Koronavirüs nedeniyle geçen yıl bugün (1 Nisan 2020) hayatını kaybeden Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu ve yine koronavirüsten hayatını kaybeden sağlık çalışanları için İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi önünde anma töreni düzenlendi. Törene Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Tufan Tükek ve İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Meliha Nalçacı’nın da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bir sene geçti, hakikaten bu bir senenin nasıl geçtiğini biz de anlamadık. Ülke olarak, dünya olarak, insanlık olarak çok zor dönemlerden geçiyoruz. Salgın çok kişiye, çok eve dokundu, çok kişiyi kaybettik. Bütün aileler, bütün insanlar üzüldü ama en çok üzülenlerden bir tanesi de İstanbul Tıp Fakültesi oldu. Çünkü İstanbul Tıp Fakültesi salgının başlangıcından bu yana en çok kayıp veren ünitelerin başında geliyor. Çok değerli bilim insanlarımızı, hocalarımızı kaybettik. Bu bizi ayrıca üzüyor ama savaş halindeyiz. İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük savaşlardan birini yaşıyoruz.”
“1 Nisan’ı tüm sağlık çalışanlarını anma günü olarak kabul ettik”
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise, “İlk yitirdiğimiz hekim meslektaşımız, sevgili hocamız Cemil Taşçıoğlu olunca büyük kongre kararıyla 1 Nisan’ı tüm sağlık çalışanlarını anma günü olarak kabul ettik. Bugün ardı ardına belediyelerden, Türkiye’nin dört bir yanından her yerde yitirdiğimiz sağlık çalışanlarının isimleri anılıyor. Onların anısı önünde saygıyla, minnetle eğiliyoruz. Bu mücadelede çok önemli katkılar sundular ve biz onların anılarını yaşatmaya, salgınla doğru temelde mücadeleye devam edeceğiz. Tüm yitirdiğimiz meslektaşlarımız için söz veriyoruz” diye konuştu.
“Cemil Hoca herkese dokunan, herkesle teması olan bir öğretim üyesiydi”
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Tufan Tükek, anma töreni bittikten sonra da şu açıklamayı yaptı:
“Cemil Hocamız, ağabeyimiz bizim çok yakın mesai arkadaşımız. Çapa’da 500’e yakın öğretim üyesi var ama Cemil Hoca herkese dokunan, herkesle teması olan bir öğretim üyesiydi. O yüzden herkesin kalbinde yeri ayrı. İlk kaybettiklerimizden olduğu için şoku hâlâ atlatamadık. Salgının henüz başlangıcında elimizden ne geliyorsa yapmamıza rağmen elimizin altından kaydı maalesef. Sonrasında da kayıplarımız oldu ama Cemil ağabey gibi aktif hasta bakarken olan daha az sayıda öğretim üyesi var. Diğerleri biraz daha farklı boyutta hastalıkla boğuşan kişilerdi ama hepsinin yeri çok ayrı bizim içimizde. Maalesef bir sene çok çabuk geçti. Nasıl geçirdiğimizi biz de bilmiyoruz ama bu salgınla mücadele sırasında içimizde bir özlem sürekli yanıyor, bu ateş sürekli yanıyor.”
