Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Financial Times: “Erdoğan ekonominin temel prensiplerine kafa tutamaz”

Financial Times’da (FT) yer alan “Türk Lirası’na yeni bir yaklaşım gerekiyor” başlıklı makalede Türkiye’nin para politikasını acilen değiştirmesi önerildi. FT yayın kurulunun imzasıyla yayımlanan makalenin çevirisi şöyle:

Koronavirüs birçok ülkenin ekonomik zayıflıklarını net bir şekilde ortaya çıkardı. Türkiye’nin durumunda bu sorunlar uzun bir süredir devam eden kronik cari açık, yüksek enflasyon ve bu ikisiyle mücadele etmek için gerekli olan faiz oranlarını yükseltme hamlesini yapmayı reddeden bir cumhurbaşkanı. Türkiye uzun bir süredir “kırılgan beşli” olarak tabir edilen gelişen pazarların arasında yer alıyor. Bu beş ülkeye “kırılgan” denmesinin sebebi ülkeden sermaye çıkışına dayanıklı olmamaları. Ancak Ankara’nın Türk Lirası (TL) kurunun düşmesine karşı aldığı önlemler Türkiye’yi ciddi bir ödeme dengesi çıkmazına ve finansal krize sürükleyebilir.

Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonominin temel prensiplerine kafa tutamaz. Erdoğan’ın izlediği para politikasında ciddi bir yanlış anlaşılma var: bir ülke aynı anda zorla sabit tutulan bir kura, serbest akan sermayeye ve bağımsız bir para politikasına “imkansız üçlüye” sahip olamaz. Erdoğan ve damadı, Hazine ve Maliye Bakanı, Berat Albayrak tarafından alınan kararlar Türkiye’nin ekonomisi ve Türkiye vatandaşları için negatif sonuçlara yol açabilir.

Otoriterleşme sağduyulu bir ekonomi politikasının alternatifi değildir. Yabancı yatırımcılara gözdağı vermek ve zorbalık yapmak amacıyla yabancı bankalara yaptırım uygulamak ve finansal spekülasyonu yasaklamak Türkiye’yi -ciddi anlamda ihtiyacı olan yatırımı yapabilecek- yatırımcılar için daha az cazip kılacak.

Doların diğer ülke para birimlerine karşı zayıfladığı bu haftada bile Türk Lirası  dolar karşısında son iki buçuk ayın en düşük seviyesini gördü. Geçen hafta, Avrupa Birliği’nin kendi içinde bir bütçe anlaşmasına varması sonrasında, TL euro karşısında rekor bir seviyeye düşmüştü. Son veriler gösteriyor ki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) TL kurunu korumak adına attığı adımlar çöküşü başlatmış olabilir. TCMB’nin müdahaleleri hakkında resmi veriler paylaşılmıyor ancak Londra merkezli analist ve borsacılara göre TCMB son günlerde TL kurunu sabit tutmak adına rezervlerinden günde 1 milyar dolar harcıyordu. Bu, Türkiye’nin döviz rezervlerine ağır bir darbe vurdu.

Eğer koronavirüs bir anda yok olmuş olsa ve yaz için Türkiye’ye giden turistler ile beraber ülkeye yabancı kur girişi olsaydı bu riskli strateji işe yarayabilirdi. Bu ihtimal artık çok uzak görünüyor. Avrupa ülkeleri karantina önlemlerine geri dönüyor ve salgının ikinci bir dalgasının gelmesine muhtemel gözüyle bakılıyor.

Türkiye’nin ihraç ürünlerinden beyaz eşya ve otomobile olan talep de yakın zamanda yükselecek gibi durmuyor. Enerji fiyatlarındaki düşüş Türkiye’yi biraz rahatlatsa da ironik bir şekilde ülkenin salgına karşı göreceli başarısı sebebiyle enerjiye olan talep başka ülkelerdeki kadar düşmedi.

Ancak asıl problem salgından önce başlamış olan kredi patlaması. Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun süredir kendi spekülatif yatırımları için daha yüksek faizler talep ettiklerine inandığı “faiz lobisi” aleyhine demeçler veriyor. Erdoğan’a göre yüksek faiz oranları büyümeye zarar veriyor.

Türkiye ekonomisinin büyümesi büyük ölçüde borç ile finanse edilen inşaat ve tüketime dayalı. Ancak bu yolun sürdürülemezliği yön değiştirmek için kendi başına yeterli bir sebep. “Ucuz para” Erdoğan’ı iktidarda tutmaya yardım etmiş olabilir ama aynı zamanda ekonomik patlama ve çöküş döngülerine de sebep oldu. Bu ekonomik çöküş, Türkiye’nin Erdoğan iktidarında yaşamış olduğu refah seviyesini yeniden düşürdü.

Mağlubiyeti kabul edip daha zayıf bir TL’ye razı olmak Erdoğan için utanç verici olacaktır ama bu yine de ekonominin temel yasalarına karşı gelebileceği sanrısından daha iyi bir seçenek. Erdoğan’ın, ama daha önemlisi Türkiye’nin iyiliği için, daha geleneksel bir yaklaşıma ihtiyaç var.

Makalenin orijinaline buradan erişebilirsiniz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.