Editör: Gamze Elvan
Türkiye’nin kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devlete yükümlülükler veren İstanbul Sözleşmesi’nden cumhurbaşkanı kararıyla çıkmasının üstünden bir yıl geçti. Türkiye ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden tam bir yıl önce bugün çıktı. Kadınların ve LGBTİ+’ların kazanılmış hakkı olan bu sözleşmeden çıkmamıza yurt içinden ve yurtdışından tepkiler gelse de iktidar sözleşmeyi hedef gösterdi ve aile birliğini bozduğunu iddia etti.
Haber Hafta Sonu’nda bu akşam Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, sözleşmenin neden önemli olduğunu ve sözleşmenin kadınları ve LGBT+’ları nasıl koruduğunu anlattı.
İstanbul Sözleşmesi neden önemli?
Sözleşmenin birinci maddesi amacını şöyle tanımlıyor:
- Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak.
- Sözleşme, kadına kadın olduğu için ayrımcılık yapılmasını engelliyor ve kadın, erkek, çocuk, engelli, mülteci, LGBTİ+ bütün bireyleri ev içi şiddetten koruyor.
- Sözleşme, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını tanımlayan ilk bağlayıcı metin olma özelliği taşıması açısından da önemli. Erkek şiddetine karşı yerel, ulusal ve küresel mücadelede de kritik önemde.
- Erkek şiddeti mağdurlarına; psikolojik ve hukuki danışmanlık sağlanması ve yeterli sayıda sığınma evi tahsis edilmesi Sözleşmenin koruma maddeleri arasında.
- Yargılamada; kadına yönelik şiddetin suç sayılması ve gerekli cezaların verilmesinin sağlanması da sözleşmeyle öngörülüyor. Sözleşme; kadına yönelik şiddette gelenek, töre, din ya da “namus” gerekçelerini de yaptırıma tabi tutuyor.