İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) Maslak yerleşkesinde bulunan Araştırma & Geliştirme Merkezi (AR-GE) İTÜ ARI Teknokent’e, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yaklaşık 20 yıl önce ARI-2 binasının yapımında kullanılan finans modelinin yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle tasfiyesi talep edilerek dava açıldı. Medyascope’a konuşan ARI Teknokent Yönetim Kurulu üyesi davanın gerekçesinin araziyi ele geçirmek olduğunu iddia etti.

Medyascope’a konuşan ve ismini vermek istemeyen ARI Teknokent Yönetim Kurulu üyesi, İTÜ arazisinin çok kıymetli olduğunu, bu nedenle İTÜ Geliştirme Vakfı’nın topladığı para ile mevcut bir sergi binasını ilk ARI-1 binası olarak 2 milyon dolar harcayarak renove ettiklerini ve amacına uygun hale getirdiklerini söyledi.
Daha sonra ARI-2 binası yapımı için Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’ndan (TTGV) 4 milyon dolar aldıklarını ekledi ve “O sırada yapmak istediğimiz ikinci ARI-2 binası için 8 milyon dolara ihtiyacımız vardı. 4 milyon dolara 1 milyon dolar bir şartlı bağış aldık. Sonra İTÜ Geliştirme Vakfı’nın 891 bin doları vardı elinde. Onu tahsis etti. Ondan sonra geri kalan 2 milyon doları da bina ortaya çıktıktan sonra girecek olan yani girme hakkı kazanan şirketlerden bir yıllık kira bedeli alarak tamamladık ve böylece ARI-1, ARI-2 binalarını gerçekleştirdik. Ondan sonra bankalardan kredi alıp ARI-3’ü, ARI-4’ü yapmamızı sağladı. Çünkü oradan bir gelir gelmeye başlayınca bunu yapabilecek duruma geldik. Şimdi yani demem o ki biz hiç kimseye, bir karış toprak vermeden, tamamen kendi kaynaklarımızla bu varlığı yarattık” dedi.
“Hukukçulara ve maliyecilere danışarak protokoller yapıldı“
Finans modelinin yasalara aykırı olduğu iddialarına yönelik ise binaların yapıldığı zaman hem maliyecilere hem de hukukçulara danışarak protokoller yapıldığını belirten üye, “Teknokent’ten vakfa gelen gelirlerin yüzde 80’ini zaten üniversiteye vermek durumundayız. Dolayısıyla burada bir kötü zihniyet olması söz konusu değil yani. Ama burası madem ki ticari bir yer, oradan ufak bir gelir bağlayarak bunlar işler hale getirilsin diye düşünüldü” diye belirtti.
“Öküzün altında buzağı aramak neye sığar?”
Ayrıca yönetim kurulu üyesi, “Bu olay 2002-2003’de oluyor. Yani 20 senede Teknokent değil Türkiye’de, dünyada tanınan bir yer haline gelmiş. Peki, diyelim ki yanlış olsun bu model ama yanlış olması söz konusu değil. Ama 20 senede çok büyük bir atılım yapmış. Demek ki ‘İyi ki yapılmış diyeceksiniz’ değil mi? Yani affedersiniz öküzün altında buzağı aramak neye sığar? Burada kimse yememiş, içmemiş. Kimse buradan nemalanmamış. Burası yoktan var edilmiş. Kimseye bir karış yer tahsis edilmemiş. Hepsi ARI Teknokent’in ve üniversitenin tapusunda. Bu nasıl bir kapatma nedeni olabilir” diye konuştu.
“Araziyi ele geçirme operasyonu olabilir”
Açılan davanın sebebi hakkında ise çok çeşitli söylentiler olduğunu iddia eden yönetim kurulu üyesi “Yani çok çeşitli söylentiler var, Katar’a kadar ucu giden. Çünkü Katar’a söz verilmiş, öyle söyleniyor ama ne kadar doğru bilmiyorum. Burada İstanbul’da onlara bir teknoloji geliştirme bölgesi sözü verilmiş. Bizimki de burada, Maslak’ta üstünde binalarıyla, 300 tane firması, 9 bin AR-GE çalışanıyla, hazır Teknokent değil mi? Çok güzel. Yani doğruysa bu iddia araziyi ele geçirme operasyonu diye bakıyorum” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.