Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekonomi Tıkırında (51): Mesele enflasyon değil

Ekonomi Tıkırında’nın 51. programında Sedat Pişirici, Ocak 2020 enflasyon verilerini ve bu verilerin ışığında, yaşanan “hayat pahalılığı”nı değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Deniz Dursun 

İyi günler. Türkiye İstatistik Kurumu bugün, ocak ayının enflasyon verilerini açıkladı. Aynı zamanda elbette 2020 yılının ilk enflasyon verisi. Buna göre tüketici fiyatları enflasyonu aylık yüzde 1,35, yıllık yüzde 12,15 oranında artmış. Gıda ve alkolsüz içecekler enflasyonu yüzde 9 seviyesinde. Üretici fiyatları enflasyonuysa aylık yüzde 1,84, yıllık yüzde 8,84 oranında artmış. 

Yıllık enflasyon aralık ayında, geçen ay, tüketici fiyatlarında yüzde 11,84, üretici fiyatlarında yüzde  7,36’ydı. Gıda ve alkolsüz içecekler enflasyonu da yüzde 10,89 olmuştu. Yani TÜFE ve ÜFE’de bir miktar yükseliş, gıda ve alkolsüz içecek enflasyonunda bir miktar düşüş söz konusu. 

Yıllık en yüksek artış nerede olmuş? Tüketici fiyatları enflasyonunda, yüzde 42 ile alkollü içecekler ve tütünde, yüzde 15 ile eğitimde, yine yüzde 15 ile çeşitli mal ve hizmetlerde. Bu arada giyim ve ayakkabı enflasyonu yüzde 6, ev eşyası enflasyonu yüzde 7,5 oranında artmış. 

Üretici fiyatlarına bir göz atalım. Sanayinin dört ana sektörü itibariyle bakıyor Türkiye İstatistik Kurumu. Yıllık enflasyon madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 12,76, imalat sanayiinde yüzde 8,45, elektrik gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 13, su temininde yüzde 4,27 oranında. 

ÜFE’de ana sanayi grupları itibariyle yine yıllık olarak baktığımızda araba alanında yüzde 5,15, dayanıklı tüketim malında 8,93, dayanıksız tüketim malında 13,37, enerjide 13,75, sermaye malında yüzde 8,78 oranında bir artış görüyoruz. 

Enflasyon nedir? Kitabi olarak, “fiyatlar genel düzeyindeki artış”a enflasyon diyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu, tüketici fiyatlarındaki genel düzeyi 418 madde üzerinden izliyor. Bu 418 maddeye “enflasyon sepeti” de deniyor. Tüketici fiyatlarında Ocak 2020’de bu 418 maddeden 125’inin ortalama fiyatı düşmüş, 25’inin ortalama fiyatı değişmemiş, 268’inin ortalama fiyatıysa artmış. Ama bir de şu haberden sizi haberdar etmek isterim. Dünya Gazetesi’nden Şebnem Turhan yazmış; Türkiye İstatistik Kurumu, enflasyon sepetini güncellemiş. Güncellemede dikkati çeken şey, gıda, ulaştırma, konut, ev eşyası, giyim ve ayakkabı gibi, yani hem tüketimin çok olduğu hem bunların tüketiminin biz vatandaşların cebini doğrudan etkilediği gruplarda, bu grupların ağırlıklarının enflasyon sepeti içinde düşürülmüş olması. 

Örneğin, gıdanın geçen yıl yüzde 23,29 olan ağırlığı, yani enflasyonu etkileme oranı, bu yıl yüzde 22,75’ye çekilmiş, 0,52 puanlık bir gerileme söz konusu. Otomobil, benzin, motor, köprü, otoyol ücretleri gibi kalemleri barındıran ulaştırma grubunun geçen yıl yüzde 16,78 olan ağırlığı, yani enflasyonu etkileme oranı, bu yıl yüzde 15,62’ye çekilmiş, 1,16 puanlık bir indirim var. Yine elektrik, su, doğal gaz ve kira gibi en temel barınma ihtiyaçlarının bulunduğu konut grubunun geçen yıl yüzde 15,16 olan ağırlığı, yani enflasyonu etkileme oranı, bu yıl yüzde 14,34’e çekilmiş, yüzde 0,82, neredeyse 1 puanlık bir indirim var. Giyim ve ayakkabı grubunda 0,28’lik, ev eşyası grubunda 0,56’lık indirimler var. Yani bu oranda daha az etkili olacaklar bu gruplar enflasyon hesaplamasında. 

Buradan bakınca enflasyon verilerini sizlere aktarıyorum ama mesele enflasyon değil aslında. Mesele alım gücümüz, mesele alım gücünüz. Şimdi size “2002 yılında 100 liranın alım gücü şuydu, geldik 2020 yılına, 100 liranızın alım gücü bu” demeyeceğim. Mesele sizin ne hissettiğiniz. 2005’te paradan altı sıfır atıldı atılmasına, iyi de oldu ama bugün ortalıkta hiç 1 kuruş görüyor musunuz? Hiç 1 kuruş istiyor musunuz? Hiç size 1 kuruş para üstü veren var mı? 5 kuruş görüyor musunuz? 5 kuruşları veren var mı? Markette falan veriyorlar bazen, rastlıyorum ama siz topluyor musunuz 5 kuruşları? 5 kuruşları bir kenara koyuyor musunuz? Yoksa artık 5 kuruşlarınız, 10 kuruşlarınız, hatta 25 kuruşlarınız sadaka haline mi geldi? 

Pazara ve markete daha önce kaç parayla gidiyordunuz? Şimdi kaç parayla gidiyorsunuz? Ya da başka türlü sorayım. Pazara ve markete gittiğinizde daha önce 100 liranızla ne alıyordunuz, ne kadar alıyordunuz? Şimdi pazarda, markette 100 liranızla ne alıyorsunuz, ne kadar alıyorsunuz? Mesela bu yıl kıyafetlerinizi yenileyebildiniz mi? Yeni bir ayakkabı, yeni bir kazak alabildiniz mi? Çocuklarınızın kıyafetlerini yenileyebildiniz mi? Çocuklarınızın her istediğini alabiliyor musunuz? Ya da çocuğunuzun temel isteklerini hesap kitap yapmadan yerine getirebiliyor musunuz veya bunları yerine getirmek için artık daha ucuzuna mı bakar oldunuz? Mesela evde artık daha çok mu kazaklı oturuyorsunuz? Daha çok mu battaniyeye sarılır oldunuz? Ya da utansanız da sıkılsanız da borcunuzu ertelemek için eğilip bükülmek zorunda kaldınız mı, kalıyor musunuz? Borcunuzu ertelemek ihtiyacı hissediyor musunuz? Bunların hiçbirini yapmıyorsanız ekonominiz tıkırında demektir ama bunların birini dahi yapıyorsanız işte o zaman anlayın ki mesele sadece enflasyon değil. İyi günler efendim. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.