AP’nin haberine göre, 2016 yılında birkaç dakika arayla dünyaya gelen ikiz çocuklardan Aiden, biyolojik babasının ABD vatandaşı olması nedeni ile vatandaşlığa kabul edilirken Ethan, biyolojik babasının ABD vatandaşı olmaması nedeni ile vatandaşlık alamıyordu. Aile aynı anda doğan çocuklarından birine karşı uygulanan ayrımcılık nedeni ile 2016 yılından bu yana hukuki mücadele sürdürmekteydi ve geçen perşembe çıkan kararla yargı, aile lehine karar verdi.
ABD vatandaşı olan Andrew Dvash-Banks ile İsrail’de öğrenim görürken tanıştığı Elad, Birleşik Devletler ve İsrail’de eşcinsel evliliğin yasak olması nedeni ile 2010 yılında Kanada’da evlendi. Çift 2016 yılında Kanada’da taşıyıcı anne yoluyla iki farklı babadan iki bebek dünyaya getirdi. Bebeklerin dünyaya gelişinden birkaç ay sonra Toronto’daki ABD Konsolosluğuna başvurmalarıyla iki sene sürecek bir hukuki bir süreç başladı. Sürecin en başında kendilerini konsolosluk çalışanlarının aşağılayıcı ve ayrımcı tutumları ile karşı karşıya buldular. Konsolosluk görevlileri aileye, çocukların biyolojik babalarının tespiti için DNA testinin zorunlu olduğunu, aksi takdirde iki çocuğa da vatandaşlık verilmeyeceği söyledi.
“Ayrımcı politika güdülüyor”
Amerika’nın önde gelen LGBTQ göçmen hakları savunucu gruplarından Immigration Equality, hükümetin yasalara uygun olmasına rağmen ikiz çocuklardan birine kan bağı olmaması nedeni vatandaşlık vermemesinin farklı milletlerden aynı cinsiyete sahip çiftlere karşı izlenen bir ayrımcılık politikası olduğunu belirtti. Yetkililer, konuyla ilgili hemen açıklama yapmazken, daha önceden hükümetin resmi internet sayfasında çocuklara ABD vatandaşlığı verilmesi için kan bağı olmasının zorunlu olduğu açıklanmıştı.
Oysa Immigration Equality yasalarda kan bağı zorunluluğunun olmadığını söyleyerek, yasalara göre “bir ABD vatandaşının çocuğu, nerede doğmuş olursa ya da ebeveyn nereli olursa olsun ABD vatandaşlığı hakkına sahip olduğunu” savundu. Immigration Equality’nin yürütme koordinatörü Aaron Morris yaptığı açıklamada, ailenin maruz kaldığı bu ayrımcılık nedeni ile büyük bir şok ve kızgınlık içerisinde olduğunu dile getirdi.
Aile: “Adalet yerini buldu”
Aile sürecin sonunda mahkeme kararıyla adaletin yerini bulduğunu, bu talihsiz ayrımcılığın bitmesi ile üzerlerinden büyük bir yük kalktığını söyledi. Çift verdikleri röportajda bir daha hiçbir ailenin böyle bir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmamasını diledi.
AP’nin haberine göre, aynı durumda olan başka bir aileden daha söz ediliyor. Biri İtalyan vatandaşı olmak üzere iki kadından oluşan bu aile de kan bağı zorunluluğu nedeni ile çocuklarına vatandaşlık alamıyor.
