Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Starax, dokuz işçiyi işten çıkardı: “E-devlet şifrelerini istediler, tuvalete giderken telefonlar alındı”

Tekirdağ Ergene’de faaliyet gösteren Star Mutfak ve Mobilya Aksesuarları Fabrikası (STARAX), dokuz işçiyi, Türk Metal Sendikası’na üye oldukları ve sendikal faaliyet içine girdiklerinden, farklı gerekçelerle işten çıkardı. Medyascope, “haklı sebep gösterilmeksizin” işten çıkarılan işçilerle görüştü.

İşten çıkarılan Hatice Emre, “Bu süreçte işçileri tek tek içeri çağırıp baskı uyguladılar. ‘E-devlet şifrenizi verin, bakacağım. Sendikaya üyeyseniz sizin için hiç iyi olmaz’ diyerek baskı uyguladılar” diye konuştu. İşten çıkarılan dokuz kişiden biri olan Yunus Özen de, “Tuvalete giderken, işveren tarafından tutulan bir eleman, kadınların ellerinden telefonlarını alıyordu. Hiç kimse ile irtibat kurulmaması, işyerinde olan şeylerin dışarıya aktarılmaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar” dedi.

Tekirdağ’ın Ergene ilçesinde faaliyet gösteren ve 400 kişinin çalıştığı Star Mutfak ve Mobilya Aksesuarları fabrikası, düşük ücret ve sosyal haklarının bulunmaması nedeniyle sendikal örgütlenme çalışması yürüten dokuz işçiyi işten çıkardı.

Türk Metal Sendikası, işçilerin örgütlenme çalışmaları sonrası 7 Mart 2022’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetki tespit belgesini aldı.

Altı yıldır Star Mutfak ve Mobilya Aksesuarları fabrikasında montaj bölümünde çalışan Hatice Emre, zam almak için öncelikle üst yönetimle konuştuklarını ancak olumlu yanıt alamadıklarını söyledi. Emre, bunun üzerine iki arkadaşıyla birlikte, örgütlenme çalışması başlattıklarını belirtti. Örgütlenme çalışmasının ardından “küçülme” gerekçesiyle fabrika içinde bölümü değiştirilmek istenen Emre, bunu kabul etmemesi üzerine 1 Mart’ta işveren tarafından, haklı sebep gösterilmeksizin işten çıkarıldı. Hatice Emre, işten atılma sürecinde yaşadıklarını Medyascope’a şöyle anlattı:

“Küçülmeye gideceklerini söylediler küçülme olmadı”

“Zam almak için önce üst yönetim ile konuştuk. ‘Bizden bu kadar’ yanıtını aldık. Örgütlenmeyi iki arkadaşımın da desteğiyle, başlattık. İşveren bunu duyduğunda, benim bölümümü değiştirip beni bezdirmeye çalıştı. Diğer arkadaşlara da aynısı uygulandı.

Kuru bir asgari ücrete çalışıyoruz hiçbir sosyal yardımımız yoktu. Ben, montaj bölümündeydim. Genelde beni her işe koşturuyorlardı, her işte çalışıyordum. Bölümümdeki işim oturarak yapılan bir işti. Sendika işinin başında olduğumu öğrenince ayakta çalışılan bölüme göndermek istediler, kabul etmedim. Altı iş günü süre verdiler ve bu sürede bölüm değişikliği için karar vermemi istediler. Bizim bölümümüzün küçülmeye gittiğini söylediler ancak bölümde bir küçülme olmadı. Benimle birlikte kabul etmeyen arkadaşlarımın da işine son verdiler.

Eşim de sekiz-dokuz aydır aynı işyerinde çalışıyor. Eşim portatifçi olmasına rağmen görevini değiştirdiler ve mal indirmeye verdiler. Onu da arkadaşlarımızı da bezdirmeye çalışıyorlar. Eşimi de işten çıkaracaklarını düşünüyorum. İzinleri kaldırdılar, kimseye izin vermiyorlar.

“E-devlet şifrelerini istediler”

Bu süreçte işçileri tek tek içeri çağırıp baskı uyguladılar. ‘E-devlet şifrenizi verin, bakacağım. Üyeyseniz sizin için hiç iyi olmaz’ dediler. Örgütlenme çalışmasını iki hafta sürdürebildik. Örgütlenme için gerekli sayıya ulaşmaya yaklaşmışken üçümüzü aynı anda işten çıkarttılar.

Örgütlenme çalışmasında yer alan üç kadın arkadaşımızdan bunu yapmalarını beklemediler. Bizi çıkarttıklarında da olay bitecek zannettiler ama çoğunluk da sendikayı istemeye devam etti. Çalışmama güveniyorum. Benden memnunlardı. Burada da beni sendikal çalışma olmasa işten çıkarmayacaklardı. Toplantılarda ‘Bölümümüzün en iyi çalışan elemanısınız’ diyorlardı. Ki öyleydi de, kendime güveniyordum.”

“Lavaboya giderken telefonları ellerinden alınıyordu”

Fabrikada 10 aydır kaynak operatörü olarak çalışan Yunus Özen ise asgari ücret zammı öncesinde sendikasının ücretlere zam yaptığını, asgari ücretin belirlenmesinin ardından ücretlerin asgari ücret düzeyine çekildiğini belirterek, “Asgari ücret zammının ardından zamlar kayboldu. Biz de sendikaya başvurmak istedik ve üye sayımızı tamamladık” dedi.

Özen, işverenin sendikalaşma sürecini engellemeye çalıştığını kaydederek, “Bu süreçte bizlere psikolojik baskı yapıldı. Lavaboya gidildiğinde dakika tutuldu, mola dönüşlerine çok dikkat edildi. Telefona dokunmamamız istendi. Sürekli masa başında olmamızı istediler” dedi ve yaşananları şöyle anlattı:

“İşten atıldıktan sonra vardiya müdürü beni aradı. Vardiya müdürüm benimle telefonda konuştuğu için kendisi hakkında tutanak tutuldu ve pozisyonu değiştirildi. Herkes iki vardiya dönmesine rağmen bazı işçileri yalnızca gündüz vardiyasında tutuyorlar.

Lavaboya giderken bile işveren tarafından tutulan bir eleman, kadınların ellerinden telefonlarını alıyordu. Hiç kimse ile irtibat kurulmaması, işyerinde olan şeylerin dışarıya aktarılmaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

Gündüzcüler saat 8:30 -18:30 arasında çalışıyor. 10 saat çalışıyorduk. İki haftada bir vardiya dönülüyordu. Cumartesi günleri mesaiye geldiğimiz oluyordu. Türk Metal Sendikası’na üye olduktan sonra gündüz vardiyasında çalışan arkadaşlara izinleri verilmemeye başlandı. Bazı arkadaşları sadece gündüz vardiyasına almadılar banka, hastane işlerini halletmesinin önüne geçtiler. Şu anda da kimseye izin vermiyorlar.”

“Sürecin bizi üzen tarafı, işçilerin bu kadar ucuz bir şekilde işinden edilmesi”

Türk Metal Sendikası Kapaklı Şube Başkanı Günay Özden ise yetki belgesini almalarının ardından işverenin itiraz hakkını kullandığını belirterek şunları söyledi:

İşten çıkartılan arkadaşlarımızın sayısı dokuza yükseldi. Bu sürecin bizi üzen tarafı, işçilerin bu kadar kolay bir şekilde işinden edilmesi. Bizim kanunlarımız bu kadar çiğnenmeye müsait olmamalı. O gün, bugündür kapıda eylemlerimizi devam ettiriyoruz. En son bir arkadaşımız, 15 Mart’ta ‘deneme süresi sona erdi’ gerekçesiyle işine son verildi ama arkadaşımız sendikaya üyeydi ve gerekçe buydu. Henüz tazminatını alan olmadı ancak yasal süreci avukatlar aracılığıyla başlattık.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.