Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Fed’in faiz artırımı ve yükselen CDS risk primi kıskacında Türkiye ekonomisi: “Sermaye kaçışı, sürdürülemez cari açık, iflas”

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), yükselen enflasyona karşı Fed (Federal Reserve – ABD Merkez Bankası) faiz artırmaya devam ediyor. Parasal genişleme politikalarına son veren Fed, enflasyonu yüzde 2 seviyesine çekene kadar faiz artıracak. Dolar arzının daralması anlamına gelen Fed’in faiz artışı, 837 puanı bulan CDS primleriyle birleşince Türkiye için dış finansman bulmayı daha da zorlaştırıyor. Gelişmelerin olası etkilerini Medyascope’a değerlendiren Ankara Üniversitesi SBF İktisat Bölümü’nden Doç. Dr. Fikret Kemal Kızılca, “Türkiye’den sermaye kaçışını teşvik edebilir, cari açık sürdürülemez seviyeye gelebilir” dedi.

Fed’in bugün (15 Haziran) açıklayacağı kararla, politika faizini 75 baz puan artırması bekleniyor. Fed, 16 Mart 2022 tarihinde ayında 2018’den bu yana ilk kez faiz artırımına giderek politika faizini 25 baz puan artırmış, 4 Mayıs’ta ise 50 baz puanlık artışla politika faiz oranı yüzde 0,25-0,50 aralığından yüzde 0,75-1,00 seviyesine yükseltilmişti.

ABD’de mayıs ayı itibariyle yıllık yüzde 8,6 olan enflasyon, 41 yılın en yüksek seviyesini gördü. Mart 2021 enflasyonunun yüzde 2,5 seviyesini görmesinin ardından yükselen enflasyona karşı faiz artırmaya başlayan Fed Başkanı Jerome Powell, “Enflasyonun net ve inandırıcı bir şekilde düştüğünü görmemiz gerekiyor” demiş ve faiz artırmaya devam edeceklerini söylemişti. 2023 ortalarına kadar, Fed’in halen yüzde 0,75-1,00 seviyesinde olan faizi yüzde 4 seviyesine çıkarması bekleniyor.

Dolar arzı daralacak, Türkiye için finansman bulmak daha da zorlaşacak

Hızla yükselmesiyle gündemde olan CDS (Kredi Temerrüt Riski), Türkiye’nin çıkardığı, dolar cinsinden Eurobond tahvillerin geri ödenmeme riskine karşılık yaptırılan sigortaya ödenen prim anlamına geliyor. Bir ülkenin dış borç yükünün ve döviz rezervlerinin azalmasının etkisiyle yükselen CDS risk primleri, Türkiye’de 2008 krizinden bu yana en yüksek seviyesini gördü. Ekim 2008’de kısa süreliğine 831 baz puanın üzerine çıkan CDS, tekrar 500 puanın altına inmişti. CDS primlerinin 300 puanın üzerinde olması, uluslararası finans kaynakları için “çok riskli” olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin CDS priminin 837 olduğu ve dış finansman kaynağı bulmakta zorlandığı dönemde, Fed’in faiz artırması Türkiye için riskleri daha da derinleştiriyor.

Türk Lirası’nın 2022 başından bu yana dolar karşısında yüzde 30’un üzerinde değer kaybettiği, mevduatlardaki dolardaki dolar pozisyonunun yüzde 72’ye ulaştığı, döviz rezervlerinin şeffaf olmayan yöntemlerle eridiği ve Merkez Bankası net rezervlerinin eksi 53 milyar dolara gerilediği Türkiye ekonomisinde, güvensizlik ve belirsizlikler hakim durumda. Bunların da etkisiyle hızla yükselen CDS primi, ekonomiye güvensizliği perçinliyor. Piyasadaki ABD doları arzını azaltmasına neden olacak Fed’in sıkı para politikasıyla, Türkiye pozisyonunda olan ülkeler için borçlanmak çok daha maliyetli ve riskli hale gelecek.

Doç. Dr. Kızılca: “Türkiye’den sermaye kaçışını teşvik edebilir”

Ankara Üniversitesi Siyasal Bİlgiler Fakültesi (SBF) İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fikret Kemal Kızılca, Fed’in faiz artırma politikasını Medyascope’a değerlendirdi ve faiz artış beklentisi 50 veya 75 baz puan olan piyasa aktörlerinin etkisiyle, açıklandığında dolar kurunda bir hareketlilik olabileceğini söyledi. 

50 ya da 75 baz puanlık faiz artışı olmasının orta  ve uzun vadede Türkiye üzerindeki etkisinin aynı olacağını düşündüğünü belirten Kızılca, “Fed faizleri yükselttiğinde, artan CDS risk primleriyle birlikte, Türkiye’den sermaye kaçışını teşvik edeceğini tahmin edebiliriz. Aslında, Fed’in artış kararı, büyük ölçüde finansal piyasalarda fiyatlandırıldı. Dolayısıyla kısa vadede etkisi ihmal edilebilir olursa, şaşırmamak gerekir” diye konuştu.

 “Kur, cari açığın sürdürülmesinin imkânsız olacağı seviyelere çıkabilir”

Dünyada emtia fiyatları yükseldiğini ve bir arz şoku olduğuna, bunun Türkiye’nin ithalat maliyetlerini daha da yükselttine dikkat çeken Kızılca, orta vadede “güzel günler”in sonunun geldiğini söyledi ve olası etkileri şöyle açıkladı:

Koronavirüs salgınının ilk ortaya çıktığı 2020 birinci çeyreğinden itibaren Fed parasal genişlemeye gitti. Dünyada iki yıldan fazla süren bir düşük faiz dönemi yaşadık. Eğer TCMB o dönemde rezerv eritmek yerine, rezerv biriktirseydi, şimdi bir hareket alanına sahip olabilirdi. Şimdi ise imkânları çok daraldı. Bu durumda kur, cari açığın sürdürülmesinin imkânsız olacağı seviyelere çıkabilir. Bu da yurtiçi harcamaların ciddi biçimde kısılması anlamına gelecektir. Sonuçta, bölüşüm çekişmesinin daha da şiddetleneceğini öngörüyorum.

Babacan: “İflasa karşı acil önlem”

Partisinin haftalık değerlendirme toplantısında konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da, “Türkiye’nin kredi notu tarihin en kötü seviyesine indi. Türkiye’nin temerrüt, yani iflas riskini gösteren beş yıllık CDS tam 836 baz puana çıktı” dedi.

Babacan, 2008-2009 krizinde iflas eden Yunanistan’ın şu anki risk priminin 200 baz puanın altında olduğunu hatırlattı. İktidarı acilen tedbir almaya çağıran Babacan, iflasa sürüklenmenin ne anlama geleceği hakkında şunları söyledi:

Türkiye Cumhuriyeti’nin ithal ettiği doğalgazın ve petrolün parasını ödeyememesi demektir. İflas demek, benzin gibi, mazot gibi temel ihtiyaç maddelerinin parayla bile bulunamaması demektir. İflas demek, ülke genelinde yaygın ve uzun süreli elektrik kesintileri demektir. İflas demek, topyekûn ekonomik ve finansal çöküş demektir. İflas, kaos demektir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.