Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Amerikan aşırı sağının gözdesi İran asıllı Avustralyalı Şii molla: Mohammad Tawhidi

The Intercept’te Robert Mackey imzası ile yayınlanan ve oldukça ilginç bir figür olan Şii imam Mohammad Tawhidi‘nin hikayesini siz okuyucularımıza Türkçe aktarıyoruz.

Mohammad Tawhidi, İslam karşıtları için sanki Tanrı’nın bir lütfu. Avustralya’da büyüyüp İran’da eğitim gören Şii bir din adamı olarak Tawhidi, “din kardeşlerinin” gelişmiş ülkelere göçünün Batı medeniyetini tehdit ettiği gibi aşırı sağcı argümanları destekleyip genişleterek, kendisini bir İslami reformcu olarak takdim ediyor.

“Onu bize Tanrı gönderdi”

Geçen ay eski New York Kent Meclisi üyesi Dov Hikind Brooklyn’de onu ortodoks Yahudiler’e “bir kahraman” olarak tanıttı: “O, Tanrı’nın bu dünyaya gönderdiği çok özel birisi.”

Ağzından; “Kudüs için savaşan Müslümanlar’ın kafası tamamen karışık”,Filistin Yahudi toprağıdır”, “Siyasal İslam bir hastalıktır” gibi ifadelerin çıktığına şahit olduğumuz, üstelik de kendisini İslami bir din adamı olarak sunan bir adamın böyle tanıtılmasına şaşırmamak gerek.

İngiliz Savunma Ligi’nin ateşli Müslüman karşıtı kurucusu Tommy Robinson, geçen yıl İmam Tawhidi’yi “dünyanın en önde gelen imamlarından ve Kur’an ve İslam tarihi konularında gayet saygıdeğer bilginlerinden biri” olarak tanıtarak YouTube takipçilerine yalan söylemişti. Robinson videonun girizgâhında “onun dindeki kültürel ve ideolojik sorunlara dair açık sözlü ve dürüst tartışmalarıyla tanındığını” da sözlerine ekledi. Fakat bu unvan ve sıfatların, aslında, gerçekçi bir tabanı bulunmuyor.

“Barış imamı”nın hızlı yükselişi

Twitter adresi @imamofpeace yani “barış imamı” olan Tawhidi’nin ABD ve Britanya’daki aşırı sağ çevrelerde hızlı yükselişi, Avustralya’da itibarını kaybetmesinden iki yıl sonra başladı. Avustralya kamu yayıncısı kuruluşu ABC muhabiri Bronwyn Adcock’un Tawhidi’nin geçmişine dair derinlikli araştırması, Tawhidi’nin akademik geçmişi olmayan, bir camide çalışmamış ve gerçek hayatta sadece bir avuç takipçisi olan kıyıda köşede kalmış bir din adamı olduğunu ortaya çıkardı. Onun kamusal yüzü müminlerden değil, aşırı sağcı YouTube kişilikleriyle yaptığı röportajlardan ve televizyonda, sosyal medyada endişeli bir İslami reformcuyu oynama arzusundan geliyordu.

Twitter hesabına şöyle bir bakmak dahi, Tawhidi’nin asıl meselesinin İslam’ı reforme etmek ya da dünyada barışı sağlamak değil; onların ırkçı, cinsiyetçi ve yabancı düşmanı söylemlerini tekrar ederek aşırı sağcı trollerin ve ırkçı siyasetçilerin önyargılarını sağlamlaştırmak olduğunu anlamaya yetiyor. İşte bir örnek:

Tawhidi, Minnesotalı 6. sınıf öğrencilerinin fotoğraflarının yer aldığı bu paylaşımda, sekiz Müslüman kökenli çocuğun ortasında yer alan Bryce Ackman adlı çocuğu kastederek, “Beyaz olmasının getirdiği ayrıcalıklar onu koruyacaktır, endişeye gerek yok” diye yazıyor.

https://twitter.com/Imamofpeace/status/1138859437802840065

Yakınlardaki başka bir paylaşımında Tawhidi, Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan’ın “Pakistanlı zihniyet” tarafından yozlaştırıldığını söyledi; cinsel saldırı ile suçlanan ABD Yüksek Mahkemesi üyesi Brett Kavanaugh’yu eleştiren Müslüman feministlerle alay etti ve Müslüman karşıtı blogger’lara sempatik mesajlar gönderdi.

Fakat Tawhidi’nin Sünni İslam’a yönelik mezhepçi eleştirileri sadece Sünniler’i değil, Şiileri de alarma geçirdi. Verdiği röportajlarda defalarca Sünni İslam’ın inançları hakkında kışkırtıcı yorumlar yapan Tawhidi, Sünni İslam’ın referans kitaplarından birinin yasaklanması çağrısında bulundu ve Hz. Muhammed’in eşi Hz. Ayşe’ye hakaretlerde bulundu.

ABD’den Hindistan’a aşırı sağla flört

Tawhidi (solda), Rıza Pehlevi ile.

Tawhidi’nin aşırı sağcı çevrelerde “rock-star” statüsü önemli, çünkü onun yorumları anaakım siyasetçiler tarafından kullanılmaya başlandı. Avustralya’da göç karşıtı siyasetçiler Tawhidi’ye atıflarda bulunurken Hindu milliyetçileri, “Keşmir Hindu toprağıdır” gibi sözleri ve Pakistan hakkında alaycı yorumları nedeniyle onu alkışladı. Yakınlarda birlikte fotoğraf verdiği isimler arasında Ontario’nun aşırı sağcı başbakanı Doug Ford ve son İran Şahı’nın oğlu Rıza Pehlevi de var.

Tawhidi’nin kamusal kariyeri, kendi anlattığına göre, Avustralya televizyonu Channel 7’den bir prodüktörün kendisini keşfetmesiyle başladı. Röportajda Tawhidi’nin şu tür sözleri dikkat çekmişti:

“Maalesef benim dinim, şu anki haliyle, tamamen bir karmaşa içinde. İslami bir liderlik soyundan geliyorum. Kendi toplumum ve dinimden baktığım zaman, inanın bana bir şeylerin olduğunu görüyorum.”

“Aşırılıkçı Müslümanlar devlet içinde devlet kurmaya çalışıyor. Cemaat liderlerinden başlayarak bu ülkede İslam’a dair ne varsa araştıracak yeni bir hükümet makamı kurulmasına ihtiyaç var.”

Tawhidi’nin Channel 7’deki röportajı.

Bu röportajdan sonra Tawhidi’nin geçmişine sondaj yapan gazeteciler, Tawhidi’nin kendi kurduğu bir İslami derneğin başında olduğu, ayrıca akademik geçmişi ve Şii ilahiyat çalışmalarının merkezi olan Kum şehrinde eğitim gördüğü gibi konular hakkında yalan söylediğini ortaya çıkardı.

Bu noktadan sonra yükselişi frenlenen Tawhidi, yine de tabloit gazetelerin danıştığı isimlerden biri olmaya devam etti.

Amerikan rüyası

Avustralya anaakım medyasında maskesi düşmesine rağmen Tawhidi’nin namı bu sefer ABD’deki aşırı sağcı, İslam karşıtı sosyal medya çevrelerine ulaştı. Sadece geçen yıl içinde Tawhidi’nin dostane röportajlar verdiği isimler arasında şunlar bulunuyor: Adolf Hitler’i savunan yorumlar yapana dek Turning Point USA’in iletişim direktörü olan Candace Owens, İslam karşıtı vlogger (video blogger’ı) ve ırkçı Brittany Pettibone, 2016’da Avustralya’nın “Müslümanlar tarafından batırılma tehlikesinde olduğunu” söyleyen aşırı sağcı siyasetçi Tommy Robinson.

The Intercept’e konuşan Amerikan-İslami İlişkiler Konseyi yöneticisi Imraan Siddiqi, Sünni ve Şiiler’in en azından bir noktada aynı fikirde olduğunu söylüyor: “Bu adam tümüyle aklını oynatmış ve herhangi bir ilahiyat geleneğinin bir parçası değil.”

“İlk reformcu zaten Sünniler tarafından vahşice katledildi”

Fakat Tawhidi’nin İslam hakkında en tahrik edici beyanlarına yakından bakıldığında, onun misyonunun İslam’ı reforme etmekten çok Sünni İslam’ın imajını yıpratıp Şiiliği yüceltmek olduğuna inanmak için yeterince kanıt bulunabilir.

İslam’ın “asla, asla, ama asla reforme edilemeyeceğini” savunan “Barış imamı”na göre, orijinal reformcu İmam Hüseyin zaten Sünniler tarafından vahşice katledilmişti. Tawhidi yorumlarını bir de Hz. Hüseyin’in Kerbela’da nasıl öldürüldüğüne dair tüyler ürperten anlatımla süslemişti.

Kerbela Olayı Tawhidi’nin ilk medya deneyimlerini yaşadığı zamanlarda da karşımıza çıkıyor. 2014’te Tawhidi, kendisini atayan İranlı Şii din adamı Ayetullah Seyid Sadık Hüseyni Şirazi‘nin müritlerine ait olan İmam Hussein TV’de programlar yapmaya başladı. Ayrıca Batı’da yaşayan Müslümanlar’a yönelik modern hayatta Şii İslam’a uygun bir şekilde nasıl hareket edeceklerine dair İngilizce YouTube yayınlarına da el attı.

Tawhidi anlatıyor: “Dövme hakkındaki hükümler nelerdir?”

Geçen yıl bir İran haber ajansı, Şirazi hareketine bağlı televizyon kanallarını mezhepsel çatışmaları körüklemekle ve “Sünniler ile Şiiler arasındaki savaşı alevlendirmekle” suçladı.

Şirazi’nin resmi televizyonunda yayınlanan kısa bir videoda, Batı’daki İslam karşıtlığının sebebinin tamamen Sünni teröristler olduğu ve sorunun ancak tüm Müslümanlar İslam’ın Şii yorumunu kabul ettiği zaman çözüleceği öne sürüldü.

Şirazi’nin televizyonu tarafından yayınlanan video mezhepçi ifadeler içeriyor.

İşte Tawhidi’nin Şirazi ile bağlantılı olduğunu düşündüren nokta, Tawhidi’nin 2016’da Ayetullah’ın desteğiyle Avustralya’nın Adelaide şehrinde kısa ömürlü bir İslami dernek ve Şii dini okul açmış olması. Ayetullah’ın Twitter ve Facebook hesaplarında, kendi öğretileri doğrultusunda eğitim verecek olan ve sadece bir avuç öğrencinin gittiği okul hakkında olumlu paylaşımlarda bulunması bu iddiayı kuvvetlendiriyor.

Tawhidi’nin Channel 7’deki röportajını izleyen Avustralyalı Müslümanlar, “İmam”ın arkasında Ayetullah Şirazi’nin bir portresinin olduğunu fark ettiler.

Şirazi’nin Tawhidi’nin projelerine olan desteği, Avustralyalı Sünniler’in Tawhidi’nin bu sefer Sünniler’e karşı aşırı sağcı figürlerle gücünü birleştirerek hâlâ manevi lideri Şirazi’ye hizmet ettiğine dair şüphelerini kuvvetlendiriyor.

Gerçek hesap başka olabilir

Tawhidi’nin Batı’daki hayranları bu projenin mezhepçi olabileceğini ya bilmiyor ya da umursamıyorlar. Fakat durum buysa eğer, “Barış imamı”nı destekleyen İslam karşıtları bir illüzyonla karşı karşıya olabilirler. Tawhidi’nin aşırı sağcı muhatapları onu Müslümanlar’a saldırmak için kullandıklarını düşünürken; Tawhidi de onları Sünni-Şii çatışmasını körüklemek için kullanıyor olabilir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.