Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: “Kobani hukuki değil siyasi bir davadır, aynı kapatma davasında olduğu gibi Kobani davası da temelsizdir ve çökmeye mahkûmdur”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) grup toplantısında konuştu. Gündeme dair açıklamalar yapan Pervin Buldan, dünkü (26 Nisan) kabine toplantısı sonrası açıklanan üç haftalık tam kapanma kararının güvence ve destekten yoksun olduğunu söyleyerek, “İnsanlar salgında işsizlik ve yoksullukla boğuşurken, iktidar ve yandaşları zenginlik içinde yüzüyorsa, bu rejimin adı ‘yerli ve millî vurgun’ rejimidir” dedi. Buldan, Kobani davasına ilişkin olarak ise “Yalanlarla açılan dava hukuksuzlukla başladı. Taraflı olduğunu saklamayan bir mahkeme heyeti, gerçeklerin açığa çıkmasından duyulan korkuyu bir kez daha gösterdi” diye konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“HDP bu davada hesap veren değil, hesap soran olacaktır”

Eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobani davasının ilk duruşması dün (26 Nisan) Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkemeye ilişkin konuşan Buldan“Türkiye tarihinin en büyük siyasi kumpas davalarından biri olan Kobani yalanları davasının ilk duruşması Sincan’da başladı. Desteğini sunan herkese teşekkür ediyoruz. Dünkü duruşmanın kendisi de hukuksuzluklarla doluydu. Yalanlarla açılan dava hukuksuzlukla başladı. Taraflı olduğunu saklamayan bir mahkeme heyetinin gerçeklerin açığa çıkmasından duyulan korkuyu bir kez daha gösterdi. Sanık sandalyesinde olan HDP değildir, asıl bu kumpasın sahipleri sanık sandalyesindedir. HDP bu kumpas davasında yargılanan değil yargılayan olacaktır. HDP bu davada hesap veren değil, hesap soran olacaktır. Arkadaşlarımız duruşma süresince tüm gerçekleri ortaya koyacaktır. Bu hukuki değil siyasi bir davadır. Aynı kapatma davasında olduğu gibi Kobani davası da temelsizdir ve çökmeye mahkûmdur” dedi.

“Bu dava 7 Haziran’ın, 31 Mart’ın intikam davasıdır”

Buldan, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu dava 7 Haziran’ın, 31 Mart’ın intikam davasıdır. Bu dava toplumsal muhalefeti susturma davasıdır. Bu dava protestolarda ölümlere neden olan paramiliter güçleri kollama ve aklama davasıdır. Yolsuzlukların yaşandığı bir süreçte iktidarın kendini aklama davasıdır. Eninde sonunda bu davanın çökeceğine tanıklık edeceğiz. Tüm dünya Kobani için ayaktaydı, Türkiye’de de protestolar başlamıştı. Provokasyonun başlangıcı, dönemin başbakanının yaptığı ‘Kobani düştü, düşüyor’ açıklamasıdır. İçişleri bakanı ‘Kontrol edemediğimiz güçler var’ demişti. Aradan yedi yıl geçmesine rağmen kontrol edilemeyen güçler hakkında açılan bir dava bile yoktur.”

“Kripto vurguncuları biliyorlar ki AK referans almadan kimse bu işe giremez

Kripto para borsası Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer ile ilgili konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Amaçları yolsuzluk ve vurgun rejimini sürdürmektir. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzlukları AKP-MHP iktidarında yaşanmaktadır. Bunların yerli ve milli dedikleri kendi koltuklarıdır, doların yeşilidir, ballı ihaleleridir. Kripto vurguncularının hepsinin AKP’liler ile çekilmiş fotoğrafları ortaya çıkmaktadır. Biliyorlar ki AK referans almadan kimse bu işe giremez” dedi.  

“İktidar ve yandaşları zenginlik içinde yüzüyorsa bu rejimin adı ‘yerli ve millî vurgun’ rejimidir”

Üç haftalık tam kapanma kararını, “güvence ve destekten yoksun” olarak değerlendiren Buldan, bu süreçte çalışamayacak olan kişilere maddi yardımın sağlanması gerektiğini belirtti. Buldan şöyle devam etti: “Dün iktidar üç haftalık güvenceden yoksun bir kapanma kararı aldı. İşçilere, ev kadınlarına, hizmet sektörüne desteğin olmadığı bir kapanma kararı. İnsanları evlerinde açlığa mahkûm edenlere bir kez daha soruyorum: İnsanlar taş mı yiyecek? İnsanda biraz vicdan olur. Bunların hiçbirinin iktidar olmadığını gördük. Bu insanlar nasıl yaşayacak? Esnaf kepenklerini kapayınca kirayı kim ödeyecek? Siz şatafat içinde yaşarken bunları görmüyor olabilirsiniz ama insanlar kan ağlıyor. İnsanlarda bayram kutlama diye bir şey kalmadı sizin yüzünüzden. İnsanlar salgında işsizlik ve yoksullukla boğuşurken, iktidar ve yandaşları zenginlik içinde yüzüyorsa bu rejimin adı ‘yerli ve millî vurgun’ rejimidir.” 

“Kefen parası olan 128 milyar doların buharlaştırılması, vurgunların en büyüğüdür”

“128 milyar dolara nerede?” kampanyasına ilişkin de açıklamalar yapan Buldan, şöyle konuştu:

“Ortaya çıkan vurgunlar buzdağının görünen tarafıdır. Bunların gerçek yüzünü mutlaka herkese anlatalım. Çünkü artık tuz kokmuştur. Kefen parası olan 128 milyar doların buharlaştırılması, vurgunların en büyüğüdür. 128 tane yalanı söylüyorlar ama bunu bir türlü açıklayamıyorlar. 128 milyar doların 31 Mart yerel seçimlerinde kullanıldığı artık sır değildir. Merkez Bankası başkanı bir itirafta bulundu. ‘İHA’lar SİHA’lar bedava alınmıyor’ dedi. Bu, paranın Suriye’de ÖSO çetesi için kullanıldığının itirafıdır. Hafta sonu yine bir sınır ötesi operasyon başladı. İktidar ne zaman sıkışsa savaş politikalarına başvuruyor. AKP – MHP iktidarı rakamlardan çok korkar hale gelmiştir. 7 Haziran’dan çok korkuyorlar, 31 Mart’tan çok korkuyorlar. Katledilen kadınların 88’inden ödleri kopuyor.”

“Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmedi”

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasından bu yana kadına yönelik şiddetin arttığı belirten Buldan, “Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmedi. Saray’a inat kadınlar sözleşmeyi uygulatacak” dedi. Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Cezaevleri bu ülkenin kanayan yarası haline gelmiştir. Her gün yüzlerce hak ihlali yaşanmaktadır. Tecrit hukuksuzluğuna bir an önce son verilmelidir. İstanbul Sözleşmesi’nin feshinden sonra bir ayda en az 29 kadın, erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdi. Sokaklarda kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin peşine düşmesi gereken iktidarın kurumları pankart avcılığı yürütmektedir. Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmedi.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.