Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından Türkiye’ye dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Rusya ile varılan mutabakatla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek ABD gerekse Rusya ile olan bu anlaşmalarımızda eğer verilen sözler yerine gelmezse bizim için atılması gereken adımlarda herhangi bir değişiklik sözkonusu değildir. ABD ile yapılan anlaşma kısmında yine aynı operasyonumuzu kararlılıkla devam ettiririz” dedi.
Erdoğan, Barış Pınarı Harekâtı’nı kapsayan bölgede bir imar çalışması planının olup olmadığının sorulması üzerine, Türkiye’nin böyle bir arzusu olduğunu ancak maddi kaynak konusunda hiçbir ülkenin destek olmadığını belirtti.
Suriye hükümeti ile Türkiye arasında yeni bir ilişki geliştirilmesi ihtimalinin var olup olmadığına ilişkin soruya ise Erdoğan şöyle cevap verdi:
“Bundan sonraki süreçle ilgili olarak biz başta Rusya-Suriye münasebetlerinden hareketle kendimiz için bunu çok daha isabetli bir yol olarak görüyoruz ve bugünkü görüşmelerde de bunun bu süreci çok daha kolay kılacağını gördük ve buna inandık. Temennim odur ki bundan sonraki süreçte de biz bu münasebetleri kolaylaştıracak adımları Dışişleri Bakanlığı olsun, Milli Savunma Bakanlığı olsun, istihbarat olsun, bunları devreye sokarak Rusya tarafından bu işi sürekli gündeme aldık ve gündemde de… Bunlar zaman zaman bize olumlu neticeler de verdi. Bundan sonraki süreçte de biz bunları tabii yine kullanacağız, bundan istifade de edeceğiz.”
“Biz bir işgal ordusu değiliz, bu bölgenin gerçek sahibi Suriye”
Görüşmede Ayn el Arab (Kobani) konusunun da konuşulduğunu belirten Erdoğan, Tel Abyad ve Resulayn arasında kalan bölgede uygulanacak planın Ayn el Arab içinde geçerli olduğunu ve bu süreci Türkiye ile Rusya’nın birlikte yürüteceğini söyledi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü :
“Şu anda biliyorsunuz özellikle Tel Abyad-Resulayn arasında yeni bir durum var. Bu bizim için şu anda adeta kazanılmış hak gibidir. Bu demek değil ki orada kalıcıyız. Böyle bir şey yok. Buraların gerçek sahibi Suriye. Biz bir işgal ordusu değiliz. Böyle bir özelliğimiz yok. Buranın gerçek sahipleri şu anda bizdeki 3 milyon 650 bin mülteci ve onlar gönüllülük esasına göre eğer buralara dönecek olurlarsa orada kendi topraklarında hayatlarını sürdürebilirler”.
Kamışlı’nın mutabakat metninde yer almamasına değinen Erdoğan, “Kamışlı’nın özelliği şu; Kamışlı şu an itibarıyla Rus askerleri ile rejim güçlerinin bulunduğu bir yer. Dolayısıyla orada bizimle karşı karşıya gelmek gibi bir şeyi arzu etmiyorlar. Biz de zaten böyle bir şeyi arzu etmedik ve başından itibaren Kamışlı tarafında böyle bir şeye girmedik” diye konuştu.
“DEAŞ’ın içinde İngilizi var, Almanı var, Fransızı var, Hollandalısı var … Az da olsa Türk de var”
Rusya ve ABD’nin, Suriye’nin kuzeyindeki durumu değerlendirirken “YPG” yerine “Kürtler” ifadesini kullanmasının saygısızlık olduğunu dile getiren Erdoğan, Putin ile görüşmesinde “Saygısızlık yapıyorsunuz” dediğini belirtti. Erdoğan, “Lütfen böyle kullanmayın, bizim mücadele ettiğimiz PKK’dır, YPG’dir, yani teröristlerdir. Teröristin hangi ırktan, hangi dinden geldiğinin ne önemi var. Terörist teröristtir” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
IŞİD terör örgütünün içerisinde farklı ülkelerin vatandaşları olduğunu ancak IŞİD’in herhangi bir ülkeye mal edilemeyeceğini belirten Erdoğan, “Mesela DEAŞ… DEAŞ’ın içinde İngilizi var, Almanı var, Fransızı var, Hollandalısı var vesaire… Az da olsa Türk de var. Şimdi biz DEAŞ’ı tanımlarken hangi ırkı öne çıkaracağız? Olmaz” diye konuştu.