Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yeni normal, evden çalışma: “İşverenin gözetimi arttı, sürekli bir çalışma baskısı var”

Evden çalışanlar haber dizisinin ikinci bölümünde emek alanında çalışan Doç. Dr. Serkan Öngel ve çalışma sosyoloğu Doç. Dr. Hakan Koçak ile konuştuk. Koçak, evden çalışmada çalışanların yaşamının tahakküm altına alındığını belirtirken Öngel, “İşçinin bilgisayarı aynı zamanda işvereninin vekili. Sürekli bir denetim ve çalışma baskısı var. İşverenin gözetimi teknolojik araçlarla artmış durumda” dedi.

Avrupa ülkelerinin ve dünyaca ünlü şirketlerin kalıcılaştırmayı planladığı uzaktan, evden çalışma düzeni birçok tartışmayı beraberinde getiriyor. Özellikle çalışanların üzerindeki baskılar aynı kalır veya artarken, bir taraftan da mesai saati anlayışı ortadan kalkıyor ve bu durum çalışanların psikolojileri üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor.

“Uzaktan çalışma, çalışma hayatının ayrılmaz bir parçası olacak”

Çalışma sosyoloğu Doç. Dr. Hakan Koçak, evden çalışma konusunun akademik, sendikal ve politik düzlemde yeterince değerlendirilmediğini söylerken bir hatırlatma yapıyor: “Bahsettiğimiz kesimin, en ileri kapitalist ülkelerde bile çalışanların en fazla yüzde 30-35’lik bir kesimi olduğunu unutmamalıyız.”

Doç. Dr. Serkan Öngel ise uzaktan çalışmanın, bundan sonra çalışma hayatının ayrılmaz bir parçası olacağı görüşünde. Öngel’e göre süreç çok daha önceden başlamıştı ve salgın bu süreci hızlandırdı.

“Emekçinin tüm yaşamı tahakküm altına alınıyor”

Koçak, evden çalışmanın iş-yaşam dengesini iş lehine ve çalışanların özel yaşamı ve boş zamanları aleyhine bozduğunu anlatıyor: “Mekan-zaman ilişkisi, işyerleri üzerinden kurulmuş, mevzuat, teamüller bunun üzerinden oluşmuştu. Mekandan çıkınca iş de biterdi. Ama evden çalışmada bu mekan-zaman matrisi dağılıyor ve emekçinin tüm yaşamı işin tahakkümü altına giriyor. Sürekli çevrimiçi olmak, işin yoğunlaşması, sömürü oranının artması demek.”

“Gözetim teknolojik araçlarla arttı”

Öngel ise evden çalışmanın denetim yönüne vurgu yapıyor: “İşveren, teknolojik  araçlar üzerinden, denetim işlevini çok daha etkin bir biçimde kullanabiliyor. İşçi ile işveren, hiç olmadığı kadar birebir kalmış durumda. İşçinin bilgisayarı aynı zamanda işvereninin vekili. Sürekli bir denetim ve çalışma baskısı var. İşverenin gözetimi teknolojik araçlarla artmış durumda. Bunun yanında işçilerin birbirinden güç alabileceği bir durumun olmaması da büyük bir sorun. Ayrıca bu alanda işçi sınıfı açısından yakın dönemdeki en büyük tehdidin, bir işverene bağlı olarak çalışan ancak kendi hesabına çalışan kategorisine mahkûm edilen bir topluluğun açığa çıkması olduğunu düşünüyorum. Sermaye kendi sorumluluklarından kurtulmak için yasal çerçeveyi şekillendirmeye çalışıyor. Esneklik uygulamaları bu açıdan sermayeye çok önemli imkanlar sunuyor.”

İki akademisyene göre de evden çalışma işveren açısından maliyetin düştüğü, kârlı bir sistem. 

Öngel, “Esneklik, güvencesizlik, evden çalışma en çok kadınları etkiliyor” derken Koçak da aynı görüşte: “Kadınlar tam da anlattığım, iş-yaşam dengesi bağlamında o dengeyi kurmak için kritik konumdalar ve daha fazla zorlanıyorlar. Eğitimli hanelerde bile beklenenden az değiştiğini gözlediğimiz geleneksel roller bağlamında ev işleri ve çocuk bakım yükünü sırtlanan kadınlar için evden çalışma daha fazla yük getiren bir durum.

Ne yapılmalı?

Uzaktan çalışma güvencesizlik, esneklik ve baskıların yanı sıra çalışanlara ek maliyet getiriyor. Çünkü normal şartlarda öğle yemeği veya yol gibi ek haklardan yararlanan çalışanlar, evden çalıştıkları için bu haklarından mahrum kalıyor. 

Koçak’a göre yapılması gerekenler şunlar: “4857 sayılı yasanın 14. maddesi gereği, evden çalışanların mevzuat çerçevesinde hakları olduğu hatırlatılmalı, yaygınlaşmalı. Örgütlenme yolunda dayanışma ağları kurmalı. Dijital imkanlar kullanılmalı, deneyim paylaşımı yapılmalı. Sendikalar ve geleneksel örgütlenme pratikleri dışında kalan bu kesim ve çalışma modeli konusunda çalışmalar yoğunlaştırılmalı. Yeni talepler oluşturulmalı.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.