Kamuoyunda “Reza Zarrab davası” olarak bilinen davada bugün Reza Zarrab, tanık sıfatıyla verdiği ifadesine devam ediyor. Medyascope.tv, Zarrab’ın ifadelerini ve davada yaşananları an be an aktarıyor:
Reza Zarrab bugünkü duruşmaya, dünkünün aksine hapishane kıyafetiyle değil, sivil bir kıyafetle geldi. Zarrab savcının kıyafeti ile ilgili sorusuna, “dün avukatlarım, hakimin izniyle sivil kıyafetler giyebileceğim konusunda beni bilgilendirdi” şeklinde cevap verdi.
Prosecutor: I couldn't help noticing you're wearing different clothes. Why is that?
ZARRAB: Yes, my lawyers informed me yesterday that I could wear [civilian] clothes with the permission of the judge.— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Reza Zarrab, savcının “neden FBI’ın gözetimi altındasınız?” şeklindeki sorusuna, “güvenlik nedeniyle, zira cezaevindeyken tehditler alıyordum” cevabını verdi.
Reza Zarrab, ticari ilişkilerini, dünkü duruşmada olduğu gibi yine şema çizerek anlatıyor.
Zarrab, İranlılar ve Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan arasında birçok kez toplantılar olduğunu ve bunların bazılarına kendisinin de katıldığını söyledi.
“İran Ulusal Petrol Şirketi’nden yetkililer de Halkbank’la yapılan toplantıya katılmıştı. Ancak İran Petrol Bakanı bu toplantıda yoktu.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Savcı “Halkbank’tan bu toplantıda kimler vardı? diye sordu, Zarrab, Süleyman Aslan ve Mehmet Hakan Atilla’nın ismini verdi. Söz konusu toplantıyı anlatmaya devam eden Zarrab, toplantıya katılan kişilerin, toplantıda konuşulan planların basına sızmasından endişe ettiklerini söyledi.
Zarrab: “Süleyman Aslan’ın toplantıda İran adına uluslararası ödemelerde aracılık edemeyeceklerini, ancak mevcut sistem üzerinden ödemelere devam edebileceklerini söyledi. Bunu söylerken “mevcut sistem”den kastı bendim.”
Zarrab, İran’ın Hindistan’da bulunan parasının nasıl aktarıldığını anlatıyor. Bunun için paranın önce Halkbank’a aktarıldığını söyleyen Zarrab, paranın daha sonra da Arap Türk Bankası’na aktarıldığını söyledi. Hakimin, bu işlemin sebebini sorması üzerine Zarrab, “paranın kökenini saklamak için araya bir banka koymak” cevabını verdi.
Q: Why was the money supposed to go from Halkbank to Arap Turk Bank?
A: In order to put another bank in the process to conceal the origin of the money.Q: Was that discussed at the meeting at Halkbank in Oct. 2012?
A: Yes, this was discussed as a method.— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Reza Zarrab; Süleyman Aslan’ın, yapılan işlemlerin içerdiği büyük riskten dolayı kendini “rahatsız hissettiğini” ve “geleceğini garanti almak istediğini” söylediğini aktardı. Zarrab, Aslan’ın bu hissini para talebi olarak yorumladığını ve kendisine geri döneceğini söyledi. Ne hakkında kendisine geri döneceği sorulduğunda ise “Zafer Çağlayan’ın onayına ihtiyacım olduğu için” cevabını verdi. Zarrab ayrıca, Zafer Çağlayan’ın kendisine ait hesap ekstrelerini bizzat incelediğini de söyledi.
Oh i spoke too soon!
Suleyman Aslan told Reza Zarrab he was "feeling uncomfortable" with the large amount of risk he was taking.
"He wanted to ensure his future in some way."
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Zarrab: “Tıpkı Zafer Çağlayan gibi, bunun da para istediğini söylüyorum”. (Gazeteci Zavadski, “bu” ile kastedilenin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan olduğunu belirtiyor.)
Reza Zarrab, o dönem, Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın da İran ticaretinde yer almak istediğini söyledi.
İfade sırasında Zarrab’a o dönemde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın kim olduğu soruldu, Zarrab da cevap olarak “Recep Tayyip Erdoğan” dedi. Ardından ifadesine devam eden Zarrab, “Dediğim şu: Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Maliye Bakanı … bu ticareti başlatma emrini verdi” dedi.
Fuller Zarrab quote: "What I’m saying is that the prime minister at that time period Recep Tayyip Erdogan and minister of the treasury … had given orders to start doing this trade."
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Duruşmada döneme ait bazı kritik telefon görüşmelerinin deşifresi okunuyor.
Gazeteci Katie Zavadski: “Zarrab’a ait bir telefon konuşmasında ‘Başbakan ve Ali Babacan [ticaretin başlatılmasına] onay verdi’ deniyor”
"Mr. Prime Minister and Ali Babacan gave approval," Zarrab said in a phone conversation.
"The prime minister at that time, Recep Tayyip Erdogan [and Babacan], had given instructions, had given an order, for [Ziraat and Viqaf banks] to start doing the trade."
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Adam Klasfeld: “Zarrab, Erdoğan ve Babacan’ın talimat verdiğini Zafer Çağlayan’dan öğrendiğini söyledi”
More context: Zarrab said that he learned this from Zafer Caglayan https://t.co/S7E8MaRWoq
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Zarrab: “Aynı İranlı Sarmayeh Bankası gibi birçok İran bankasının da Halkbank’ta hesabı var.”
Gazeteci Zavadski: “Zarrab ifadesinde; Süleyman Aslan’a rüşvet vermenin Zafer Çağlayan’a rüşvet vermekten daha önemli olduğunu zira Süleyman Aslan’ın asıl kritik kişi olduğunu söyledi.”
Zarrab testifying that he said bribing Suleyman Aslan was even more important than bribing Zafer Caglayan, bc Aslan was the ultimate gatekeeper.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Duruşmayı takip eden gazeteci Zavadski: “Zarrab tüm ifadesinde, bütün suçu Aslan’a, Çağlayan’a, Erdoğan’a, Babacan’a atıyor, Atilla’nın adı çok nadiren geçiyor.”
For all the talking Zarrab is doing, for all the dirt he's throwing at Aslan, Caglayan, Erdogan, Babacan, etc—Atilla's name comes out very infrequently.
I think 10 hours into testimony, he's maybe come up… four times?
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Gazeteci Adam Klasfeld, Zarrab’ın “işlemlerin dışında kalacağından” endişe ettiği yönünde ifade verdiğini bildirdi. Klasfeld, Zarrab’ın şunları söylediğini kaydetti: “İranlıların verdiği uluslararası para talimatlarını yerine getiriyordum ve İranlılarından gelen istek bunu Halkbank’ın yapması yönündeydi. Halkbank’ın bunu yapmayı kabul etmesi durumunda ben tamamen saf dışı kalmış olacaktım.”
Zarrab testifies that he worried about being bumped form the transactions.
"I was fulfilling the int'l money orders given by Iranians, and the request from Iranians was for Halkbank to do this instead. If Halkbank would agree to do this, then I would be completely eliminated."
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Gazeteci Katie Zavadski: “Atilla’nın avukatı Cathy Fleming, yeni deşifrelere, e-postalara vs. sürekli itiraz ediyor fakat mahkeme itirazı sürekli reddediyor. Ama Fleming, gelecekteki olası bir temyize zemin hazırlıyor.”
Cathy Fleming, the lawyer for Atilla, keeps objecting to the new transcripts, emails, etc. They keep getting allowed in, but she's forming the basis for a potential future appeal.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Zavadski: “Zarrab: ‘Atilla’ya “kesinlikle” rüşvet vermedim. Zaten Türk Ekonomi Bakanı’na rüşvet veriyordum. Halk Bankası’nda başka birine rüşvet vermeme gerek yoktu. Ayrıca Atilla da rüşvet istemedi.'”
Zarrab says no—he "absolutely" did not—bribe the defendant.
"I was already bribing the Turkish minister of the economy," he explains. "I didn't feel I needed to pay any other" to others at Halkbank.
Atilla also did not request bribes, Zarrab says.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Adam Klasfeld: “Savcı Zarrab’a Halkbank’tan başka herhangi birine -Levent Balkan ya da Atilla- rüşvet verip vermediğini sorunca, Zarrab, ‘Kesinlikle hayır’ dedi. Savcı ‘Neden?’ diye sordu ve Zarrab, ‘Zaten Ekonomi Bakanı’na rüşvet veriyordum yani gerek yoktu.'”
Prosecutor asks if Zarrab bribed anyone else at Halkbank, like Levent Balkan or Attilla.
A: "No, absolutely not."Prosecutor asks why.
A: "I was already giving bribes to the Turkish minister of the economy."Essentially, he says, there was no need.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
–Duruşmaya ara verildi.–
Saat 22:10: Duruşmaya yeniden başlandı.
Katie Zavadski: “Zarrab dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’den yardım istediğini söyledi. Barış Güler o dönemde Zarrab’ın şirketinde danışman olarak görev alıyordu.”
His son, Baris Guler, was working as a consultant for Zarrab's company at the time.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Çin’deki şirketi üzerinden yaptığı transflerin İran’la bağlantısından endişe ettiklerini söyleyen Zarrab, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’den yardım istediğini söyledi.
Adam Klasfeld: “Babası [Muammer Güler] İçişleri Bakanı’yken oğlu Zarrab için çalışıyormuş. Zarrab, Barış Güler’i şahsen tanıdığını, telefonla görüştüğünü ve Whatsapp üzerinden yazıştıklarını söyledi.”
The son was working for Zarrab while his dad was minister of the interior, Zarrab says. Zarrab said he met in person. Called over the telephone and messaged over WhatsApp
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Gazeteci Katie Zavadaski, Çin ile ilgili anlatılanları şöyle özetliyor: “Çin’in, İran’ın para/altın ticaretinde bulunmamasını sağlamak için Türkiye’den daha sorumlu davrandığı konuşuluyor. Zarrab ifadesinde Çin’in, İran bağlantısı olduğunu anlar anlamaz ticarete son verdiğini belirtti.”
Basically, a lot of talk about how China was more responsible than Turkey in making sure there was no Iranian cash-gold trade happening.
"As soon as they understood the money trade had something to do with Iran, they stopped it," Zarrab testifies.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
An itibariyle Zarrab’ın ifadesi Zarrab’ın Royal Maritime isimli şirketine odaklandı.
Testimony turns to Zarrab's company Royal Maritime
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Adam Klasfeld: “ZARRAB: ‘Para olarak aldığımız miktara denk düşecek şekilde altın ihracatı yapmamız gerekiyordu. İsterseniz tablo üzerinden size açıklayabilirim’
Hakim daha fazla tablo üzerinden anlatım istemediğini söyledi. İfade devam ediyor.”
ZARRAB: "We had to do the gold export equivalent to the amount that we received in the money. I can show it on the drawing if they want."
Judge says no to the art show, for now. Testimony continues.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Atilla’nın avukatı Cathy Fleming, tanığın dolaylı tanıklık verdiğine ısrarla itiraz ediyor.
Cathy Fleming is objecting again to hearsay, foundation.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Adam Klasfeld: “Zarrab, HSBC işlemlerinin İran’a dair işlemlerle bir alakası olmadığını söyledi. Savunma tarafı bu ifadeye karşı çıktı. İfade devam ediyor.”
Zarrab says the HSBC transaction is apparently unrelated to Iranian transactions.
Defense then objected on relevance grounds.
Testimony has moved on.
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) November 30, 2017
Atilla’nın avukatları Whatsapp yazışmalarının gösterilmesine karşı çıktığı için beş dakikalık ara verildi. Hakimle özel olarak görüşüyorlar…
Mehmet Hakan Atilla ile telefon görüşmesinin ses kaydı dinletildi.
Zarrab’ın kayıtlarda Atilla’ya “Gıda işi altından biraz farklı” dediği duyuluyor.
Zarrab kayda ilişkin şunları söyledi:
Hakan Süleyman Bey’le olan görüşmemin sonucunda gıda ticaretinin başlayacağını biliyordu. Ancak burada (Hakan) Atilla’ya gıda ticaretinin çok daha farklı olacağını açıklamaya çalışıyorum.”
Çünkü altınla Türkiye’den dışarıya ihracat yapılabiliyor. Gıda işindeyse, Dubai’den transit yollarla İran’a gönderiliyor gibi görünecekti”
Hakim Richard Berman, “hamama giden terler” şeklinde bir espri yaptı…
Hakim Richard Berman, (yarın) Cuma günü davanın yarım gün görüleceğini açıkladı…
Cuma günkü oturumunsa yarım gün, yerel saatle 9.30 ila 14.00 arasında yapılacağını söyledi.
–Duruşma sona erdi–