İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 7 Haziran 2017 tarihinde yapımına başlanan, ancak geçmiş yönetim döneminde durdurulan Rumelihisarüstü- Aşiyan füniküler hattındaki çalışmaları yeniden başlattı. İmamoğlu inşaat alanında Ayasofya’nın resmen camiye dönüştürülmesi, Kanal İstanbul projesi ve İBB’ye ait 565 milyon liranın haczedilmesi üzerine konuştu.
İmamoğlu, Katar Emiri’nin annesinin Kanal İstanbul çevresinde aldığı alanın imara açılmasıyla ilgili soruyu şöyle yanıtladı: “Türkiye’de, Türk halkının gündemi işsizlik, ekonomi. İstanbul’daki halkın gündemi işsizlik, ekonomi. İlave edebiliriz: Deprem. Yani (Kanal İstanbul) zihninde bile yok, zinhar karşı ama acele var. Demek ki acele etmelerinin sebepleri var. Ben hep diyorum o bir avuç insan. Onlar için çok kıymetli. Ben de santim santim takip ediyorum. Yarın saat 10:00’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gideceğim, o işte ama Katarlı’dır ama şu ülkelidir ama bu ülkelidir. Kim bu yatırımı yapmışsa, bu planların bir avuç insan için hazırlandığını, İstanbul’un katli anlamına geldiğini, İstanbul’a bugüne kadar yapılan ihanetlerden milyonlarca kat daha fazlası olduğunu iddia ederek itirazımı yapacağım. Hukuksal zeminde İstanbul halkının bu ihanete uğramasına asla izin vermeyeceğiz.“
“Ayasofya konusunda kaygıları dile getiren Sayın Cumhurbaşkanı”
Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması hakkında, “Bir kere Danıştay’ın kararı hayırlı olsun” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Böyle diyebiliriz ama tek başına bu yetmez. Bu toplumun kaygıları var. Bir yıl önce bu kaygıları dile getiren Sayın Cumhurbaşkanı, özellikle uluslararası alandaki riskleri. Ne değişti? Yani bu riskler duruyor mu, durmuyor mu? Özellikle Müslüman kardeşlerimizin hatta halkımızın bireylerinin yaşadığı uluslararası tehditler giderildi mi? Yani bu karar, bir istikamet sapmasına sebep olmamış mı oluyor? Bunlara ben değil, bence kendileri ya da bu işin muhatapları cevap vermeli. Tekrar ifade ediyorum manevi olarak, maddi olarak böyle bir husus Türkiye insanımıza, Türkiye’deki halkımıza, Türk halkına fayda getirecekse, mutlu edecekse, uluslararası alanda itibar kazandıracaksa elbette ‘Yanındayım’ diyorum. Ama bunları sorgulamadan, tartışmadan, konuşmadan bu süreç geçmez. Bu konuştuklarım bile yetmez. Bir kelimeyle ya da bir cümleyle bu konuda tweet atacak kadar sürece çok basit bakan birisi değilim.”
“Telefonlara çıkmayan, siyasi talimatla süreci yöneten anlayış”
İBB’nin banka hesabındaki 565 milyon lira haczedilmesi konusunda, İBB’nin bankadan yedi- sekiz yıllık alacağının olduğunu söyleyen İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir kamu bankası, göreve geldiğimiz gün, limitleri olan, belediyemizin kredi kaynaklarını kapattı, kullandırtmadı. Bir kamu bankası, milyonlarca insanımızın, milyonlarca liralık, 10 binlerce insanımızın bağışladığı paraları bloke etti. Kamu bankası şu an vatandaşın eline ulaşacak, mağdur olan insanların kullanımına fırsat verilecek süreci tıkadı. Bir proje finansmanı için kullanılmak üzere hesabında duran bir parayı, normalde koruması, belediyemizle işbirliğini son ana kadar taşıması ve irtibatta olması gerekirken telefona bile bakmayan, bakamayan, siyasi talimatla süreci yöneten bu tür anlayışların tümüyle ahlak dışıdır. Kamuoyuna deşifre edilmesi gereken bir süreç olduğunu dile getiriyorum. Ayıptır, yazıktır. Bu ahlak dışı tutumları da takip ediyoruz. Vicdanen, hukuken sorgulamaya devam ediyoruz. Ama şunun altını çizelim: İBB olarak, belediyemizin ve İstanbul’un kaynaklarını, nimetlerini, birilerinin kanalına değil, birilerinin alanına değil, kamu çıkarına ve halk çıkarına kullandığınızda, bu işlerin nasıl ritmik yürüyeceğini ispat etmek için buradayız ve bunu yapacağız. Kimse endişe duymasın. Elbette ki ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Ama bizim özellikle ulaşımdaki birinci meselemiz, metrodur. Bu hatlarla ilgili sıkı, kararlı adımlar atıyoruz. Finansman konusunda da bugüne kadar başarılamayan oranda imzalar attık. Bundan sonra da atmaya devam edeceğiz.”