Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekrem İmamoğlu: “Türkiye ve İBB’nin başına gelenler ekonomiyi yönetenlerin aldıkları yanlış kararların sonucudur”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2021 yılı İBB bütçesini belediye meclisi oturumunda sundu. Yaşanan salgın süreci nedeniyle küresel anlamda zor günler yaşandığını belirten İmamoğlu, “2020’de neredeyse bir denk bütçe başarısı elde ettik diyebiliyorum” dedi. 2021 yılında toplam bütçe gelirlerinin 25,5 milyar lira, yatırım bütçesinin ise 18 milyar lira olması hedefleniyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bütçenin oylanacağı meclis oturumu öncesi CHP, İYİ Parti, AKP ve MHP gruplarını ziyaret etti. Mecliste yapılan konuşmaların dışında AKP’li meclis üyesi Yavuz Selim Tuncer‘in, daha önce bir sosyal medya fenomeni tarafından montajlanan ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo’nun fotoğrafının İBB resmi Twitter hesabından paylaşılıp espri yapılmasını meclis gündemine taşıması uzun süre tartışıldı. Tuncer’e yanıt veren İmamoğlu ise “Espri yeteneğinizi kaybettiniz herhalde” dedi. 

Bütçe konuşmasına salgın sürecinde kurumsal anlamda yaşanan sıkıntıları dile getirerek başlayan İmamoğlu, şunları söyledi: “Salgın başladığından beri en yüksek hasta sayılarını, en hızlı yayılma oranlarını ve en fazla vefat vakalarını gördüğümüz çok riskli ve çok zorlu bir süreçteyiz. Bu süreci sadece maske ve mesafe tedbiri ile atlatamayız. Türkiye ekonomisinin motor gücü İstanbul, ülkedeki hasta sayısının yarısını barındırır hale gelmişse, vakit kaybetmeden ciddi tedbirler alınmalıdır. Tüm gücümüzle çalışmaya, hükümetimizin ve yetkili tüm kurulların alacağı hızlı kararları uygulamak için İBB olarak sırt sırta vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim.” 

17 Kasım 2020 tarihi itibarıyla, İBB ve iştirak şirketlerinde çalışan yaklaşık 2 bin personelin testlerinin pozitif çıktığını, 1322 personelin de karantina altında olduğunu aktaran İmamoğlu, “7/24 hizmet veren kurumumuzun çalışanlarından ne yazık ki bugüne kadar pandemi sebebiyle 21 arkadaşımızı kaybettik. Bu vesileyle onlarla birlikte, 2020 yılında aramızdan ayrılan 53 çalışma arkadaşımı rahmetle anıyorum. Bu vesileyle salgının kontrolünü yönetmekten sorumlu olan tüm makamları artık doğru ve güvenilir veriler açıklamaya, doğru politikalar ve cesur kararlar almaya bir kez daha davet ediyorum. Daha önce de açıkladığım gibi sadece İstanbul Mezarlıklar Müdürlüğü’ne defin için gelen ve sağlık kuruluşlarından ölüm nedeni ‘bulaşıcı hastalık’ olarak bildirilen vatandaşlarımızın sayısı, Türkiye geneli için açıklanan sayıdan her gün ortalama 50-60 kişi daha fazladır” diye konuştu.

“Hükümet, bakanlık ve belediyeler ortak çalışabilirse salgını kontrol altına alabiliriz”

İBB Bilim Kurulu’nun, kendilerine, iki-üç haftalık bir kapanma gerektiği önerisinde bulunduğunu aktaran İmamoğlu, “Hükümetimiz ve Sağlık Bakanlığımız ile belediyemiz ortak çalışabilirse, elimizdeki imkan ve araçlarla salgının yayılma hızını kısa sürede kontrol altına almamız mümkündür. 16 milyonun sesi ve temsilcisi olarak vatandaşlarımızın hayat hakkını savunmak adına, bir an önce doğru kararlar alarak hızla harekete geçmemiz gerektiğini hükümetimize, bakanlığımıza ve ilgili karar vericilere hatırlatmayı bir kez daha görev biliyorum” dedi.

“Koronavirüse karşı mücadele için aldığımız ek tedbirlerin İBB ailesine 2020 yılı içindeki ilave maliyeti, 2,1 milyar TL ye ulaşacaktır” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bunlara rağmen 2020 yılı bizim için, yeni İBB yönetimi için, önemli bir başarı yılı olmuştur. Tüm yatırım ve harcamalarımızı öncelik sırasına göre ve stratejik hedeflerimizle uyumlu şekilde gerçekleştirdik. Kovid-19 fırtınasının ekonomideki sarsıcı etkilerini hisseder hissetmez, aldığımız finansal sıkıyönetim tedbirleri ve geniş ölçekli tasarruf önlemleri, gemimizin bugüne kadar sağ salim yoluna devam etmesini sağladı. Etkin finansal yönetim kararlarımızın sonucu olarak, bugünün verileri ışığında 2020’de neredeyse bir denk bütçe başarısı elde ettik diyebiliyorum. Aldığımız tüm bu kritik tedbirler sadece bilançolarımızı düzeltmeye yaramadı; aynı zamanda, bizden önceki yönetimin neden olduğu devasa gelir – gider makasını kapatmamıza da yardım etti. 2020 yıl sonu itibarıyla gerçekleşecek olan özet rakamları verecek olursak, toplam gelirlerimiz 19,3 milyar liraya gerileyecek. Giderlerimiz ise 19,5 milyar liraya bağlanacak. Gururla söylüyorum ki, bu kaotik yılın tüm zorluklarına rağmen, 4,6 milyar liralık kredi geri ödemesiyle yılı kapatacağız. Bir başka anlatımla tüm gelirlerimizin dörtte birini, bizden önceki yönetimin hesapsız kitapsız borçlarını ödemek için kullanmış olacağız.”

“Borçlanma onayını geç aldık, siyasi kararlar verildi”

“Geçen yıl için öngörülen 4,3 milyar TL’lik iç borçlanma ihtiyacına karşılık, meclisimiz bize şu ana kadar sadece 1,6 milyarlık onay vermiştir” diyen İmamoğlu, taleplerine zamanında yanıt verilmemesi sonucunda yüzde 18’ler seviyesinde borçlanmak zorunda bırakıldıklarına dikkat çekti. Meclisin borçlanma onayını geç vermiş olmasının İBB’ye ve İstanbul’a ek maliyetinin 192 milyon TL olduğunu açıklayan İmamoğlu, “Bu rakam, yaklaşık olarak ilave 48 kreşin yapım bedeli kadardır. Bu maliyetin yanı sıra, bütçemizde öngörülen borçlanmayı alamadığımız için, ‘Sermaye Giderleri’ kalemindeki, yani yatırımlar kalemindeki gecikmelerin getireceği potansiyel fiyat artışı ise, 400 milyon TL’nin üzerindedir” dedi. 

İmamoğlu, kaynakların doğru kullanılarak yatırımların durmasına asla izin vermediklerinin altını çizerken bazı kararların özellikle siyasi gerekçelerle verildiğini belirtti: “Özellikle siyasi gerekçelerle verilen kararların ve rasyoneli olmayan geciktirmelerin asıl faturasının bize değil, 16 milyona çıktığının anlaşılması için bu rakamlara özellikle değiniyorum. Benzeri şekilde, bizden önceki yönetimlere cömertçe kullandırılan gayrimenkul satışları ile ilgili olarak meclisimizin sergilediği engelleyici tavırların, şehrimize maliyetinin de son derece yüksek olduğunun altını çizmek isterim. Bizden önceki yönetimlerin kullandığı sosyal yardımlar bütçesini, tam dört kat artırarak hane halkına yaptığımız transferler sayesinde ‘adil bir İstanbul’ yaratma sözümüzde tarihi bir yol aldık. Yoksul semtlerde kurduğumuz kreşlerimiz, ücretsiz süt dağıttığımız yüzbinlerce çocuğumuz ve tarımsal destek verdiğimiz İstanbullular da 2020 yılında dokunduğumuz önemli vatandaş kesimleri oldular.”

“Artan kur İBB’ye önemli maliyetler olarak yansıyor”

2020 tablosunda kendilerini en fazla zorlayan faktörün kur artışı olduğunu belirten İmamoğlu, şöyle devam etti: “Bizden önceki yönetimin, İBB’ye yüklemiş olduğu 5,8 milyar TL ticari borcun yanı sıra, 2 milyar euronun üzerindeki finansman borçlarıdır. Ticari borç geç ödendiğinde TL bazında olduğu için müteahhidimizi zor durumda bırakırken Finansal borç İBB’ye her koşulda artan kur ile her gün önemli maliyetler yazmaktadır. Profesyonel bir kadroyla, hesap veren ve sorumlu siyasetçi anlayışıyla, ciddi bir bütçe disiplini başarısı sağladığımız halde, son birkaç ayda dövizde görülen büyük kur artışı, ne yazık ki borç stokumuzda önemli bir yükselmeye neden oldu. 2020 Ocak ayında 6,6 TL olan euronun kasım başı itibariyle 9,1 liraya yükselmesinin 16 milyon İstanbullu’ya yüklediği ek borç yükü, 5,4 milyar Türk Lirası’dır. Bu rakam ne demek biliyor musunuz sevgili meclis üyeleri? Bu rakam tüm İBB kadrolarının maaşlarının yaklaşık 3,5 yıllık toplamı demek.” 

“Bu kadar güvensizlik 2001 krizinde bile görülmedi”

“Kur farkından dolayı hem Türkiye’nin hem de İBB’nin başına gelenler, ‘döviz lobisinin’ veya ‘faiz lobisinin’ ülkemize saldırmasının sonucu değildir. Ekonomiyi yönetenlerin aldıkları yanlış karar ve yürüttükleri politikalarının sonucudur bu olanlar” diyen İmamoğlu, sunumunu şu sözlerle sürdürdü: 

“Son yıllarda muteber yüzlerce uzmanın defalarca yaptığı uyarılara kulak verilmediği için, hep beraber ekonomide bir kuyuya doğru yuvarlanıp durduk. O kuyuyu, faiz lobisi veya döviz lobisi kazmadı. O kuyuyu, ekonomiyi beceriksizce yönetenler kazdılar. Ekonominin rasyonaliteden uzak yönetimi, tarihimizde nadiren görülen boyutta Türk Lirası’nın değer kaybetmesine neden oldu. Dış ticaret açığımız büyüdükçe büyüdü. O açık nedeniyle ekonomimiz, döviz kuruna karşı son derece hassas hale geldi. Kur farkı yüzünden hem ekonomik aktörlerimiz hem vatandaşlarımız hem devletimizin ve hem de belediyemizin borçları arttı. Biz, işimizi ne kadar doğru yaparsak yapalım ne kadar tasarruf edip, bizden önceki dönemden devir aldığımız borçları tasfiye etmek için ne denli uğraşırsak uğraşalım; ekonomiyi yönetenlerin yanlışları, İstanbul halkının boynuna 5,4 milyar TL’lik ilave borç yüklemiştir. Bu denli yüksek bir güvensizlik oranı, 2001 krizinde bile görülmemiştir. Koskoca ülkenin ekonomisini, liyakatsiz kişilerin yönetimine verirseniz bunlar olur. Ne yazık ki, son yılların özeti budur. Bu konuda, acilen ama acilen telafi edici politikaların geliştirilmesi şarttır. Bunun için öncelikle; Merkez Bankası’nın para politikasını bağımsız bir şekilde belirlemesi ve serbest piyasa ilkelerine uygun, öngörülebilir politikaların uygulaması esas olmalıdır.”

75,5 milyar liralık toplam bütçe

2021 yılı bütçesini, İstanbullular’ın, çeşitli araştırmalarla tespit ettikleri, beklenti ve taleplerini dikkate alarak hazırladıklarını vurgulayan İmamoğlu, bütçe kalemlerini şöyle açıkladı: 

“Toplam bütçe gelirlerimizi 25,5 milyar lira, bütçe giderlerimizi 28,9 milyar lira olarak planladık. 3,4 milyar lira açığımız olacak. 2020 yılı bütçesinde bu açığı 4,6 milyar liraya indirmiştik. 2021 bütçesinde bu rakamı, 3,4 milyar lira olarak öngörüyoruz. 2020 yılının ilk 10 ayında 3,9 milyar lira kredi borç ödemesi yaptık. İştiraklerimiz tarafında 2021 yılındaki toplam bütçemiz 31 milyar lira, öngördüğümüz toplam iştirak karları ise 2 milyar lira olacak. Böylelikle toplam bütçemiz 75,5 milyar liraya ulaşacaktır. Bütçe harcamalarının kamu vebali taşıdığı bilinci ile kamu vicdanını rencide edecek hiçbir harcama yapmadık. Halka yararı olmayacak, katma değer yaratmayacak, toplumsal fayda sağlamayacak hiçbir projeyi yapmadık. Hizmetlerimizi ve yatırımlarımızı da bizden önceki dönem rakamlarının çok altında fiyatlarla gerçekleştirmeyi başardık. Örneğin; sizin 83 milyon liraya yaptığınız selatin camilerinin temizliğini, biz, iş kapsamını büyüttüğümüz halde, 26 milyon liraya yaptırıyoruz. Örneğin; sizin 26,6 milyon liraya yaptırdığınız web sitesinin çok daha iyisini biz, 3,4 milyon liraya yaptırıyoruz. Örneğin; sizin İston A.Ş.’ye 11 milyon liraya satın aldığınız aynı kumu, biz, bir buçuk yıl sonra 7 milyon liraya alıyoruz. Örneğin; aynı kağıt havluyu bile yüzde 50 daha düşük fiyata alabiliyoruz.” 

“2021 yılında 28,9 milyar lira olmasını öngördüğümüz gider bütçesinin tam üçte biri yatırım bütçesidir” diyen İmamoğlu, önümüzdeki sene, 11,1 milyar lira civarında net yatırım yapacaklarının altını çizdi. İmamoğlu, “Bu tutarın 6,5 milyar lirası ulaşıma, 2,3 milyar lirası çevre yatırımlarına, 1,2 milyar lirası afet yönetimi ve kentsel dönüşüme, 1 milyar lirası ise sağlık ve sosyal hizmetler ile kültürel faaliyetlere ayrılmıştır. İBB için planlanan 11,1 milyar liralık yatırıma ilave olarak; 3,9 milyar lira İSKİ, 1,6 milyar lira İETT ve 1,3 milyar lira iştirak şirketleri olmak üzere, konsolide yatırımlarımızın toplamı 18 milyar liraya ulaşacaktır” dedi. 

“Daha sıkı işbirliği istiyoruz”

“Önceki yönetimlerin bütçe hataları yüzünden, belediyemizin ödemekle yükümlü olduğu faiz gideri, aritmetik oranda artmıştır” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu yükün 2021 yılında 1,3 milyar liraya erişeceği tahmin edilmektedir. Ne yazık ki, bu faiz rakamı, tüm personelimize ödediğimiz maaşların toplamı kadardır. Oysaki yılın başında satmayı teklif ettiğimiz gayrimenkullerin satışına onay verseydiniz, bu denli büyük bir faiz yüküyle karşılaşmayacaktık. Hükümet bile, gelirler ile giderler arasındaki farkı borçlanarak finanse ederken meclisimizin yönetimimize borçlanma yetkisini hem ihtiyaç kadar hem de zamanında vermiyor olması, açıkça hizmet üretmemizin önüne konulan büyük bir engeldir. Bu nedenle, bundan sonraki süreçte tüm meclis üyelerimizden İstanbul halkı adına daha sıkı bir işbirliği istiyoruz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.