığı süre boyunca ve ardından hukuki yükümlülüklerini yerine getirmek ve meşru menfaatini temin etmek amaçlarıyla ilgili mevzuata uygun olarak, makul süreler boyunca saklayacaktır.
Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi ve Anonim Hale Getirilmesi
Kişisel verileriniz KVKK’nın 7. maddesi uyarınca işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde kişisel veriler re’sen veya kişisel veri sahibinin talebi üzerine tarafımızca silinir, yok edilir veya anonim hale getirilir.
Kişisel Verilerinizin Güvenliği
Bize sağladığınız kişisel verilerin gizliliğini ve güvenliğini korumaya önem veriyoruz. Bu doğrultuda, kişisel verilerinizi yetkisiz erişim, zarar, kayıp veya ifşaya karşı korumak için gerekli teknik ve idari güvenlik önlemleri almaktayız.
Kişisel Veri Sahibi İlgili Kişinin Hakları
Kişisel veri sahibi “İlgili Kişi”, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 11. maddesinde aşağıda yer verilen haklarını ve taleplerini www.eliteworldhotels.com.tr adresinde yer alan Başvuru Formunu usule uygun olarak doldurmak suretiyle bildirebilecektir.
6698 sayılı KVKK’nın 11. Maddesi kapsamında herkes veri sorumlusu sıfatı ile Şirketimize aşağıdaki hususlarda başvurma hakkına sahiptir:
• Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,
• İşlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
• Kişisel verilerinizin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, • Yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
• Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme,
• KVKK’da öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, • Yukarıda belirtilen düzeltme, silinme ve yok edilme şeklindeki haklarınız uyarınca yapılan işlemlerin, kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
• İşlenen kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi sureti ile aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
• Kişisel verilerinizin ilgili mevzuata aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız halinde zararınızın giderilmesini talep etme haklarına sahipsiniz.
Hak ve Talepleriniz İçin İletişim
Kişisel verilerinizle ilgili sorularınızı ve taleplerinizi, Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları hakkında Tebliğ’de belirtilen şartlara uygun düzenlenmiş dilekçeyle aşağıdaki yöntemlerle iletebilirsiniz.
Başvuru Yöntemi
Başvurunun Yapılacağı Adres
Şahsen Yazılı Başvuru
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Noter
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Şirketimize daha önce bildirilen ve sistemde kayıtlı bulunan elektronik posta adresinizden
“Şahsen Yazılı Başvuru” yoluna başvuracak İlgili Kişilerin kimliğini tevsik edici belgeleri ibraz etmesi zorunludur. Bu bağlamda Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat: G2, Sarıyer/İstanbul adresine yapacağınız şahsen yazılı başvurularda başvuru formuyla birlikte kimlik fotokopisinin yalnızca ön yüzünün (kan grubu ve din hanesi gözükmeyecek şekilde) ibraz edilmesini rica ederiz.
Başvuru formunun tebligat zarfına veya e-postanın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu İlgili Kişi Talebi” yazılmasını rica ederiz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi, Medyascope ‘a iletmeniz durumunda Medyascope talebinizi en geç 30 (otuz) gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandıracaktır. Ancak, başvurunuza verilecek yanıtın mevzuat uyarınca bir maliyet gerektirmesi halinde Medyascope tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenen tarifedeki ücret talep edilebilecektir.
Ticari Elektronik İleti Gönderimi Hakkında Bilgilendirme
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti; telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri ifade eder.
Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi (“İYS”) üzerinde onayı bulunmayan alıcılara ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla ya da İYS üzerinden alınabilir. İYS üzerinden alınan onaylarda ise olumlu irade beyanı ve elektronik iletişim adresi yer alır. Alıcılar diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilir. Alıcının ret bildiriminde bulunması, bildirimin yapıldığı iletişim kanalına ilişkin onayı geçersiz kılar. Alıcı reddetme hakkını İYS üzerinden de kullanabilir.
Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz.
Tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adreslerine gönderilen ticari elektronik iletiler için önceden onay alınması zorunlu değildir. Ancak tacir ve esnafların ilgili mevzuatta yer alan reddetme hakkını kullanması halinde onayları alınmadan ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu kapsamında ileti gönderilmesinden önce tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adresleri hizmet sağlayıcı tarafından İYS’ye kaydedilir ve İYS üzerinden alıcıların ret hakkını kullanıp kullanmadığı kontrol edilir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca, Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından vermekte olduğumuz hizmetler kapsamında, Medyascope üzerinden temin edilen bilgileriniz doğrultusunda, onay vermeniz halinde E-posta iletişim aracı kullanarak tarafınıza her türlü bilgilendirme, tanıtım, reklam, ürün teklifleri, promosyonlar, kampanyalar, memnuniyet değerlendirme çalışmaları ve duyuruların iletilmesi amacıyla tarafınızla iletişime geçilebilecektir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti gönderimine dair onay verseniz dahi dilediğiniz zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilirsiniz. Ret bildirimini kolay ve ücretsiz bir şekilde olmak üzere e-posta iletişim kanalı ile verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Reddetme hakkınızı İYS üzerinden de kullanabilirsiniz.