AKP ve MHP’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirdiği “Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” hiçbir maddesi değiştirilmeden Adalet Komisyonu’nda sabah 03:20’de kabul edildi. Teklifin en önemli maddesi olan avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde en az 2 bin avukatın imzası ile birden fazla baronun kurulması tartışması ise sürüyor.
Kabul edilen teklif ayrıca, baroların temsil sorununu da beraberinde getirdi. Artık her baro Türkiye Barolar Birliği (TBB) Genel Kurulu’nda üç delege, bir başkanla ve ilaveten her 5 bin avukat için ilave bir delegeyle temsil edilecek. Yasa teklifi perşembe günü TBMM Genel Kurulu’nda ele alınacak.
19 Haziran’da farklı şehirlerde yapılan basın açıklamalarıyla başlayan “Savunma Yürüyüşü”, izleyen günlerde devam eden barolardaki protestolar, Ankara girişinde şehrin içine yürümelerine izin verilmeyen baro başkanlarına yönelik abluka ve TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’na yönelik protestolar bu kadar tazeyken bu teklif neden ivedilikle komisyondan geçirildi? Sabahın erken saatlerinde sonlanan görüşmede neler yaşandı ve Meclis’e gelen teklife muhalefet şimdi ne diyecek? CHP Adalet Komisyonu Üyesi ve Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ile çoklu baro teklifini konuştuk.
Bülbül’ün süreçle ilgili en büyük eleştirisi çoklu baro dışındaki herhangi bir maddenin dahi değiştirilmemesi: “Dört gün madde madde tartıştık, hukuka aykırılıklar, demokrasi, mahkeme kararları konuşuldu ama bir virgül dahi değişmedi. Çünkü artık yasa teklifleri sarayda yapılıyor. Teklifler geliyor, noktası virgülü değişmeden komisyondan meclise gidiyor. Biz muhalefet ettik, baro başkanları meclis önünde dört gün kaldılar. Baro başkanlarının komisyona alınması için ısrar ettik. ‘Hukukçuların, sivil toplum örgütlerinin buraya gelmesi gerekiyor’ dedik. Baro başkanları tecrit edildi.”
Bülbül’e göre ayrıca, teklif kanun önünde eşitliği, seçme seçilme hakkını garanti alan ve baroların kamu kurumları olarak görevlerini anlatan anayasa maddelerine aykırı. Yani baroların bölünmesi anayasaya göre mümkün değil.
Bülbül, “Barolara siyaset karıştı mı?“ sorusuna ise şöyle cevap verdi: “Barolar siyasetle uğraşır çünkü kamu görevi olan bir yapısı var. Baroların hukuk devletini koruma, hukukun üstünlüğünü koruma ve insan hakkı ihlallerine karşı tavır alma görevi vardır. Bu siyasetse siyasettir!”
