New York Times’tan alıntıdır.
Paula Bronstein’in Ukrayna’da kapana kısılmış yaşlı insanlara ait görüntülerine bakınca insan, çatışma yüzünden donmuş hayatları görüyor. Yaşlılar, soğuk kışlar boyunca pencerelerini tahtalarla kapatıyor; bombalardan ve soğuktan korunmaya çalışıyor. Yazın toprak çözüldüğünde, fiziksel olarak iyi durumda olanlar, bombardımandan korunmak için evlerine dönmek zorunda kalana kadar bahçelerde vakit geçirebiliyor.
Yaşlılar için savaş; sıcak, güvenli, sağlıklı ve temiz kalmaya çalışarak harap olmuş evlerin içine hapsolmak demek.
Bronstein, kariyerinin çoğunu çatışmaları belgeleyerek geçirdi. Afganistan’daki bitmeyen savaş üzerine çalışmalar yaptı; Myanmar ve Bangladeş’teki Arakanlıları fotoğrafladı. Bronstein, yakınlarda bir röportajda “İnsanları umursamanın yolu, bana göre, insanlar üzerine konuşmak. Savaştan etkilenen insanlar hakkında konuşuyorsunuz. Sonra savaş hakkında daha samimi bir anlatıya ulaşıyoruz” diyor.
Ukrayna’daki savaş üzerine yeni çalışmasında Bronstein, çatışmanın ortasındaki yaşlıların hayatlarını ele alıyor. Bronstein objektifini, 10 bin kişinin hayatını kaybettiği ve 1,6 milyon insanın yerinden edildiği ülkenin doğusundaki Donbas bölgesine çeviriyor.
Yaşlılar, savaşta önem hiyerarşisinin en alt sıralarında yer alıyor. İnsanların önem atfettiği konuların arasında Bronstein’in fotoğrafladığı ihtiyarlara yer yok.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Gün boyunca sessiz, ıssızlık hissi, çatışmanın büyüklüğünü yansıtıyor. Ateşkese rağmen, özellikle geceleri bombardıman ve silah sesleri sürüyor. Sınırlı ulaşım ve sık sık devam eden çatışmalar, Rusya kontrolündeki insanların birçoğunun tek gelir kaynağı olan emekli aylıklarını almak için Ukrayna’ya geçmesini zorlaştırıyor.
Bronstein’in fotoğrafları bu sonsuz stres ve travmanın insan vücudunu nasıl etkilediğini gösteriyor: erken yaşlanma, bağışıklık sistemi bozuklukları, yüksek ateş ve tansiyon. Bronstein, on yaşlıdan dokuzunun savaş dışı sebeplerden; kalp krizi gibi, çoğunlukla stresle bağlantılı hastalıklardan ötürü hayatını kaybettiğini söylüyor.
Bu yaşlı Ukraynalıların günlük rutinlerini görmek, kalmanın kaçmaktan çok daha kötü olduğunu düşündürebilir. Ancak Bronstein, tanıştığı insanlarla empati kurduğunu belirterek şunları söylüyor:
“Şu an 90’lı yaşlarındaki babamın evindeyim. Babama bu evi terk edip etmeyeceğini sorsaydınız, ‘Hayır’ derdi ve eğer birisi onu bu evden bir huzurevine götürürse, ne kadar yaşayacağını merak ediyorum.”
Ona göre bu; yer, kimlik ve aidiyetle ilgili. Bronstein, “Bunu anlıyorum” diyor; “Yüzde yüz bunu anlıyorum.”