Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

2019 Nobel Fizik Ödülü’nü kazanan astronomlar: “Star Trek filminde izlediklerimizin ötesine geçiyoruz”

2019 Nobel Fizik Ödülü‘nü kazananlar arasında yer alan İsviçreli bilim insanları Michel Mayor ve Didier Queloz, Fransız Le Monde gazetesine kendi çalışmaları hakkında bir röportaj verdi. Özellikle Güneş Sistemi dışında başka yıldız sistemlerinde dünyaya benzeyen gezegenlerle ilgili (ötegezegenler-[exoplanet]) çalışmaları ile bilinen Mayor ve Queloz, Nobel ödülünü de bu alanda yaptıkları çalışmalarla aldı.

Mayor bugün 77, Queloz ise 53 yaşında. İkili 2019 Nobel Fizik Ödülü’nü, kozmoloji alanında yaptığı teorik çalışmalarla (özellikle karanlık enerji) bilinen ABD’li bilim insanı James Peebles ile paylaştı. Nobel Fizik Ödülü, 10 Aralık günü Stokholm’de yapılan törenle birlikte bu üç bilim insanına verildi. Tören, Cenevre Üniversitesi’nin rektörlüğünde gerçekleştirildi.

James Peebles, Didier Queloz, Michel Mayor

Michel Mayor ve öğrencisi Didier Queloz, 1995 yılında ilk olarak Güneş Sistemi dışındaki bir ötegezegeni keşfettiklerinde, Mayor’un eşinin doktoru şöyle demişti: “İşte bu Nobel getirir!” Sözkonusu keşif, “Başka dünyalar var mı” sorusuna verilen bir yanıtı da oluşturuyordu. O keşif Fransa’da yer alan Haute Provence Gözlemevi’nde bulunan Elodie adlı spektrograf* ile gerçekleştirilmişti. Röportajın bazı kısımlarının çevirisini sizlerle paylaşıyoruz:

Soru: Bugün artık ötegezegen konsepti aşikâr olan bir durum, bugüne kadar bunlardan dört bin tane keşfedildi. Ancak 25 yıl önce, sadece kendi gezegen sistemimizi biliyorduk. O zamanlar astronomi camiasında ötegezegenler ile ilgili araştırma konusundaki duygu neydi?

Michel Mayor: 20. yüzyılın ilk yarısındaki bir teori şöyle diyordu: Gezegenlerin oluşması için ihtiyaç duyduğu gaz ve toz diski ancak bir yıldız diğerine yakın mesafede ise gerçekleşebilir. Oysa ki böyle bir fenomenin oluşma ihtimali neredeyse sıfır. Bu teori ve yaklaşım bilim insanlarını uzun zaman boyunca yanlış yönlendirdi. Bundan dolayı bilim insanları uzun yıllar Samanyolu Galaksisi’nde başka gezegen sistemleri beklemiyorlardı. Bu tamamıyla inanılmaz. 1980’lerde ötegezegen araştırmaları hiç de moda değildi. Benim bildiğim kadarıyla hepi topu dört araştırma grubu vardı.

Didier Queloz: Ben tezimde ötegezegenleri çalışmadım ama onları tespit etmek için geliştirilen teknoloji üzerine çalıştım. Haute Provence Gözlemevi’ndeki Elodie adlı spektografın yazılımının geliştirilmesinde çalıştım. Bu Michel’in en başta düşündüğünden bile daha iyi oldu. Haute Provence’ta diğer mühendislerle birlikte çalışmak benim için zevkti. Oradaki bütün ekibe daha iyi araç geliştirmeleri için oldukça iyi bir fon sunuldu.

1994 yılında ilk olarak 51 Peg yıldızını gözlemlerken, bir şeyler bulduk. 51 Peg anormal bir tavır sergiliyordu (“Kendi gezegeni vardı” anlamında söylüyor, Ç.N.). Daha önce bu konuda hiçbir gözlem yapılmadığı için kıyaslayacağımız hiçbir şey yoktu. Bir hata olduğunu düşündük. Bir süre sonra Hawaii’de bulunan Didier’ye bir ötegezegen bulduğuma yönelik bir bilgilendirme notu yolladım.

Michel Mayor: Nobel’in bize verilmesi bu alan için önemli bir kapı açtı. 1990’larda bu alanda çalışan sekiz kişi vardı. Bugünse 3 bin kişi var.

Didier Queloz: Uzay Yolu (Star Trek) bölümlerinde izlediklerimiz ve hayal ettiklerimizin çok ötesine geçiyoruz. Yeni bir çalışma alanı açtık ve evrendeki yerimizi yeniden düşünüyoruz. Bir sonraki aşama yeni bir yaşam formu bulmak. Bu ise Kopernik Devrimi’ni sonlandırıp yenisini başlatacak.

Michel Mayor: Yaşamla ilgili henüz hiçbir şey bilmiyoruz ama kişisel bir yorum yapabilirim. Nobel Biyoloji Ödülü kazanmış Christian de Duve yaşamın oluşmasının son derece olası kimyasal süreçlerdeki tepkimeler sonrası olduğunu düşünüyor. Bana öyle geliyor ki birçok bilim insanı yaşamın evrenin gelişimi içerisinde doğal ve otomatik bir ürün olduğunu düşünüyor.

Koşullar bir araya geldiğinde yaşam da kendiliğinden ortaya çıkar. Ancak bu ispatlanmamış bir hipotez. Bunu bilmenin tek yolu gözlem yapmak ve yaşam izleri aramak. Bunu nasıl yapacağımızı bildiğimiz birçok yol var ama bunları uygulamaya koymaktan çok uzağız.

*Giriş yarığı, merceği, prizması(veya şebekesi) ve dedektörü (fotoğrafik, termal veya iyonik) olan, spektrumları fotoğraf plağına veya kağıdına kaydeden optik cihaz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.