Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Verdiği sokak röportajı ile gündeme gelen Beyza Güvenmez: “İslami camiadan ‘Çarşafını çıkar’ diyenler oldu”

Beyza Güvenmez, Ankara’da bir sokak röportajında Türkiye gündemine dair verdiği görüş ile sosyal medyada ilgi görmüş, çarşaf giyiyor olması sebebiyle söylemleri oldukça dikkat çekmişti. Güvenmez’in, HDP’li belediyelere kayyum atanmasını eleştirdiği videosu sosyal medyada sıkça paylaşılmıştı.

Medyascope’a konuşan Güvenmez, tesettürlü kadınlara önyargı ile yaklaşıldığını, bu önyargıyı bir nebze olsun kırabildiği için de mutlu olduğunu söyledi.

Beyza Güvenmez, 37 yaşında, İslami İlimler ve Tarih alanında eğitim veren bir öğretmen ve iki çocuk annesi. Yaklaşık 20 yıldır Furkan Vakfı üyesi olan Güvenmez’i Ankara’da “Ortaya Karışık” adlı bir Youtube kanalının kendisiyle yaptığı bir sokak röportajı sayesinde tanıdık. Güvenmez, çarşaflı olması ve iktidara muhalif duruşuyla dikkat çekti ve videosu kısa zamanda pek çok kişi tarafından paylaşıldı.

Paylaşımların her biri farklı yorumlarla yapılmıştı. Güvenmez’e de ilk olarak bu konuyu soruyorum. Kendisine gelen tepkiler nasıldı?

Tepkilere bir yönüyle mutlu olduğunu, tesettürlü kadınlara karşı oluşan önyargıyı bir nebze olsun kırabildiği için mutlu olduğunu fakat incitici tepkilerin de olduğunu söyleyen Güvenmez, bunun yeni bir şey olmadığını, bununla çok karşılaştığını belirtiyor.

Güvenmez, bu tarz tepkileri anlamaya çalışıyor, “Onlar da o şekilde yoğruluyorlar, öyle eğitiliyorlar” diyor.

Önceleri daha sert tepkilerle karşılaştığını söyleyen Güvenmez, her ne kadar anlamaya çalışsa da bazı noktalarda çok öfkelendiğini, bazı tepkilerin bağnazlık noktasında olduğunu, peçesini çekmeye çalışan insanlarla bile karşılaştığını anlatıyor ve ekliyor:

“Birbirimizi anlamaya çalışmıyorsak, birbirimizi görmeye bile tahammül edemiyorsak bu ülkede birlikte nasıl yaşayacağız.”

Bu davranışlarla sık karşılaştığını pek çok örnekle anlatan Güvenmez, sosyal medyadan gelen tepkilere de bu yüzden çok şaşırmadığını, daha önce kendisine önyargıyla yaklaşan insanlar sebebiyle bu duruma bağışıklık kazandığını söylüyor.

“‘Hain misin? Ajan mısın?’ diyenler oluyor, sadece susmuyorum “

Merak ettiğim diğer bir konuysa Güvenmez’e İslami camiadan gelen tepkiler. Özellikle iktidarı destekleyenlerden oldukça fazla tepki alan Güvenmez, diğer tarafın şekilsel bir tepki verdiğini, İslami cenahın ise tarafgirlikle bu tepkileri gösterdiğini anlatıyor:

“Onların tabulaştırdığı şeylerden bahsettiğinde, onlara laf ettiğinde birden kötü oluyorsun. Kendisi adına, tesettürü adına ahkam kesenler oldu. ‘Çarşafını çıkar’, ‘Çarşafın kuralını aştın’, ‘Bir erkeğe bakarak konuştun’ gibi tepkiler aldım. Bu söylemleri İslam’ı da ne kadar bilmediklerini, bu konuda ne kadar cahil olduklarını gösteriyor ve evet, bu yaptıkları yobazlık.”

Güvenmez kendisine “Hain misin?”, “Ajan mısın?” diyenler olduğunu da söylüyor:

“İkisi de değilim ama susamıyorum, görmezden gelemiyorum. Doğuda ayrı, batıda ayrı ateşler düşüyor evlere, insanlar nasıl görmüyor. ‘Ben gözümü kapattım, sen nasıl açarsın’ der gibi bir de kulp takıyorlar her konuştuğumuzda.”

İki camiadan gelen tepkilerin bir kısmının bağnazlık noktasında olduğunu belirten Güvenmez, bir tarafın tanımadığı, anlamaya çalışmadığı için bu bağnazlığı gösterdiğini, İslami camiadan gelen tepkilerin ise Allah’ı ve peygamberi aşmaya çalışan, aşırıya kaçan bir tavırda olduğunu söylüyor.

“Sizde solculuk damarı var diyenler oluyor, kabul etmiyorum bunu, Müslüman’ın tavrı bu olmalıdır”

Gelen tepkilerin ardından konuyu Türkiye’nin gündemine getiriyorum. “Zulüm nereden gelirse gelsin Müslüman buna karşı tavrını koymalıdır, Müslüman’ın profili haksızlığa başkaldırmaktır” diyen Güvenmez, Barış Akademisyenleri‘nden birkaç arkadaşı olduğunu, onların da kendisine bu haksızlığa karşı olan tavrına yönelik, “Hocam sizde solcu damarı var” dediklerini anlatıyor.

Güvenmez, bunu kabul etmiyor ve bunun aslında Müslüman’ın duruşu olduğunu söylüyor. Hazreti İbrahim’in, Hazreti Musa’nın genç yaşlarında dönemin muktedirlerine karşı verdiği mücadeleden bahseden Güvenmez, “Hazreti İbrahim ki, ‘Seni yakarım’ diyen muktedire ‘Yakarsan yak, ben ancak Allah’a boyun eğerim’ diyor. Müslüman’ın duruşu bu olabilir ancak” diyor.

“Zulüm bizden uzak olanlardan gelince zulüm de, bizden gelince değil mi?”

Ülkenin gidişatından çok rahatsız olduğunu anlatan Güvenmez, hukukun tamamen rafa kaldırıldığını, hâkimlerin tek başına karar vermediğini düşündüğünü, sudan sebeplerle insanların tutuklandığını söylüyor. Bunların kabul edilemez olduğunu belirten Güvenmez, tek sorunun şimdiki iktidar olmadığını, Türkiye’de daha derinden sorgulanması gereken şeyler olduğunu şu sözlerle anlatıyor:

“Başa kim gelirse gelsin mazlumlar üreten bir sistem var. 28 Şubat’ta başkalarıydı zulmü yapanlar, işimizden okulumuzdan atılıyorduk o dönem. Zulüm daha bize uzak gördüğümüz insanlardan gelince zulüm de, şimdi fikren bize daha yakın olan, o zamanlarda bizimle aynı acıları yaşamış insanlardan gelince zulüm değil mi? Bu acıları birlikte yaşadığımız insanlar da güç kazandıkça benzer acıları başkalarına yaşatıyor. Buna sessiz mi kalacağız? Hayır, bu da zulüm.”

Beyza Hanım’ın anlattıklarından anladığım her dönemin muhalifi olduğuydu. Kendisine bunu söylediğimde de, “Tam olarak kendimi böyle hissediyorum” diyor ve ekliyor:

“Bazılarına bakıyorum, her dönemin adamı. O dönemde sistemin kaymağını yiyen, bu dönemde de bu sistemin kaymağını yiyor fakat ben bulunduğum çizgiden çok memnunum, biz olmayalım her dönemin insanı. Bu da bir gün meyvesini verir inşallah…”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.