Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Van Depremi’nin sekizinci yıldönümü: “Üzerimize tuğlalar düşüyor, camlar kırılıyor, kiremitler yağıyordu”

Van Depremi’nin üzerinden sekiz yıl geçti. İstanbul’da Silivri açıklarında 5,8 büyüklüğünde yaşanan depremin üzerinden bir ay bile geçmedi ancak deprem akıllara yine aynı soruları getirdi. Yüzde yüzü afet riski altında olan ülkemizde gerekli hazırlıklar yapılıyor mu? Yerel yönetimler tedbirlerini alıyor mu? Toplanma alanları yeterli mi? Medyascope’tan Caner Polat, İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemal Gökçe, Jeofizik Mühendisi Savaş Karabulut ve Van depremi tanığı, gazeteci İlker Taş ile konuştu.

İlker Taş: “Dükkânların önünde patates, soğan kasaları günlerce durdu, bir kişi bile yağma girişiminde bulunmadı”

Deprem sırasında başka bir haber için orada bulunan İlker Taş, bir hafta önce Van’a gittiğinde evlere bakıp “Deprem olsa bu binalar yıkılır” dediğini hatırlıyor ve deprem anını şöyle anlatıyor:

“Daracık bir sokakta kahvaltı ediyorduk, kahvaltıcılar masa ve sandalyelerini sokağa dizmişler. Sonra bir anda bir gürültü, patırtı koptu. Ben ‘Herhalde birileri kavga falan ediyor’ dedim ve çok ilgilenmedim. Baktım Murat’ın (yanındaki gazeteci arkadaşı Murat Utku) gözleri büyüdü, masayı tuttu ve ‘Deprem oluyor’ dedi. Kalktık, kaçmaya çalışıyoruz ama daracık bir sokak ve masalar sandalyeler önümüzü kapatıyor ve herkes aynı yere doğru kaçmaya çalışıyor. Ben biraz öndeydim, elimle masa ve sandalyeleri kaldırmaya çalıştım. Bir süre sonra arkamdan gelenler beni düşürdüler ve önüme geçtiler, ayağa da kalkamıyorum, insanlar üzerimden geçmeye devam ediyorlar. O ara bir fırsat buldum ve kalktım üzerimize tuğlalar düşüyor, camlar kırılıyor, kiremitler iniyor. Her yer sallanıyor, ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. O arada Murat’la karşılaştık ‘Hah, sen de geldin mi’ dedi sonra haber yapmak için ekipmanımızı almak için otele dönmeye karar verdik hemen.”

İlker Taş: “Üzerimize tuğlalar düşüyor, camlar kırılıyor, kiremitler yağıyordu.”

Depremin ardından görüntüleri ve yaşananları aktarmak üzere kamera ve diğer ekipmanıı almak için kaldıkları otele döndüklerini anlatan Taş, karşılaştığı manzarayı şu sözlerle aktardı:

“Asma tavan çökmüş, asma tavanın bütün tozları bilgisayarımın üzerinde, yani bilgisayarı görmekte zorlanıyorum. Duvar yerinden çıkmış, tuvalet tabanı yerinden kalkmış… Çok acayip bir şeydi. Bir hamle de olabilecek olan neyse onu aldık ve kendimizi dışarıya attık.”

Taş için, Van’da kaldıkları üç gün boyunca gördüklerinin içinde hafızasında en çok yer eden olay insanların dayanışması ve çok ihtiyaçları olmasına rağmen hiçbir şekilde yağma gibi olaylarla karşılaşmamasıydı:

“Dükkânların önünde soğan, patates gibi şeyler dizerler ya işte öyle dükkânlar var ama tabii sahibi yok, açılmıyor. Bir tane bile insan şuradan bir kilo patates alayım, ya da başka bir şey alayım, parasını vereyim ya da vermeyeyim, yani ‘Şu anda burada kim bununla uğraşacak’ falan dediğini görmedim. Yani o mallar orada kalmaya devam etti ve insanlar onlara günlerce ellemedi. O bende, bu olaydan kalan en anlamlı şeydir.”

Savaş Karabulut: “Hâlâ depreme hazırlıksız olduğumuzu görüyorum, bunun sorumlusu siyasi iktidar”

Van’da yaklaşık bir ay arayla yaşanan iki deprem sonrasındaki sürecin, dönemin valisi ve diğer sorumlularca iyi yönetilemediğini söyleyen jeofizik mühendisi Savaş Karabulut şöyle konuştu: “Van depreminde birçok yurttaşımız hayatını kaybetti, Van’da o dönem üst üste iki deprem olmuştu. Birinci depremin ardından hasar göre binalar, Erciş’te meydana gelen depremde yıkıldı. İnsanlar ilk depremin ardından çaresizlikten evlerine girdi, hatta gazeteciler Bayram Oteli denilen binaya girdi. O dönemin en kötü tablosu da dönemin Van valisinin ‘Evlerinize dönebilirsiniz’ açıklamasıydı. Zaten o açıklama şu anda yargı aşamasında. Vali insanlara ‘Evinize dönebilirsiniz’ dedi ve aslında insanları ölüme götürdü.”

Savaş Karabulut: “Hâlâ depreme hazırlıksız olduğumuzu görüyorum, bunun sorumlusu siyasi iktidar.”

“Van’da büyük bir deprem bekliyoruz”

Jeofizik mühendislerinin bir depremin kaç şiddetinde olacağını, ne kadar süreceğini önceden söyleyebildiklerini belirten Karabulut, “Biz şu anda Doğu Anadolu’da, Van’da ya da Bitlis’te, yani Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde büyük bir deprem bekliyoruz aslında. Büyük dediğim 7,5-8 büyüklüğünde bir deprem. Çünkü yaklaşık 500 yıldır bu fay hattında büyük bir deprem olmuyor” dedi.

Yakın zamanda İstanbul’da yaşanan depremin, alınacak önlemlerin aciliyetini gündeme getirdiğini ancak yine çok yakın bir zamanda unutulacağını söyleyen Karabulut sözlerini şöyle sürdürdü:

“Marmara Depremi’nden sonra yönetmelikler çıkarıldı fakat bunlar çözüm olmadı. Van’dan sonra kentsel dönüşüm süreci başladı fakat bu da bir çözüm olmadı. Ardından yapı denetim firmaları geldi ancak 2000 yılından sonra yapılan binaların bile yüzde 17’sinin orta ve ağır hasarlı olduğu biliniyor, bu İstanbul için. Bugün hâlâ depreme hazırlıksız olduğumuzu görüyorum, bunun sorumlusu kent sakinleri değil siyasi iktidar ve belediyeler, yani ülkeyi yönetenler.”

Cemal Gökçe: “Para kazanmak, binaların depreme güvenlikli hale getirilmesinin önüne geçti”

Van’da ya da herhangi bir kentte depreme ilişkin önlemlerin sıklıkla teorik olarak konuşulduğunu ancak uygulama alanlarında ciddi zaafların olduğunu söyleyen Cemal Gökçe şunları kaydetti: “99’daki yapı stoku Van’da da halen duruyor, İstanbul’da da duruyor, ülkemizin başka kentlerinde de aynen duruyor. Dolayısıyla deprem riski yüksek olan, güçlendirilmesi gereken ya da yıkılıp yeniden yapılması gereken yapı stoku olduğu gibi duruyor.”

Cemal Gökçe: “Para kazanmak, binaların depreme güvenlikli hale getirilmesinin önüne geçti.”

Gökçe, depreme karşı alınan önlemler sırasında teknik zorunlulukların geri planda tutulmasının temel problem olduğunu vurguladı. Yapılan çalışmaların bugüne kadar sonuç vermediğini söyleyen Gökçe sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstanbul’da yeni 5,8 büyüklüğünde bir deprem oldu, birçok bina hasar gördü, okullar, kamu binaları hasar gördü. Dolayısıyla teorik olarak bir dizi çalışmalar yapıldı ancak uygulamada ticari kaygı, teknik kaygının önüne geçti. Temel problem bu. Para kazanmak, yapıların deprem güvenlikli hale getirilmesinin önüne geçti.”

Ne olmuştu?

23 Ekim 2011 tarihinde Van’ın Tabanlı Köyü’nde meydana gelen 6,7 büyüklüğündeki depremde 604 kişi hayatını kaybetti, 4 binden fazla kişi de yaralandı. Sarsıntıda 2262 bina yıkıldı. Van Depremi, Cumhuriyet tarihi boyunca Anadolu’da meydana gelen en büyük depremlerden biri olarak kayıtlara geçti.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.