İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun davetiyle iki yıldan beri Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu Genel Sanat Yönetmenliği’ni üstlenen orkestra şefi Cem Mansur’un görevine “yönetsel fikir ayrılıkları” gerekçe gösterilerek 29 Kasım 2021’de son verilmişti. Medyascope’a konuk olan Cem Mansur, görevde olduğu iki yılı ve görevden alınma sürecini anlattı.
İki yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun isteği üzerine Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nun genel sanat yönetmenliği görevini Aslan Özdemir’den devralan Cem Mansur, 27 Kasım’da görevinden alındı. İBB, Mansur’un görevden alınmasıyla ilgili açıklamasında gerekçe olarak “yönetsel fikir ayrılıkları”nı gösterirken, Mansur görevden alındığını telefonla öğrendiğini anlatmıştı.
Görevde olduğu iki yılda iş yapmanın bürokratik açıdan çok zor olduğunu söyleyen Cem Mansur, “Benim asıl meselem müziği paylaşmak. Belediyeyle konuşmaya başlamanın nedeni de yeni bir orkestra kurulumuyla ilgiliydi. Salonun genel sanat yönetmenliği aklımın ucundan bile geçmeyen bir şeydi. Teklif ettiklerinde de şaşırdım fakat orkestra müziği yoluyla müziği insanlarla paylaşmak için bir platform olabileceğini düşündüğüm için kabul ettim” dedi.
“Görevden alındığımı telefondan öğrendim”
Görevden alınmasıyla ilgili duyumlar almaya başladıktan sonra İmamoğlu’ndan randevu talep ettiğini dile getiren Mansur, “Bana bir gün içinde randevu veren başkana ulaşamadım. Danışmanı Necati Bey ile görüştüm. ‘Böyle bir numara dönüyor, bu görevi ben istemedim. Ben orada olacağım diye bir şey de yok, benim için önemli olan halk konserlerini, ilçe konserleri yönetmek. Bana heyecan verici gelen bu’ dedim. Bana, ‘Aman sakın böyle bir şey olmaz, başkan böyle bir şeyi onaylamaz, başkanın bilgisi dışında böyle bir şey yapamazlar. Hiçbir tebligat almayın, hiçbir şey imzalamayın’ dediğinin gecesi cep telefonuyla çekilmiş bir görevden alma yazısı geldi” diye konuştu.
“Bu İstanbul’a ihanet”
Daha sonra Ekrem İmamoğlu’ndan ve danışmanı Necati Özkan’dan bir dönüş almadığını aktaran Mansur, “Bunu yapanların yapma amacı beni oradan götürmek değil, orada birlikte iş yapacakları kadroyu tamamlamak. Onların dünya görüşü açısından ne kadar küstahça olursa olsun davranışları anlaşılır bir şey. Ama bu İstanbul’a ihanet ve bize sağladıkları kaynakla kültür hizmeti götürmemiz gereken vergi mükellefine ihanet” diye ekledi.
Mansur, görevden alınmasına gerekçe olarak gösterilen “yönetsel fikir ayrılıkları” ile ilgili ise şunları söyledi: “Herhalde en azından bunu söylememiz gerekir diye düşündüler. Ben onu okuyunca dedim ki, ‘Aaa, yönetsel fikirleri varmış ve ayrıymış benimkilerden ne kadar iyi.’ Çünkü gerçekten yönetsel fikirleri yokmuş gibi yönetiyorlardı. Salonun içinde harika bir program koordinasyon ekibimiz var, iki kişilik. Olağanüstü bir sahne teknik ekibi var, bir kısmı 30 yıldır orada, donanımlı, özverili. Flamenko sahnesini söküp sabaha senfonik sahneyi hazırlamak için orada sabahlamaktan gocunmayan inanılmaz bir ekip var gerçekten. Mesela yönetsele girmişken bu insanların fazla mesailerin ödenmesi lazım sabahlara kadar orada çalışıyorlar bazen.”
“CRR’de çalışan bazı kişilere işlerine son verme tehdidiyle fazla mesailerini talep etmeyeceklerini taahhüt eden yazılar imzalatıldı”
Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü’ndeki kendisinin de olduğu bir toplantıyı anlatan Mansur, “Çalışan insanlara, mesailerin ödenmeyeceğini ne şekilde bildirdi biliyor musunuz? ‘Paranız yetmiyorsa gidip pazarda limon satın’ dendi bu insanlara. Ondan sonra da işlerine son verme tehdidiyle fazla mesailerini talep etmeyeceklerini taahhüt eden yazılar imzalatıldı, yani insanlara böyle davranılan bir yerden söz ediyoruz” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Etik olarak kendine iş verir bir konumda olmak istemediği için 30 kadar konserinden ücret almadığını anlatan Mansur, “Orada cüzi bir maaşla çalışıyordum. Maaşımı üç ay yatırmadıkları zaman bana fark etmiyor ama bir sahne emekçisine veya bir hizmet aldıkları insana fark ediyor olabilir. İnsan ilişkilerinde bir ilkellik var” diye konuştu.
“Meral Akşener veya Ahmet Davutoğlu gelecek diye bileti satılan etkinlikleri iptal etmek olacak şey değil”
Salonun nasıl kullanılması gerektiğiyle ya da nasıl kullanılması gerektiğiyle ilgili ciddi bir şekilde direndiğini aktaran Mansur, “Hiçbirini engelleyemedim, yapmak istediklerinin hepsini yaptılar” dedi ve şöyle devam etti:
“Size bir örnek vereyim: Kasım ayının ilk yarısı insanlar güvenmiş, salona geliyorlar, biz aylar öncesinden yaptığımız programlardan, konserlerden sadece iki tanesini yapabildik, biliyor musunuz? Bunlardan biri de 10 Kasım’dı. Onu da kaldırıyorlardı dedim ki ‘Ne yapıyorsunuz?’ Bileti satılmış etkinlikleri Meral Akşener gelecek, konuşma yapacak diye veya Ahmet Davutoğlu sahnede röportaj verecek diye iptal etmek olacak şey değil.“
“Gelecek olan orkestra topluluklarına cebimden avans ödedim”
İnsanların kendisine “Bu hayal kırıklığını yaşatmaya ne hakları var insanlara, bu kadar mı benzer insan düşmanlarına?” dediğini aktaran Mansur, “Ben bir sürü yürümeyen işlerden ve beni her gün arayan menajerlerden kurtulduğuma memnunum. Çok önemli bir sanatçı getiriyorsunuz, 48 saat kala sözleşmesi yok, uçak bileti ve nerede kalacağı belli değil. Ben salonu ciddiye alsın diye gelecek olan orkestra topluluklarına cebimden avans ödemiş biriyim. Sözleşme yapmayı beceremediler meğerse yapmıyorlarmış. Dolayısıyla ben bunlardan kurtulduğum için mutluyum” dedi.
“Belediyenin bir an önce kurtulmak istediğimiz insanlara daha az benzemesini umuyordum”
Mansur sözlerini şöyle tamamladı:
“Daha çok insanın hayatına müziği getirebilmek için önemli bir fırsat elimden gittiği için hayal kırıklığı içindeyim ama en çok da büyük ümitlerle seçtiğimiz bir belediyenin bir an önce kurtulmak istediğimiz insanlara daha az benzemesini umuyordum.”
