Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

HDP Eş Genel Başkanı Temelli: “Kayyum rejimi, darbe mekaniğinin yansımasından başka bir şey değil”

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli partisinin meclis grup toplantısında konuştu. Temelli yargı reformunun kimseye hayrı olmadığını söyledi ve “Reformdan yararlanan yegâne insanlar yeşil pasaportu olan avukatlar” dedi. Kayyumlara karşı çıkılmadığı için her yere yayıldığını belirten Temelli, Urla’ya atanan kayyumu hatırlatarak muhalefetin tavrını eleştirdi. Temelli, “Kayyum hiçbir yere yakışmaz. Kayyuma karşı çıkıyorsak Van’da da karşı çıkacaksın, Amed’de de karşı çıkacaksın, Mardin’de de karşı çıkacaksın. Eğer karşı çıkmıyorsan siyaseten o cüzde senin adın artık yoktur” diye konuştu.

Temelli konuşmasına, 8 Ocak 1996’da öldürülen gazeteci Metin Göktepe’yi anarak başladı ve “Metin’in şahsında katledilen tüm gazetecileri anmak istiyorum ve bugün cezaevinde bulunan özgür basın çalışanlarını anmak istiyorum” dedi.

“Ankara’nın her yeri dehliz”

Temelli, Erdoğan’ın 2012’deki “Ne Uludere ne de Hrant Dink davası Ankara’nın derin dehlizlerinde kaybolmaz” konuşmasını hatırlattı ve “Bugün Ankara’ya baktığınızda dehlizden geçilmiyor. Ankara’nın her yeri dehliz olmuş. Hrant Dink katledileli tam 13 yıl olmuş. 19 Ocak’ta Hrant’ı anacağız. Hrant’ı saygı ile anıyorum” diye konuştu.

“Meclis’ten kaçıyorlar, HDP’den kaçıyorlar

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) kapalı olmasını eleştiren Temelli, şöyle devam etti: “2 Ocak’ta Meclis’i açmışlar, tezkere geçirmişler, sonra kapatmışlar. Bugün Meclis’i açacaklar, eminim yarın yine kapatacaklar, yine tatile. Neden Meclis kapalı? Meclis’ten kaçıyorlar, siyasetten kaçıyorlar, HDP’den kaçıyorlar. Fizan’a kadar kaçsanız peşinizdeyiz.”

Temelli, hükümetin dış politikasını da eleştirerek “Libya’da mesele Türkiye ile ilgili değil, Erdoğan’ın şahsıyla ilgili. Bütün ülkeleri tek tek sayıyorlar, Türkiye’ye gelince ‘Erdoğan’ diyorlar. O denli şahsileşmiş bir mesele ile karşı karşıyayız. Buradan bir dış politika çıkmaz” dedi.

Türkiye’nin dış siyasetini aslında iç siyasetin bellirlediğini söyleyen Temelli, “İçeride iktidarda kalabilmenin yolu işte savaş politikasına dayanıyor. Çünkü içerideki rejimleri aslında bir hukuksuzluk rejimidir. Meşru hukuku askıya alanı, gayrimeşru bir hukuk sistemiyle ayakta durmaya çalışan bir iktidardan bahsediyorum. Bir istisnai durumu, olağanüstü durumu yaygınlaştıran, tecridi mutlaklaştıran bir iktidardan bahsediyorum” diye konuştu.

Temelli, bu hukuk anlayışını “tecrit hukuku” olarak tanımladı ve yargı reformunu eleştirerek şunları söyledi:

“Tecrit hukukundan kurtulmadan  bu yargı sorunu, felaketi devam edecektir. Yargı reformu yapıyorlar, reformdan yararlanan yegâne insanlar yeşil pasaportu olan avukatlar. Başka kimse bir hayrı yok reformun. Hâla yargı reformu yapacağız diyorlar.”

“Kayyum rejiminin en büyük mağdurları KHK ile ihraç edilenler”

Temelli, Hakkâri’de eylem ve etkinliklerin yasaklandığını, mevcut yasakların uzatıldığını belirterek bunların sebebinin kayyum rejimi olduğu söyledi ve muhalefetin kayyumlara karşı tavrını eleştirdi:

“Belediye eşbaşkanlarını yasalara aykırı bir şekilde görevden alıyorlar ama belediye meclislerini de feshediyorlar. Belediye meclislerini de işlevsiz hale getiriyorlar. Çünkü demokrasinin kırıntısına bile tahammülleri yok. Bunu değiştirecek olan bu ülkenin muhalefeti, demokratları olmalı. Bu ülkenin aslında toplumsal muhalefeti olmalı. İlk günden söyledik; Bu kayyum rejimi dedik, olağanüstü hal aklı dedik, darbe mekaniğinin yansımasından başka bir şey değildir. Buna karşı çıkmazsanız her yere sirayet eder. o yüzden siyaseti özgürce kayyum rejiminin karşısın dikilmeli dedik. Bu iktidarın karşısına dikilmeli dedik. Kayyum her yere yayılıyor. Biraz önce kurumları saydım. Urla’ya da kayyum atandı. Siyaset bugün içine sürüklendiği yerden dedi ki; ‘Urla’ya kayyum yakışmıyor’ dedi. Öyle muhalefet olmaz, kayyum hiçbir yere yakışmaz. Kayyuma karşı çıkıyorsak Van’da da karşı çıkacaksın, Amed’de de karşı çıkacaksın, Mardin’de de karşı çıkacaksın. Eğer karşı çıkmıyorsan siyaseten o cüzde senin adın artık yoktur.”

Konuşmasına KHK ile ihraç edilenlerden bahsederek devam eden Temelli, ülkedeki şiddet, kayyum rejimi ve olağanüstü hal hukukunun en büyük mağdurlarının KHK ile ihraç edilenler olduğunu söyledi:

Bu ülkede şiddet, kayyum rejimi, olağanüstü hal hukuku yaygın bir hukuk. Bunun en büyük mağdurları da KHK ile ihraç edilmişler, emekleri aşları elinden alınmış insanlar. 135 bin insandan bahsediyorum. Bunlara yönelik zulüm bitmiyor. Aslında 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında iktidarın bizzat başlattığı cadı avından bahsediyorum. Bu 135 bin insanın geleceğe dair bütün hakları gasp ediliyor, ellerinden alınıyor. Banka hesabı açamıyorlar. Engelli çocuğuna yönelik aylık kesiliyor. Bu nasıl bir düşmanlıktır. Bu nasıl bir zihniyettir.”

“Kadına yönelik şiddeti toplumdan saklamaya çalışıyorlar”

Cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren politikaların müsebbibi bu iktidardır” diyen Temelli, “17 yıldır iktidardalar. 2003 yılında kadın cinayeti sayısı, yani iktidara geldikleri yıl, 83’müş. Şimdi 2019’da bu rakam 474’e çıkmış. Dehşet verici bir artış. İnsanın aklı almıyor. Ve her geçen gün kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri artıyor” dedi.

“Sanata laf etmek senin ne haddine!”

Temelli, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eserinin sahnelenmesine ve oyuna gidenlere yönelik saldırı ve tepkilere de şöyle değindi:

“Sevgili Kadir İnanır’a yönelik bir saldırı gerçekleşti. Çünkü Sevgili Selahattin Demirtaş’ın bir eseri sahnelenmiş tiyatroda. Buna tahammül edemeyen, iki satır komposizyon ödevi yazmaktan âciz, iki cümle kuracak olsa promptere muhtaç olan zihniyet kalktı Kadir İnanır’a, Selahattin Demirtaş’a saldırdı. Sen önce bir okumayı, yazmayı öğren. Sanat senin neyine. Sanata laf etmek senin ne haddine!”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.