Fransa’da sosyal medya geç kalmış bir günah çıkarma vakasıyla karşı karşıya. 8 Şubat’ta Liberation gazetesinde yayınlanan habere göre, 2009-2012 yılları arasında faaliyet göstermiş olan ve aralarında o dönem sosyal medyada öne çıkmış Twitter hesaplarının da bulunduğu Ligue du LOL (LOL Cemiyeti) adlı kapalı Facebook grubu, aktif olduğu tarihlerde özellikle kadınlara yönelik yıldırıcı siber tacizlerde bulundu. Bugün kendisi de Liberation’da çalışan Vincent Glad tarafından kurulmuş olan grubun içinde Parisli gazeteciler de vardı. Ülkenin Kadın ve Erkek Eşitliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Marlene Schiappa’nın dahi Twitter’dan “Ligue Du Lol’un cinsiyetçi tacizlerine maruz kalan, (…) tüm blogcuların ve gazetecilerin yanındayım” sözleriyle müdahil olduğu tartışmanın yankıları süredursun, polemiklerin odağındaki grubun eski üyeleri Twitter üzerinden pişmanlıklarını dile getiriyor.
Meseleyi yıllar sonra tartışmaya açan, Slate yazarlarından Thomas Messias’ın 5 Şubat’ta attığı tweet oldu. Messias, grup ve kişi adı telaffuz etmeden yapmış olduğu paylaşımında “bir zamanlar feministleri taciz eden bir grubun parçası olarak eğlenmiş örnek bir gazeteciden” söz etti. Bu sözler, grubun eski üyelerinden Liberation yazarı Alexandre Hervaud’yu harekete geçirdi. Hervaud, Messias’nın tweet’ine “Bu cesur tweet kimi hedef alıyor bilmiyorum, ama bazı azimli aktivistlerin kendiyle çelişen umutsuzluğunu çok iyi anlatıyor: Toplumu değiştirmek istiyorlar, ama bir insanın gerçekten değişebileceği gerçeğini kabul edemiyorlar” sözleriyle karşılık verdi.
“Otizm, depresyon ya da bipolar bozukluk, norm dışı her şey onlar için espri konusuydu”
Hervaud’nun paylaşımını, kendisi de grubun üyeleri tarafından tacize maruz kalmış olan blogcu Aïcha Kottmann’ın “Değişmek iyidir ama tacize uğrayan kişilerden af dilemek daha iyidir” şeklindeki karşılığı izledi. Tweet’inin devamında “Üstü kapalı Tweet’lerden fazlasını mı istiyorsun? Verecek bir cevabın var mı yoksa beni karalayacak bir şeylerin mi peşindesin? Belki siz unuttunuz ama canını yaktığınız kişilerin hafızası sizinkinden daha iyi” diyen Kottmann, daha sonra OBS’ye konuşarak bipolar bozukluktan mustarip olduğunu ve bu yüzden LOL Cemiyeti’nin alaylarına maruz kaldığını, bunun kişisel ve profesyonel yaşamında olumsuz etkileri olduğunu anlatacaktı: “Otizm, depresyon ya da bipolar bozukluk, bir sebepten norm dışı olan her şey onlar için bir espri konusuydu.”
İlerleyen günlerde grup üyeleri tarafından tacize uğradığını söyleyenlerin paylaşımları hız kesmeyecek, 8 Şubat’ta Twitter’daki tartışma, “LOL Cemiyeti gerçek mi? Cemiyet sosyal medyada feministleri taciz etti mi?” başlığıyla Liberation sayfalarına taşınacaktı. Atılan tweet’lerden “‘Şişman’ hakaret değildir” adlı kitabın yazarı Daria Marx’ın “Ben de unutmadım. LOL Cemiyeti ve feminizmin cesur şövalyeleri. Tüh sizin suratınıza!” şeklindeki paylaşımı ile feminist blogcu ve “Fransız usulü tecavüz kültürü” kitabının yazarı Valerie Rey-Robert’in “Şahsen, ben hiçbirini unutmadım. O küçük pis herifler. Üstünden beş yıl bile geçmedi ve bu kişiler bugün, feministler de dahil olmak üzere, feminizmi savunan havalı çocuklar olarak görülüyor” şeklindeki sözleri, gazetenin okurlardan gelen soruları yanıtlayan CheckNews köşesinde aktarılacaktı.
Uluorta yapılamayacak, çokça zekâ ürünü, çokça bayağı şakalar…
Haberin başlığına “Evet, LOL Cemiyeti gerçekten vardı, buna şüphe yok” yanıtını veren CheckNews, ilk yıllarda Cemiyet’in parçası olan Henry Michele ile görüşerek Cemiyet’in “Çoğu iletişim ve reklam sektöründen olan 30 kadar Parisli redaktörün aralarında olduğu” bir grup olduğu bilgisini veriyordu. Michele’in gazeteye aktardığına göre, Twitter’ın erken dönem “fenomenlerinden” oluşan grupta üyeler, “uluorta yapılamayacak, çokça zekâ ürünü, çokça bayağı şakalar” yapıyor, kendi aralarında link ve fotoğraflar paylaşarak insanlarla dalga geçiyordu. Sonradan “ironinin tadının kaçtığını” ve bunun üzerine grubu bırakma kararı aldığını söyleyen Michele’e göre, grubun özellikle feministleri ya da kadınları hedef alan bir tarafı yoktu. Nitekim bugün pişman olduklarını söyleyen Glad ve Hervaud da bu kanıdaydı: “Arkadaşlar arasında bir Facebook grubumuz vardı, herkesin olduğu gibi. Şakalar yapar her şeyle dalga geçerdik, bariz bir antifeminizm yoktu.”
Gazetenin aktardığına göre, 2009-2012 arası kayıtlar silinmiş olduğu için tacize maruz kalanların pek çoğunun elinde bugün kanıtlar yok, ancak haberde kendilerine ulaşılabilen tanıklıkların anlatımlarına göre bugün Cemiyet’in üyeleriyle aynı yaşlarda olan pek çok kadın tacizlerden etkilenmiş.
Gazeteye konuşan ve ismini vermeyen bir taciz mağduru, iki yıl boyunca Cemiyet’in “mesleki yeterliliğini sorgulayan” saldırgan tweet’lerine maruz kaldığını şu sözlerle anlattı: “Bir feminist makale paylaşıyordum, hemen çıkıp hakaretler yağdırıyorlardı; kimi zaman bunlar tecavüz çağrısına kadar varıyordu. Cemiyet’in beş bine yakın takipçisi vardı ve en kötüsü de bunlar birlikte çalıştığımız insanlardı.”
Bir diğeri ise cinsiyeti ve ırkı dolayısıyla maruz kaldığı saldırıların ardından, “kendi meslektaşları tarafından aşağılanmaya daha fazla dayanamadığı için” 2013’te Twitter’ı bıraktığını söylüyordu: “Bizzat kendi meslektaşlarım tarafından, gazetecilik alanının dışına atıldığımı hissetmiştim ve evet bunların çoğu bugün feminizm üzerine makaleler yazan insanlar. Düşünün, bugün Inrcoks, Slate ya da Liberation’a feminizm üzerine bir şeyler yazma önerisiyle gidiyorum ve bu adamlar orada önemli pozisyonları işgal ediyorlar. Biraz gerçeküstü bir durum.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Olayın sosyal medyada duyulmasının ardından Twitter hesabından Cemiyet’e tepki gösteren Daria Marx da gazetenin ulaştığı isimler arasındaydı. Marx, Cemiyet üyelerinden birinin, kendisine benzeyen bir kadının pornografik fotoğrafının üzerine yüzünün montajlandığını ve bu fotoğrafın sosyal medyada kendisinin seks kasetinin ortaya çıktığı iddiasıyla paylaşıldığını söylemişti. O dönem Cemiyet’in montajlama işlerinden sorumlu olan ve bugün Tag Parfait adlı pornografik siteyi yöneten Stephen des Aulnois haberin ardından Twitter’dan yaptığı paylaşımda bunu şu sözlerle itiraf edecekti: “O zamanlar biraz daha edepsizdim ve evet onun (Marx’ın) kafasını photoshop’la bir aktrisin üzerine yapıştırdım, bu sadece iki dakikamı aldı. Evet.” Aulnois daha sonra bu Tweet’i kaldırarak “Yaptığım saçmalıktı, bunda hemfikiriz” diyecekti.
“Kendi elimizle bir canavar yarattık”
Haberin Liberation’da yayınlanmasından iki gün sonra Glad iki sayfalık bir açıklama metniyle birlikte Twitter hesabından özür diledi. Glad, “aralarında üç kadının da bulunduğu” söz konusu grubu “yalnızca eğlenmek için kurduklarını” savunuyor ve istemeden “kendi elleriyle bir canavar yarattığını” söyleyerek pişmanlığını dile getiriyordu.
CheckNews’a konuşan Michele de Twitter hesabından, “Bu grubun kültürüne katkı sunarak dolaylı ya da doğrudan incitmiş olduğum herkesten özür dilerim” şeklinde bir paylaşımda bulundu: “Bir süre sesimi duymayacaksınız. Bunun sebebi kendimi cezalandırmam değildir ancak utanıyorum, mutsuzum ve bitkinim.”
Hervaud da özür dileyenler arasındaydı: “Tatsız alaylarına maruz kalanlardan içtenlikle özür dilediğini” söyleyen Hervaud, paylaşımında “Ancak şu kadarını söyleyebilirim: Özür diliyorum, komik değildi ve bir daha olmayacak” diye yazıyordu.
Bir başka özür ise Youtuber Florence Porcel’e telefon şakası yapmış olduğunu itiraf edecek olan David Doucet’den geldi. İki yıl boyunca Cemiyet’te üye olduğunu söyleyen ve bugün Inrocks sitesinin genel yayın yönetmeni olan Doucet, paylaştığı özür metninde “yapmış olduğu davranışın çirkinliğini bugün idrak edebildiğini” söyledi.
Ancak Fransız basınına ve sosyal medyaya bakılırsa, bu özürler taciz kurbanlarını tatmin etmeye yetmiyor. Tacizlere maruz kalmış olan Matthias Jambon‐Puillet bu ve benzeri paylaşımlar için “revizyonist özürler” tanımını kullanırken, Florence Porcel de bunun bir başlangıç olmasını ümit ettiğini söylüyor. Porcel’in beklentisi ise, bugün medyada önemli yerlere gelebilmiş olan eski Cemiyet üyelerinin, yerlerini kadın meslektaşlarına bırakmak suretiyle görevlerinden istifa etmesi.