Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Günlük vaka ve ölüm sayıları hızla artıyor – Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: “Her 20 kişiden biri virüs taşıyor”

Koronavirüs vakaları her geçen gün hızla artıyor. Sağlık Bakanlığı’nın 7 Nisan verilerine göre son 24 saatte 54 bin 740 kişiye koronavirüs tanısı kondu, 276 kişi hayatını kaybetti. Toplam vaka sayısı 3 milyon 633 bin 925, toplam ölüm sayısı 32 bin 943 oldu. Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Medyascope canlı yayınında vaka artışını değerlendirdi. 

Mehmet Ceyhan, günlük açıklanan koronavirüs tablosuna ilişkin şunları söyledi:

“Sizin gördüğünüz tablo olayın çok küçük bir kısmı. Siz eğer ülke çapında bir tarama testi programı uyguluyorsanız o zaman belirtisi olmayan kişilere de test yapıp yakalayabilirsiniz ama ülke çapında böyle bir uygulamanız yoksa o zaman sadece belirtisi olanları yakalayabilirsiniz ve bu yaptığınız test oranında iç tarama testiniz yoksa bunun 10 katı vaka var demektir. Yani futbolculara, askere gidenlere, yurtdışına çıkanlara yaptığımız testleri tarama testleri diye düşünürseniz, bu 55 binin en az yedi-sekiz katı kadar vaka olmasını beklersiniz.”

“Her 20 kişiden biri virüs taşıyor”

Ceyhan, aktif vaka sayısındaki artışa dikkat çekerek, “Tabloda bizim en çok dikkat ettiğimiz yer aktif vaka sayısı. Onu hesaplıyoruz hemen o tablodan ve o çok korkutuyor: 405 bin dünkü rakama göre aktif vaka sayısı. Bu şu demek, Türkiye’de belirtisi olduğu için bakanlık tarafından test yapılıp pozitif bulunmuş yaklaşık 405 bin insan var. Ve belirtisi olmadan bu virüsü taşıyanları kattığımız zaman yaklaşık en az dört milyon civarında kişi virüs pozitif olarak ortalıkta dolaşıyor. Yani yaklaşık her 20 kişiden biri şu anda virüs taşıyor. Ve bu bir toplu taşıma aracında, metroda, işyerinde, ev ortamında etrafındakilere bulaştırıyor. Böyle bir ortamdayız. Bu bununla kalacak mı? Artış eylemindeyiz şu anda.” dedi.

“Alınan önlemlerin daha fazlası gerekiyor, bu önlemler salgını durdurmaz”

13 Nisan Salı itibariyle Ramazan tedbirleri başlayacak, lokanta ve kafeler yeniden sadece paket servis yapacak, ülke genelinde hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak, toplu iftar ve sahur gibi etkinliklere müsaade edilmeyecek. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan bu tedbirlerin virüsü durduracak güçte olmadığını ifade etti, “Hem bugün alınan, uygulanan tedbirler hem de Ramazan için açıklanan tedbirler bu salgını durduracak çapta değil. Ev ortamı, toplu taşıma ve iş ortamı bulaşın en yoğun olduğu üç yer. E şimdi Ramazan’da da yine insanlar kademeli mesai uygulaması kalktığı için aynı saatte gene dolacaklar metroya, otobüse, İstanbul trafiğinde bu teması uzun süre devam ettirerek gidip evlerine dönecekler. İşyerinde kısa çalışma ödeneğini kaldırdığınız zaman mecbur insanlar yine eski düzene dönecek ve herkes işyerine gidecek kalabalık bir ortam oluşacak. Alınan önlemlerin daha fazlası gerekiyor.” dedi. 

“Türkiye tam kapanma yapacak durumda değil”

Mehmet Ceyhan son dönemde gündeme gelen “tam kapanma” tartışmaları ile ilgili de konuştu, “Türkiye bunu yapacak durumda değil” dedi, sebebini şu ifadelerle açıkladı:

“Tam kapanma tartışılıyor ama bu tartışmayla boşa zaman kaybediyoruz, Türkiye bunu yapacak durumda değil. Çok etkili bir yöntemdir ama 28 günden sonra 29’uncu günde bugünkü durumdaki gibi yaşamaya başlarsa insanlar, bütün emek boşa gider. Birkaç hafta sonra bugünkü vaka sayılarına ulaşırsınız.”

“Hiç etkisi olmayan önlemlerle salgını bitirip yaza girmeyi planlıyoruz”

Ceyhan, salgınla mücadelede şu anda alınan önlemlerin yeterli olmadığını söyledi, “Neler yapılması gerektiği çok açık; biz Nisan – Mayıs aylarında bir grup tedbirler uyguladık. Bu tedbirlerle vaka sayısını beş binden binlere indirdik. Ama ‘Binden aşağı niye inmiyor?’ diye araştırmak yerine haziran başında mevcut tüm tedbirleri kaldırdık. Ve sonra yazın ortasından itibaren bedeli artan vaka sayılarıyla ödedik. O zaman alınan tedbirlerle şimdiyi kıyaslayalım; seyahat yasağı vardı, şu anda yok. Kademeli mesai vardı, toplu taşımada kalabalık bundan daha azdı. Ülkeye giriş-çıkış daha kontrollüydü, gelenlere yurtlarda karantina vardı, o da yok, onu da kaldırdık. Okullar kapalıydı okulları açtık. Restoranlar kapalıydı onları da açtık şimdi. Hafta sonu yasak vardı, 65 üstü ve 20 yaş altına yasak uygulanıyordu şimdi son derece gevşek. İstanbul turuncudan kırmızıya boyanıyor yüzme havuzları açık. Halı sahalar açık. En büyük dezavantajlarımızdan biri o zamanki ile değil mutant virüsle karşı karşıyayız. Çok daha kolay, uzak mesafeden bulaşabiliyor. Şu anda hiç etkisi olmayan önlemlerle biz salgını bitirip yaza girmeyi planlıyoruz. Bence böyle bir şey mümkün değil.” dedi.

“Toplumun yüzde 70’i aşılanmadan aşının etkisini göremeyiz”

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, aşılamanın içinde bulunulan süreçte çok önemli olduğunu ifade etti, aşılanmanın hızlanması gerektiğini söyledi. 

“Aşılamanın da burada büyük önemi var ama insanlar zannediyor ki halkın yüzde 30’u aşılanırsa vaka sayıları da aynı oranda azalacak. Siz en az toplumun yüzde 70-75’ini aşılamadığınız sürece aşılamanın bir etkisini görmüyorsunuz. Siz o arada tedbirleri en sıkı şekilde alıp aşılamayı hızlıca yapmak zorundasınız.”

“Okulları neye göre açıyoruz?”

Okulların açılmasının yanlış bir karar olduğunu belirten Ceyhan, “Mutant virüs çocuklarda daha hızlı yayılıyor ama biz okulları tamamen bilim dışı bir yöntemle tarih belirleyerek açıyoruz. Neye göre açıyoruz? Risk azaldı mı? Hiç bunlara bakmıyoruz. Aklı başında ülkelerde yapılan şey çok belli, bütün çocuklar taranıyor haftada en az bir defa. Ve oradaki sonuca göre pozitiflik oranı yüzde birin altındaysa açılıyor okul, yüzde üçün üzerine çıkarsa kapatılıyor. Bizde öyle bir kriter de yok. Her çocuğa yapamayabiliriz ama en azından yapabileceğimiz kadar testi nüfusa bölüp şehir bazında karar verebiliriz.” dedi.

“Ölüm sayısı bir ayda neredeyse beş kat arttı”

Salgında iyi bir noktaya gidilmediğini ifade eden Mehmet Ceyhan, sıkı önlemler alınması gerektiğini vurgulayarak, “Bu işi bölgesel yapıp illeri farklı renklere boyayarak salgınla mücadele etmek de söz konusu bile değil. Burada başarılı olamayacağınız çok belli artık ülkede bu kadar yayılmış, resmi verilere göre günde 55 bin vakaya ulaşmış. Ölüm sayısında da vaka sayısında da ilk üçteyiz. Bir ay önce ölüm sayısı 66 iken 300’e yaklaştı. Beş kata yakın bir artış var. Virüsle inatlaşarak salgınla başa çıkmanız mümkün değil. İyi bir yere gitmiyoruz. Vaka artışının sınırı yok. Hala ciddi bir tedbir almıyoruz. Virüs çalışacak işçi, öğretmen bırakmaz mecburen kapatmak zorunda kalırsınız. Sıkı önlemler alınmadığı sürece vaka sayısı artmaya devam edecek.” dedi.

“İnsanın, fonksiyonunun olmadığını, sözlerinin hayata geçmediğini söylediği bir yerde ‘Bilim Kurulu Üyesi’ sıfatıyla durması doğru değil”

Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Serap Şimşek Yavuz, yaklaşık bir hafta önce bir açıklama yapmış ve “Eğer salgın yönetimi bizim kontrolümüzde olsaydı bugünkü durumu yaşamazdık. Bilimsel Danışma Kurulu her türlü bilimsel gelişmeyi yakından izleyerek önerilerde bulunuyor. Biz kurul olarak daha önceden ilgili kurumları ‘varyant-1 geliyor, buna karşı önlemlerin artırılması gerek’ diyerek uyardık. Ama salgının yönetimi ne Türkiye’de ne de başka bir ülkede bilimsel danışma kurulunun kontrolünde. Dünyanın her yerinde salgını, seçilmiş hükümetler yönetir. Onlar da yalnızca bilimsel danışma kurullarının tavsiyelerini değil bambaşka bir sürü parametreyi hesaba katarak karar alıyor” demişti.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Yavuz’un bu sözlerine karşılık “Bilim Kurulu üyesinin Türkiye dışındaki ülkeleri katması bence doğru olmamış. Her ülkede farklı uygulamalar var. Türkiye’de de farklı zamanlarda farklı uygulamalar var. Türkiye’de bilim kurullarında en uzun süre çalışmış kişi benim. Bundan önceki bilim kurullarının tamamında görev yaptım. Ama ben olsam eğer orada hiçbir fonksiyonum yoksa farklı davranırdım diye düşünüyorum. Yani insanın, fonksiyonunun olmadığını, sözlerinin hayata geçmediğini söylediği bir yerde ‘Bilim Kurulu Üyesi’ sıfatıyla durmasını da çok doğru olmadığını düşünüyorum” yanıtını verdi.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.