Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

TÜİK’in açıkladığı büyüme ve dış ticaret verilerini Baki Demirel değerlendirdi: “Rantlar ve kârlar büyüyor ama ücretler azalıyor”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılının birinci çeyreği için büyüme ve dış ticaret verilerini açıkladı. TÜİK’e göre Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH), önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,3 büyüdü. Dış ticaret açığı ise 2021 Nisan’a göre yüzde 98,5 artarak 6,1 milyar dolara ulaştı. TÜİK verilerini Medyascope için yorumlayan Doç. Dr. Baki Demirel, “Emek aleyhine bir büyüme var. Rantlar, kârlar büyüyor ama ücretler azalıyor. Rekabetçi kur ile yoksullaştırıcı büyüme ile karşı karşıya kaldık, dış ticaret açığı artmaya devam edecek” diye konuştu.

Baki Demirel

TÜİK’in bugün (31 Mayıs) yayımladığı verilere göre, GSYH ilk çeyrekte yüzde 7,3 büyüdü. Üretim yöntemiyle GSYH hesaplamasına göre, cari fiyatlarla Türk Lirası cinsinden yüzde 79 büyüme olurken, dolar cinsinden yüzde 4,7 daralma gerçekleşti. İşgücü ödemeleri yüzde 59,7 arttı ancak işgücünün hasıladaki payı iki senede yüzde 39,1’den yüzde 31,5’e geriledi. Finans sektörü yüzde 24,2 ve hizmetler sektörü yüzde 16,8 büyüdü ve hasılada en hızlı büyüyen sektörler oldu. Tarımdaki büyüme yüzde 0,9 ile sınırlı kalırken, inşaat sektörü yüzde 7,2 daraldı.

Dış ticaret açığı ise, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 98,5 arttı. Nisan ayında ihracat yüzde 24,6, ithalat ise yüzde 35 arttı. İhracatın ithalatı karşılama oranı, 2021 Nisan’da yüzde 85,9 iken, yüzde 79,3’e geriledi. İhracatta en büyük pay yüzde 95 ile imalat sanayisinde olurken, ithalatın yüzde 81,6’sı ara mallar için yapıldı. En çok ithalat yapılan ülke ise yüzde 18,5 payı ile Rusya oldu.

Baki Demirel: “Emek aleyhine bir büyüme var”

Medyascope’a konuşan Yalova Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Baki Demirel, büyüme verileri için şunları söyledi:

Emek aleyhine bir büyüme var, ücret gelirlerinin hızla eridiğini görüyoruz. Üç dönem, 2020, 2021, 2022 yılları birinci çeyreklerinde, milli gelir içindeki emek paylarına baktığımız zaman keskin bir azalma var. Faizler düşük tutulmasına rağmen, finans sektöründeki gelirlerde  ve hizmetlerde ise keskin bir bir artış görüyoruz. Bu da büyümenin tüketime dayalı olduğunu gösteriyor. Sabit sermaye stoku azalmış. Tarımın büyümeye katkısı çok düşük.

İnşaatın zayıfladığını görüyoruz, buna mukabil inşaata yönelik kredilere bir destekleme gerçekleştirilmişti. Politikalar inşaatın buradaki daralmasını önleyici biçimde geliştirildi.

“Veriler, ücret artışının enflasyona neden olduğu görüşünü haksız çıkardı”

Dezenflasyon politikasında kesinlikle ücret gelirlerinin de artırılması gerektiğini söyleyen Demirel, “İki şey var: Rantlar, kârlar büyüyor ama ücretler azalıyor. Bu da ‘asgari ücret artarsa enflasyon artar’ görüşünü, enflasyonu ücret-fiyat spiralinin oluşturduğuna yönelik söylemleri ya da politikaların bu spirali önlemeye yönelik olması gerektiği yönündeki Ortodoks düşünceyi haksız çıkarıyor” diye konuştu. 

Demirel, yüzde 20’ye yakın olan geniş tanımlı işsizliğin, büyümenin istikrarlı olmayacağını gösterdiğini ve kamunun istihdam yaratıcı, nihai işveren rolünü üstlenmesi gerektiğini belirtti. Temmuz ayında olup olmayacağı tartışılan asgari ücret zammının kesinlikle gerekli olduğunu söyleyen Demirel, “Asgari ücret en azından altı bin liranın üzerine, açlık sınırı seviyesine çekilmeli. Memur, işçi maaşları da yükseltilmeli ve ortalama maaşlar asgari ücretten daha yüksek olmalı” dedi. 

Harcama yöntemiyle hesaplanan büyümenin iç ve dış taleple sürüklendiğini ve istikrarlı olmadığını söyleyen Demirel, şöyle konuştu:

Dış talepte, FED’in (ABD merkez bankası) faiz artışlarıyla birlikte önümüzdeki dönem büyümenin aleyhine belirgin bir durum gerçekleşebilir. Euro bölgesinin stagflasyon beklentileri, parasal sıkılaşmaları dış talebi olumsuz etkileyebilir. İç talep de kredi artışlarına bağlıydı. Bunun istikrarlı olduğunu söyleyemeyiz, geçicidir. Yatırım yapanlar buradaki talebin, kredilere dayalı olarak yapılan harcamanın geçici olduğunu bilirler. Sermaye stoku verileri de bize yatırımların artmadığını gösteriyor.

“Yoksullaştırıcı büyüme”

İktidarın ekonomi yönetimi, “rekabetçi kur” ile ihracatın artacağını, dış ticaret fazlası ve yerli üretimin artmasıyla cari fazla verileceği ve böylece enflasyonun düşeceğini söyleyerek ekonomi politikaları geliştiriyordu. Demirel, bu hesabın tutmayacağı konusunda daha önce uyardığını ve bunun “yoksullaştırıcı büyüme” olduğunu söyledi ve “Dış ticaret hadleri bizim aleyhimize gelişti. Kur patladığında yaz aylarında dış talep vardı fakat bunun da yavaş yavaş azaldığını görüyoruz, 2021’in üçüncü çeyreğindeki dış talep, şu an yok” dedi.

Küresel enerji fiyatlarının yüksekliğini ve Türkiye’nin enerji bağımlısı bir ülke olduğunu hatırlatan Demirel, “Büyümek istediğinizde, ithalatınız daha fazla artıyor ve dış açıklarınız büyüyor. Savaş nedeniyle tarım fiyatları oldukça yüksek, küresel gıda enflasyonu 2020’den beri çok yüksekti ve yüksek kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Özellikle de bazı ülkelerin, bazı tarım mallarındaki ihracat kısıtlamaları, küresel tarım sorununu ve gıda enflasyonunu besliyor. Bu Türkiye’yi de etkileyecek tabi” diye konuştu. 

“Dış ticaret açığı büyümeye devam edecek”

Demirel, Türkiye’nin ara malı ithalatına ve düşük katma değerli malların ihracatına dayanan ticaret pozisyonunu şöyle açıkladı:

Daha fazla büyümek için daha fazla ithalat yapmak zorunda kalıyoruz ki ithalatçısı olduğumuz mallar, özellikle enerji bağlamında, küresel fiyatları da yüksek olan mallar ve kurla birlikte fiyat artışı daha fazla hissediliyor. Diğer taraftan, imalat sanayinde ihracatçıyız. Orta teknoloji yoğun mallarda hem ihracatçı, hem ithalatçıyız ama düşük teknoloji yoğun mallarda net ihracatçıyız. Bu mallar da, fiyat rekabetinin yoğun olduğu mallar. Kur artışıyla ya da ğcretleri baskılayarak rekabetçi olamayız. Dolayısıyla dış ticaret açıkları büyüyecek gibi görünüyor. Katma değeri düşük malları ihraç ederken, katma değeri yüksek malları ithal ediyoruz. Dış ticaret fazlası vermek istiyorsak, ticaret kompozisyonunu değiştirmemiz lazım.

“Yeni bir politika desenine ihtiyaç var

Büyüme verilerinin TÜİK’in enflasyon verilerinin doğru olduğu varsayımında geçerli olduğuna dikkat çeken Demirel, ENAG’ın enflasyon verileri dikkate alındığında büyüme oranlarının yarı yarıya azalacağını söyledi. Demirel, “Türkiye’de çok önemli bir değişim gerekiyor, enflasyon ve büyüme gibi sorunları kısa vadede ve para politikası ile çözemeyeceğimiz çok aşikar. Diğer taraftan kur istikrarının, şu an olduğu gibi örtük sabit kurla sürdürülemeyeceği de aşikar. Yeni bir politika desenine geçmemize ihtiyaç var” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.