Irak’ta Musul’un Suriye’de de Rakka’nın düşmesinden sonra, İngilizler bu ülkelere savaşmaya giden vatandaşlarının durumunu tartışmaya başladı. Uluslararası Kalkınma Bakanı Rory Stewart’a göre IŞİD’e katılmış olanlar konusunda tartışmaya gerek yok, çünkü bu insanlarla ilgili yapılması gereken tek şey, kendi ifadesiyle “hepsini öldürmek.” Geçen hafta BBC’nin radyo programına katılan Stewart, hukuk dışı bir uygulama olan yargısız infazı savunurken IŞİD’in vahşi infazlarını hatırlatmış; IŞİD’e karşı savaşan İngiliz vatandaşlarına da, milis güçlerine değil İngiliz ordu birliklerine katılmalarını salık vermişti.

Stewart’ın IŞİD’e katılanların yargılanmak üzere İngilltere’ye getirilmeden bulundukları yerde öldürülmelerinden yana tavır koymasına, en üst düzey Nazi’lerin dahi yargılandığını hatırlatan insan hakları savunucuları dışında pek fazla tepki gelmedi. Aslında IŞİD üyesi vatandaşları bulunan diğer Batılı ülkelerde de durum farklı değil. Üstelik AP’ye demeç veren üst düzey bir YPG komutanının anlattıklarına bakılırsa, ABD destek verdiği YPG ağırlıklı Suriye Demokratik Güçleri’ne çoktan bu yönde talimat vermis bile. İsminin açıklanmasını istemeyen YPG komutanı , kendilerine ülkelerine geri dönmesi istenmeyen IŞİD’cilerin isim ve fotoğraflarının dağıtıldığını, bu kişilerin tutsak alınmadan öldürüleceklerini söylüyor. Nitekim ABD Başkanı’nın IŞİD’le Mücadele Uluslararası Koalisyonu Özel Temsilcisi Brett McGurk de Al-Aan televizyonuna verdiği mülakatta “misyonumuz Suriye’ye gelen yabancı savaşçıların Suriye’de ölmesini sağlamak,” ifadesini kullanmıştı.
Peki ya IŞİD’e karşı savaşmak üzere Irak’a ve Suriye’ye giden yabancı gönüllüler? Onların akibeti ne olacak? İngiliz the Times gazetesinde yayınlanan bir makaleye bakılırsa, bu kişiler aksine madalya hak ediyor. Ödüllü bir köşe yazarı olan Janice Turner yazısında “Laiklik ve insan hakları gibi soylu davalar adına Suriye’de savaşmaya gidip dönenler kahramanlar gibi karşılanmalı,” diyor.