İsviçre’de dün yapılan halk oylamasında seçmenlerin yüzde 61,7’si hayır oyu kullandı. Referandum, ülkenin çok fazla “kalabalıklaştığını” ve bunun İsviçreliler’in refahını, özgürlüğünü ve güvenliğini tehdit ettiğini söyleyen sağcı İsviçre Halk Partisi’nin (SVP) talebi üzerine yapıldı.
2014 yılında İsviçre halkı “AB vatandaşlarına kota” referandumunda yüzde 50,33 ile “evet” demiş, böylece serbest dolaşım kısmen de olsa kısıtlanmıştı. Kabul edilen “kota” ile İsviçre, işsizliğin yüksek olduğu sektörlerde yapılacak işe alımlarda ülkede yerleşik kişilere öncelik verme konusunda AB’yi ikna etti. Bu uygulamayı zayıf bulan SVP ise serbest dolaşımı tamamen sonlandıracak ikinci bir oylama teklif etti.
İsviçre bir Avrupa Birliği (AB) ülkesi değil. 1992 yılında yapılan bir referandumda seçmenlerin yüzde 50,3’ü hayır oyu kullanarak AB üyeliğinin ilk adımı olarak görülen Avrupa Ekonomik Bölgesi’ne girişi reddetti. Sonrasında yapılan müzakerelerde İsviçre, AB içindeki ticarete dahil oldu ve bunun için Schengen anlaşması, serbest dolaşım ve açık sınırlar kuralları gibi birtakım kuralları kabul etmek zorunda kaldı.
Serbest dolaşım kuralıyla beraber İsviçreliler diğer AB ülkelerinde çalışabildiği, okuyabildiği ve yaşayabildiği gibi AB vatandaşları da İsviçre’de bu imkanlara sahip. Bu kuralın geçersiz kılınması halinde İsviçreli firmalar da AB ticaretine katılamayacaktı.
İsviçre’de yaşayan yaklaşık 8,6 milyon kişiden 2,1 milyonu yabancılardan oluşuyor. Yabancıların 1,5 milyonu İngiltere, Norveç, İzlanda veya Lichtenstein gibi AB ülkelerinden geliyor. Bunun dışında günlük olarak iş için AB ülkelerinden İsviçre’ye gidip gelen çalışanlar var.
