Geçen hafta, ABD’de silahlı şiddet açısından trajik bir hafta oldu. Saldırıların ilki pazartesi günü Kaliforniya’da bir müzik festivalinde, ikincisi Teksas’ta bir alışveriş merkezinde, üçüncüsü Ohio’da bir barın önünde, dördüncüsü ise Şikago’da yaşandı. Bu dört saldırıda en az 32 kişi hayatını kaybetti, 68 kişi ise yaralandı.
Kaliforniya: 3 ölü, 15 yaralı
29 Temmuz Pazartesi günü, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde her yıl düzenlenen Gilroy Sarmısak Festivali’nde 18 yaşından küçük olduğu belirtilen bir kişi kalabalığa ateş açtı. Saldırıda en az 4 kişi hayatını kaybetti, 15 kişi yaralandı. Saldırgan, güvenlik güçleri tarafından olay yerinde öldürüldü. İkinci bir şüphelinin de saldırıya karıştığının sanıldığı, bu kişinin kaçtığı ve arandığı açıklandı.
Teksas: 20 ölü, 26 yaralı
3 Ağustos Cumartesi günü ise ABD’nin Teksas eyaletinin El Paso kentinde bir kişi Cielo Alışveriş Merkezi yakınındaki, çoğunlukla göçmenlerin alışveriş yaptığı bir Walmart mağazasında etrafa ateş açtı. Saldırıda en az 20 kişi hayatını kaybederken, 26 kişi de yaralandı. Kamera görüntülerinden tespit edilen 21 yaşındaki “Patrick Crusius” adlı bir şüpheli silahlı saldırıyı gerçekleştirdiği iddiasıyla gözaltına alındı. Bazı yaralı göçmenlerin gözaltı korkusuyla hastaneye gidemedikleri ileri sürüldü.
Ohio: 9 ölü, 16 yaralı
Teksas’taki saldırının üzerinde 24 saat geçmeden bu sefer de Ohio eyaletinin yaklaşık 140 bin nüfuslu Dayton şehrinin eski ve turistik Oregon bölgesinde bir silahlı saldırı daha gerçekleştirildi. Saldırıda 9 kişi hayatını kaybetti, 16 kişi ise yaralandı. Adının “Conor Betts” olduğu açıklanan 24 yaşındaki saldırgan, güvenlik güçleri tarafından olay yerinde vurularak öldürüldü.
Dayton Valisi Nan Whaley, saldırganın çelik yelek giydiğini ve üzerinde yedek mühimmat taşıdığını söyledi. Saldırıyı neden düzenlediği henüz bilinmeyen saldırganın silahını internetten sipariş ettiği ve adli sicilinde ABD yasalarına göre silah almasına engel olacak bir durumun olmadığı belirtiliyor.
Şikago: En az 11 yaralı
Ohio’daki saldırıdan saatler sonra ise Illinois eyaletinin Şikago kentinde bir başka saldırı gerçekleştirildi. Silahlı saldırıda en az 9 kişinin yaralandığı bildirildi. Olay, kentin batı yakasındaki Douglas Park’ta, kimliği belirlenemeyen silahlı bir kişinin siyah bir Chevrolet Camaro’dan ateş açmasıyla gerçekleşti, saldırıda 7 kişi yaralandı. Diğer yandan olaydan saatler sonra, birkaç blok ötedeki silahlı saldırıda da iki kişinin yaralandığı bildirildi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Teksas saldırganına ait olduğu düşünülen manifesto: “Bu saldırı, Teksas’ın Hispanikler tarafından işgal edilmesine karşı alınan bir tavırdır”
Kaliforniya ve Ohio’daki saldırıları gerçekleştirilen saldırganların motivasyonu henüz belirlenememişken, Teksas’taki saldırganın ise internet üzerinden bir manifesto yayımladığı iddia ediliyor. Saldırıdan yaklaşık 20 dakika önce paylaşılan metinde, saldırılar, “Teksas’ın Hispanikler (Meksika ve Latin Amerika kökenliler) tarafından işgal edilmesine karşı alınan bir tavır” olarak tanımlıyor. Dört sayfalık metinde geçen mart ayında Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde camiye silahlı saldırı düzenleyerek 51 kişiyi öldüren saldırgana da destek veriliyor.
Trump’tan saldırılara tepki: “Korkaklık eylemi”
ABD Başkanı Donald Trump, Teksas’taki saldırı sonrası bir tweet atarak “Bugün El Paso’daki saldırı sadece trajik değil, aynı zamanda bir korkaklık eylemi. Masum insanları öldürmeyi meşrulaştıracak hiçbir sebep veya bahane olamaz” açıklamasında bulundu.
Trump, bugün attığı tweette ise “Teksas ve Ohio’da ölenlerin yok yere öldürülmesine izin veremeyiz. Daha önce yaşananları da unutamayız. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar bir araya gelerek kontrolü sağlamalı ve birleşerek ihtiyaç duyulan yeni göçmenlik reformu yasası çıkarmalı. Bu iki trajik olaydan iyi bir sonuç çıkarmalıyız” dedi.
Saldırılar “beyaz ırkçı şiddet” olarak tanımlanıyor
Teksas’taki saldırı dünya çapında artan ve endişe yaratan aşırı sağcı şiddet eğiliminin görünür son parçası oldu.
Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki saldırgan gibi, bu olayda da zanlı belli bir profile uyuyor: Tek başına hareket eden fakat internette şiddeti teşvik eden uluslararası bir alt kültürden beslenen beyaz bir erkek.
Saldırgana ait olduğu iddia edilen ve internette paylaşılan bir belgede toplumdaki nüfusun değiştirildiği savunuluyordu. Teksas’taki saldırgan, nüfuslarının Hispaniklerin kontrolüne gireceğini yazarken Christchurch’teki saldırgan da aynı şeyi Müslümanlar için yazmıştı.
ABD’deki bu silahlı saldırıları Medyascope’a değerlendiren Akademisyen Sinan Erensü, bu saldırıların “beyaz ırkçı şiddet” olarak tanımlandığını ve saldırganların eylemlerini tek başlarına planlasalar da ABD’de ve dünyanın belirli bölgelerinde yükselişe geçen ve beyaz üstünlüğüne dayanan dip dalgadan beslendiğini söylüyor.
Erensü, bu saldırıların ABD’de “iç terör” olarak değerlendirmesini yeni bir gelişme olarak yorumluyor. Ancak saldırılara duyulan öfkenin ülkedeki bireysel silahlanmanın denetlenmesinin önünü açma ya da devlet politikasını değiştirme ihtimali konusunda karamsar.
