Brezilya son günlerdeki ölüm ve vaka sayılarıyla birlike koronavirüs salgınından en çok etkilenen altıncı ülke oldu. Açıklanan verilere göre, toplam 200 bine ulaşan vakanın yanı sıra ölüm sayısı da 13 bini aşmış durumda. Tüm dünyada salgın etkisini gösterirken Brezilya’da salgının yanı sıra siyasi kriz konuşuluyor. “Ekonomik sonuçlar virüsten daha tehlikeli” diyen ve virüsü basit bir grip olarak nitelendiren Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, tepkilere rağmen spor ve güzellik salonlarını açma ısrarını sürdürüyor. Bolsonaro’nun bu yöndeki açıklamalarının kendisine yakın olanların da dahil olduğu en az 10 vali tarafından reddedileceği belirtilirken Bolsonaro, Twitter hesabından, “Kararnameye katılmayan valiler mahkemelerde dava açabilir” çıkışı yaptı. Sahra Atila, “Brezilya’da koronavirüs salgını ve siyasi kriz” başlıklı özel yayında, Sao Paolo şehrinde yaşayan siyasetbilimci Dr. Karabekir Akkoyunlu ile Brezilya’da salgının neden yönetilemediğini, siyasi krizin nereye evrildiğini, salgın sonrası siyasi tabloyu konuştu.
“Bolsonaro’nun bir yandan desteği eriyor”
Karabekir Akkoyunlu, Bolsonaro’ya kendi çevresinden de tepkiler olduğunu, bu tepkilerle rağmen tavrını sürdürmesinin nedeninin kendi kemik kitlesini kaybetmemek olduğunu belirtti. Bolsonaro’nun ekonomik krizi öne çıkardığını belirten Akkoyunlu, “Bolsonaro’nun kendi kemik kitlesini kaybetmemesinin yolu kutuplaşmak. Kutuplaşma ne yazık ki popülist siyasetin temel aracı. Bolsonaro da kutuplaştırarak karşı tarafın ve kendisinin saflarını sıkıştırıyor”dedi. Salgının Bolsonaro’nun kitlesini ne yönde etkilediğini sorduğumuz Akkoyunlu, kendisine ekonomik krizden dolayı da oy verenler olduğunu belirterek, “Bolsonaro’nun bir yandan desteği eriyor çünkü ona ekonomik krizden ve işçi sınıfı karşıtlığından dolayı oy vermiş kitleler de vardı. Fakat kemikleşmiş kitlenin sesi hâlâ yüksek çıkıyor” diye konuştu.
