İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Afet Koordinasyon Merkezi’nde (AKOM) kentteki kar yağışıyla ilgili son durumu açıkladı. Mağdur olan yurttaşlardan özür dileyen İmamoğlu, İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott ile yediği akşam yemeğinin ardından başlayan “balıkçı” tartışmasıyla ilgili olarak da “20-25 gün önce netleştirmiştik, mekanı da belirlemiştik. Gizli bir yemek değil bu, kamuya açık bir alan” dedi. İmamoğlu, kar yağışının başladığı gün gittiği yemekte, Rumelikavağı’ndaki balıkçıya girdiği anların görüntülerinin medyada yayınlanmasıyla ilgili olarak ise “Bu konunun devletin imkanları kullanılarak bir MOBESE kamerasının böylesi bir magazinsel, kaotik bir sürecin parçası yapılacak şekilde servis edilmesinin sağlanmasının takipçisi olacağım” diye konuştu.
İstanbul’da hayatı felç eden kar yağışıyla ilgili AKOM’da basın toplantısı düzenleyen İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu “Sorumlu olduğumuz alanlarda 12 saat içinde birebir burada da takip ederek, sahada da takip ederek büyük bir ekiple, valilikle sıklıkla kurduğumuz irtibatlarda hangi noktada irtibat varsa, kendi yetki alanımızla ilgili 12 saatte akışkanlığı sağladığımızı duyurmak isterim. Bu başarılı bir zaman dilimidir” dedi.
Yaşanan süreçte metrobüs seferlerinin kesintisiz olarak devam ettiğini belirten İmamoğlu, “İnsanların araçlarını bırakması halinde bile evlerine erişebilmesi noktasında, kesintisiz metrobüs hatlarını çalıştırdık. Metrobüs güzergahında 33 iş makinemiz sürekli çalıştı. Vatandaşlarımızı gidecekleri yere eriştirmek konusunda çaba gösterdi. O bölgedeki ilçe belediyelerini bizzat aradım. 2004’te 16 saat araçta mahsur kalmış biriyim, neyin nerede ihtiyaç olduğunu biliyorum. Metrobüs hattını sabaha kadar devam ettirdik” diye konuştu.
“Mağdur olan vatandaşlarımızdan özür dileriz”
“Sayın valimizle Hadımköy-TEM gişelerinde yığın halinde bekleyen TIR’lara yönelik çözüm arayışlarımız sürüyor” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
“İstanbul’u sorunsuz bir noktaya taşıdık bugün itibarıyla. Bütün sorunları aştık. Kar süreçlerinde 20 milyon insanın, 16 milyon diyoruz ama mültecisiyle, öğrencileriyle, konuklarıyla 20 milyon, sorunsuz bir süreç yaşamasını beklemek hayalcilik olur. Elbette mağdur ettiğimiz, yolda değil beş saat, bir saat, yarım saat bile beklettiğimiz vatandaşlara söyleyeceğimiz tek şey var, özür dileriz. Ama bu bir doğal afet sürecidir. Kimsenin burnunun bile kanamaması sevindiricidir. İddiayla söylüyorum ki günün sonunda, hızlı ve kaliteli bir çalışma yapılmıştır. Dilini bozmayan ve kurumları ayrıştırmayan, burada bulunduğu gibi omuz omuza hissetmeye çalıştığımız bir süreç yönetilmiştir. Büyük oranda insanlarımızın hızla normal hayata döndükleri bir süreç oldu.”
“Yemek tarihi önceden belirlenmişti”
İmamoğlu, İstanbul’da yoğun kar yağışının başladığı 24 Ocak’ta, Rumelikavağı’nda bir balıkçıda İngiltere Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott ile akşam yemeği yemesinin ardından başlayan tartışmayla ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Benim yoğun bir gündemde çalışırken böyle bir yemeğe gitme meselemin bu kadar gündeme taşıtılmasını ve bu süreçle ilgili manipülasyonu şaşkınla takip ettiğimi ifade etmek isterim. Bir büyükelçi ile, Türkiye’nin en yoğun ilişkide bulunduğu bir ülkenin ana temsilcisi ile yenilen bir yemekten bahsediyoruz. Daha önce İBB’yi ziyaret etmiş, kendisi ile resmi görüşmemizi yapmış, akabinde böyle bir buluşmayı tasarlamış bir belediye başkanıyım. 20-25 gün önce netleştirmiştik, mekanı da belirlemiştik. Gizli bir yemek değil bu, kamuya açık bir alan. Her yeri cam pencere olan benim 23 yıldır gittiğim bir mekan. Orada yaşanan bazı hususlar beni üzmüştür tabii ki, neticede şeffaf bir yemekti. Sayın büyükelçi bu kara rağmen verdiği söz gereği bir gün önce Ankara’dan İstanbul’a gelmişti. Gün boyu yaptığım çalışmalardan sonra bir vakit dilimi ayırıp oraya gidip bu resmi buluşmayı, tabii ki hususi bir tarafı da var, eşlerimizle birlikte yaptık. Sohbet ettik, yemeği, ülkemizi, İngiltere ilişkilerini konuştuk. Bir İBB başkanının karla mücadele kadar, dünyanın bu tarz ülkelerinin büyükelçileriyle ilişki kurması da sorumluluğudur. 30 ay içinde belki de tarihinde ilk defa bu kadar yoğun dış ilişkiler konusunda ilgi gören bir İstanbul yönetimi var. Bunun hakkını vermek zorundayım. Tabii ki sürecin sonrasıyla ilgili tarafı beni çok ilgilendirmiyor. Oradan görüntü verildi birileri tartıştı, savundu, hakaret etti. Bunlar bir kenara, beni ilgilendirmiyor, ilgilensem işimi yapamazdım. Bir belediye başkanının bir iki saat başka bir yere gitmesi kadar doğal bir şey olamaz. Sahada on binlerce kişi var, yardımcılarım, genel sekreterim var. İBB başkanı insanların aklındaki gibi her şey anlamını taşımıyor. Bizim için her şey, hepimiz demek.”
“Takipçisi olacağım”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Balıkçıya girdiği anların görüntülerinin medyada yer almasıyla ilgili de konuşan İmamoğlu, “Sonrası önemli, bu konunun devletin imkanları kullanılarak bir MOBESE kamerasının böylesi bir magazinsel, kaotik bir sürecin parçası yapılacak şekilde servis edilmesinin sağlanmasının takipçisi olacağım. Çok önemli bir meseledir bu, kişisel de bir meseledir. Bu konudaki düşüncemi İstanbul Valisi Sayın Ali Yerlikaya ile dün ve bugün paylaştım” dedi.
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle kamera sistemleri bir kazanın, suçun tespiti için kullanılır. Bunun kuralları vardır. Genel başkanımız da dile getirdi bazı takip iddiaları, dinlenme vesaire… Biz bundan çekinmeyiz. MOBESE gibi hususların ne için kullanılacağı bellidir, olayların, suçların tespitidir. Bu, sürecin parçası yapılarak servis ediliyor, birileri bunu kullanıyor. Bu çok önemli bir meseledir. Bunun talimatını kim verdiyse, kim müsaade ettiyse, önemini bir insan şu an gözlerimin içine bakarak anlayabilir. Mevcut konunun önüne geçmesin diye bu kadar konuşuyorum. Ama hukuki olarak takipçisi olacağımı, mücadelemin devam edeceğini söyleyeyim.”