Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Öztürk Sarıca: “Salda Gölü’nde konaklamalı turizm yapılırsa göl kirlilik merkezi haline gelecektir”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 1 Şubat Cuma günü incelemelerde bulunmak üzere gittiği Salda Gölü’nde bir açıklama yaparak, gölde 300 bin metrekarelik bir alanda millet bahçesi inşa edileceğini söyledi.

Bakan Kurum, planlanan projeyi “Salda Gölü’ndeki özel koruma projesiyle bölgede istihdam sağlanarak, doğal güzellikler korunacak. İnsanların 7 gün 24 saat burada vakit geçirmelerine imkan tanınacak” sözleriyle açıkladı.

Bakanın açıklaması başta doğaseverler olmak üzere kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Bakan Kurum, gelen tepkiler sonrasında yeni bir açıklama yaparak “Salda Gölü’nün imara açılması veya etrafının betonlaşacağı şeklindeki iddia asla doğru değildir. Böyle bir adımın atılması söz konusu dahi olamaz” dedi ve Salda Gölü’nün imara açılmayacağını kamuoyuna duyurdu.

Kurum açıklamasının devamında, Salda Gölü’nün Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilerek, daha sıkı tedbirler alınacağı, gölün doğallığına müdahalenin kesinlikle engelleneceği bir süreç başlattıklarını ifade etti.

İmar izni tartışmalarıyla beraber Salda Gölü bir kez daha tartışma konusu oldu. Göl en son geçen haziran ayında kamuoyunun gündemine taşınmıştı. Gölün koruma altındaki beyaz kumullarında bir gençlik festivali düzenleneceği söylentileri kamuoyunda tartışma yaratmıştı. Burdur Valiliği, yapılması planlanan Salda Gençlik Festivali’ne izin vermemişti.

Salda Gölü, Burdur’daki Göller Yöresi’nin güneybatısında yer alıyor. 184 metreye varan derinliğiyle ülkemizin en derin göllerinden biri olarak biliniyor. Bu derinlik ve kapladığı alan bakımından endemik türlere de ev sahipliği yapıyor. Bu özelliklerinden dolayı Önemli Bitki Alanı (ÖBA), Önemli Doğa Alanı (ÖDA) ve Önemli Kuş Alanı (ÖKA) kriterlerine uygun uluslararası değeri olan bir sulak alan. Hatta göl, nesli dünyada tehlike altında olan Dikkuyruk (Oxyura leucocephala), Salda Dişlisazancığı (Aphanius anatoliae) ve endemik bir tür olan Aphanius saldae’ye ev sahipliği yapıyor.

Salda Gölü’nde bulunan Salda Tabiat Parkı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü Burdur Şube Müdürlüğü tarafından koruma altında. 1. Derece Doğal Sit Alanı statüsündeki sulak alan ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Burdur İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün sorumluluğu altında. Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak tanımlanmış olan gölün güney kıyıları ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluluk alanında bulunuyor.

Tüm koruma tedbirlerine rağmen göldeki yaşam yakınlardaki yerleşim birimleri ve turistik faaliyetler yüzünden baskı altında. Göl kıyılarındaki yapılaşmalar dar alanlarda yayılan bitki türlerini tehdit ediyor. Yakınlardaki yerleşim birimleri de gölde atıklar oluşturuyor.

Lisinia Projesi Kurucusu ve Koordinatörü Öztürk Sarıca, gölün ciddi bir şekilde korunması gerektiğini, çünkü aynı zamanda bir tatlı su kaynağı olduğunu ifade ediyor. Gölün korunması konusunda devlet kurumları başta olmak üzere herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguluyor. 

Sarıca, son yıllarda yeterli turizm altyapısı, barınma ve tuvalet imkanı olmadan yoğun bir insan kalabalığının göle akın etmesinin göl çevresinde kirliliklere sebep olmaya başladığını söylüyor. Diğer taraftan bölgede yapılan iki tane gölet de gölde kirlilik yaratmaya başlamış. 

Devletin koruma konusunda attığı adımların yerinde olduğunu da belirten Sarıca, tüm bunlara rağmen Salda Gölü’nün bir turizm alanı değil doğal alan olduğunu ve doğal alanla turizm alanı arasındaki ayrımı iyi kavramak gerektiğini ifade ediyor. 

Sarıca konuşmasının devamında, doğal alanların tüm çalışmalar ve tedbirler alındıktan sonra ekoturizm için kullanılabileceğini, ancak Salda Gölü’nün kapalı havza olmasından kaynaklı olarak, etrafında konaklama imkanı sağlandığında bunun gölde mutlaka kirlilik oluşturacağını da belirtiyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.