Bilim insanlarının son çalışmaları, cinsel yolla bulaşan bir virüs olan ve ölümle sonuçlanan HIV ile enfekte edilmiş farelerin hücrelerinin bu virüsten arınabildiğini ortaya koydu.
İnsana ait bağışıklık hücrelerinin aşılandığı 23 denek farenin dokuzunun virüsten tamamen temizlenmiş olması, insanlar üzerindeki tedavinin de başarıya ulaşması için umut vaat ediyor.
Temple Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Nebraska Üniversitesi Tıp Merkezi’nin (UNMC) beraber yürüttüğü çalışmada; genom düzenleme teknolojileri ve HIV’in kontrol altına alınabilmesi için ilaçlar kullanılarak virüsün fare DNA’sından ayrılması sağlandı. “HIV’i insan vücudundan temizlemek çok zor çünkü virüs hücrelere bulaştığı an direkt olarak DNA’nın bir parçası haline geliyor” diyen nörovirolojist Kamel Khalili, şu anki HIV tedavisinin antiretroviral ilaçlar (ART) ile yapılabildiğini fakat bunların yalnızca virüsü kontrol etmeye yeterli olduğunu da belirtti. Bunun üzerine bilim adamları, ART tedavi yöntemi ile yeni bir gen düzenleme teknolojisi olan CRISPR yöntemini bu çalışmada birleştirerek virüsü tamamıyla kandan çıkarmayı başardı.
CRISPR teknolojisi umut vaat ediyor ancak riskler de var
Genomun çeşitli kısımlarına ekleme, çıkarma yapan veya dizilimi değiştirme olanağı sağlayan bir gen düzenleme tekniği olan CRISPR, her ne kadar giderek gelişen bir teknoloji de olsa DNA üzerinde ciddi bir mutasyona sebep olabilir veya yanlış geni değiştirebilir. Pittsburgh Üniversitesi’nden retrovirolojist Zandrea Ambrose, “CRISPR’ın bütün hedef dışı etkilerini engellemenin uzun süreceğini” söylemekle birlikte süreçten yana umutlu olduğunu da dile getirdi.
Gelecek vaat ediyor
Sonuçlar, HIV’i yok edilmesinin mümküm olduğunu kanıtlamış olsa da bilim insanları, bunun yalnızca bir adım olduğuna ve tedavi için kesin bir yöntem olmadığına dikkat çekti. Berkeley Üniversitesi Genom Bilimleri Fakültesi’nde çalışan Fyodor Urnov, klinik denemelere başlanmasının birkaç yıl alacağını söyledi. Bilim insanları ve araştırmacılar, fareler gibi insanların da tedaviye cevap verebileceğini umuyor.
Kaynak: CNN International, PBS
