Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) Merih Celasun anısına düzenlediği panelde konuşan Boğaziçi Üniversitesi’nde Emeritus Profesör Ayşe Buğra, temel gelir desteğinin, eşit yurttaşlık kavramıyla ilişkilendiğini söyledi. Buğra, “Bütün yurttaşlara verilecek temel gelir desteği, toplumsal yaşama katılıma katkı sağlar. Temel gelir fikri çok önemli çünkü sosyal desteğe ihtiyacı olan kesim hedeflemiyor, kimseyi yoksul diye etiketlemiyor” diye konuştu. Panelde konuşmacı olan CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo ise “Kriz dönemleri, yoksulluğun en fazla arttığı ve yoksulluk döngüsünün çocuklara miras kalmasına neden olan zamanlar” dedi.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) “Merih Celasun’a Saygı Günü” başlığıyla düzenlediği panelde, Boğaziçi Üniversitesi’nde Emeritus Profesör Ayşe Buğra, “Sosyal politika düşüncesi içinde ve iktisatta yoksulluğa yaklaşımlar ve eşit yurttaşlık ideali” anma dersi verdi. Türkiye’de temel gelir desteğini dile getiren ilk isim olan Buğra, koronavirüs salgınıyla derinleşen yoksulluğu, tarihsel olarak ele aldı.
Anma dersinin ardından gerçekleşen panelde Buğra’nın yanı sıra, CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo ve Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde Emeritus Profesör İnsan Tunalı konuşmacı olarak yer aldı.
“Kaynak yok diyenlere önceliklerini sormak lazım”
Buğra, sosyal yardıma muhtaçlık gözetilmeden bütün vatandaşlara verilecek temel gelir desteğinin neden gerekli olduğunu, yarattığı tartışmaları da açıklayarak şöyle anlattı:
“Bütün yurttaşlara verilecek temel gelir desteği, toplumsal yaşama katılıma katkı sağlar. Temel gelir fikri çok önemli çünkü sosyal desteğe ihtiyacı olan kesimi hedeflemiyor, kimseyi yoksul diye etiketlemiyor. Temel gelir, hem bir sosyal yardımdır hem de değildir. Çünkü hedefleme sorunu yoktur, herkese verilir. İktisatçılar, ‘Bu maliyetin altından kalkılabilir mi?’ ve ‘Bu destek insanları tembelliğe teşvik eder mi?’ diye sorar. Kimse bana ‘Bu memleketin dar gelirli mahallelerinde sosyal hizmet merkezleri kuracak parası yok’ demesin. Bu siyasi bir tercihtir. ‘Kaynak yok’ diyenlere ‘Önceliğiniz ne?’ diye sormak lazım.”
“Temel gelir desteği olsaydı, Soma’da insanların aynı madene girmesi engellenirdi”
Topluma katılımın en önemli şeklinin çalışmak olduğunu ve insanların kendilerini lüzumsuz hissetmek istemeyeceğini söyleyen Buğra, “Geleneksel sosyal yardımlar iş bulunca kesildiği için tembelliğe teşvik edebiliyor ama temel gelirde tam olarak böyle bir sorun yok. Ancak emek arzını hiç etkilemez de denemez. Soma’da maden kazası oldu, aradan bir ay geçmeden aileler aynı madene indiler, temel gelir belki bunu önlerdi. Olumlu bir tembelliğe teşvik olurdu” diye konuştu.
Yoksulluğun sadece gelir yetersizliğiyle değil, hayatın belirsizliğiyle de ilgili olduğunu belirten Buğra, “Yarın eve ekmek alacak para olup olmayacağını bilmek çok önemli. Belli bir miktar gelire sahip olacağını bilmek, insanları, aklını kaybetmekten koruyabilir. Miktarı buna göre düşünmek lazım, belirli bir ihtiyacı karşılayacak bir şey insanların hayatını değiştirir. Kaynak yeter mi, maliyet karşılanır mı derken bunu düşünmek gerekir” dedi.
Hacer Foggo: “Yoksulluk miras kalıyor, çocukların anne babalarının mirasını reddetme oranı yüzde 85”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Devrilen yoksulluğun tanığı olduğunu söyleyen CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, “Kriz dönemleri, yoksulluğun en fazla arttığı ve yoksulluk döngüsünün çocuklara miras kalmasına neden olan zamanlar. Anne babalarının mirasını reddetme oranı yüzde 85, borçluluk bu düzeyde. Özellikle salgın döneminde başlayan gıdaya erişim sorunuyla, girdiğimiz evlerde gelişim bozukluğu yaşayan çocukları görüyoruz. Bu insan hakları ve çocuk hakları ihlalidir. Yetersiz beslenme nedeniyle, beynin ön lobu gelişemediği için çocuklar öğrenme güçlüğü çekiyor. Yapılan sosyal yardımlar çocuğu koruyan bir mekanizma sunmuyor, başka ihtiyaçlar için kullanılıyor” diye konuştu.
Foggo, yoksulluğun utanç boyutundan ve kovulsa bile çocuğuna ekmek götürebilmek için tekrar tekrar aynı kapıları çalmak zorunda kalan annelerden söz etti. Kadınların ekonomik krizlerde, ped yerine farklı şeyler kullanmak, çocuk maması alamayınca hazır çorba yapmak gibi yöntemlerle bir geçim stratejisi yarattığını belirten Foggo, “Yoksulların bir işe hayır deme hakkı yok gibi düşünüyorlar. Adana İşkur’da verilen işi kabul etmeyen kişilerin işsizlik maaşı kesilmiş, bu insan hakları ihlalidir. Belki bu insanların çok güzel şarkı söylemeye, keman çalmaya, saç kesmeye yetenekleri var” dedi.
Merih Celasun kimdir?
TEPAV’ın anısına panel düzenlediği Merih Celasun, Devlet Planlama Teşkilatı’nda çeşitli görevler aldı, Ekonomik Planlama Daire Başkanı ve Dünya Bankası’nda kıdemli iktisatçı olarak çalıştı. Celasun, 1970’te ODTÜ’de başladığı akademik hayatına Bilkent Üniversitesi’nde devam etti. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dekanlığını yürüttü. Celasun, 2004 yılında hayatını kaybetti.