Kılıçdaroğlu Balıkesir’de Erdoğan’a seslendi: “Sen kim, Bay Kemal olmak kim” – “Değişimi yapacağız, cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracağız”

Kamera-Kurgu: Furkan Erdem

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Balıkesir’de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedefine alırken, Erdoğan’ın kendisi için sürekli kullandığı “Bay Kemal” sözüne, “Sen kim, Bay Kemal olmak kim” sözleriyle karşılık verdi. Herkesin değişim istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, değişimi gerçekleştireceklerini, cumhuriyeti ikinci yüzyılında, “demokrasi ile taçlandıracaklarını” söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) “Milletin Sesi” mitinglerinin üçüncüsünü Balıkesir’de düzenledi. Mitinglerin ilki Mersin’de yapılmış, ikincisinin de Bursa’da yapılmasına karar verilmişti. Bursa mitinginin hemen öncesinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında mahkumiyet kararının Yargıtay’da onanması üzerine ikinci miting İstanbul’da yapılmıştı.

Milletin Sesi mitinglerinin üçüncüsü geniş bir katılımla Balıkesir’de Kuvayı Milliye Meydanı’nda yapıldı. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Bay Kemal” yakıştırmasına şu sözlerle karşılık verdi:

“Bay Kemal olmak için önce ahlaklı olacaksın, kul hakkı yemeyeceksin, adaletli olacaksın, emperyal güçlerin önünde diz çökmeyeceksin. Bay Kemal olmak için Körfez ülkelerine el avuç açmayacaksın, bu ülkenin itibarını koruyacaksın. Bay Kemal olmak için İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde yürürlüğe koyacaksın. Sen kim, Bay Kemal olmak kim.”

Her Milletin Sesi mitinginde olduğu gibi bu mitingde de Kılıçdaroğlu’ndan önce toplumun farklı kesimlerinden üç kişiye söz verildi ve onlar da sorunlarını dile getirdi. Kılıçdaroğlu’nun sık sık, “Hak, hukuk, adalet” sloganlarıyla kesilen konuşmasında öne çıkan başlıklar ve bölümler şöyle:

“Bu meydan sıradan bir meydan değil, Kuvayı Milliye meydanı”

“Sarayda oturup ülkenin halini düşünen değil, milletin arasında oturup milletin halini düşünen yöneticilere ihtiyacımız var. Bu ülke sıradan bir ülke değil, bu meydan sıradan bir meydan değil. Kuvayı Milliye meydanı diyoruz bu meydana. Ey Kuvayı Milliyeciler, hoş geldiniz. Bu meydanda, aynı zamanda Lozan Antlaşması’nın 99. yılını kutluyoruz. 99 yıl önce Sevr’i yırtıp çöp sepetine atan ve bağımsızlığı tüm emperyal güçlere onaylatan bir süreci yaşıyoruz.

 Artık kucaklaşma zamanı. Artık beraber olma zamanı. Artık Alevi, Sünni, Laz, Kürt, Çerkes diye bir ayrım yapmadan kucaklaşma zamanı. Beraber olacağız. CHP olarak iki kırmızı çizgimiz var: Vatanımız ve bayrağımız. Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun vatanına ve bayrağına saygısı olan herkesin benim başımın üstünde yeri vardır.” 

“Devlette liyakat”

“Dış politikanın şahsileştiğini görüyoruz. Birilerinin iradesine göre dış politikanın oluştuğunu görüyoruz. Dış politikanın milli olmaktan çıkarıldığını görüyoruz. Ağır bedeller ödüyoruz. Devletin yapısında ciddi çürüme var. Devlette liyakat kalmadı. Rüşvet alanların büyükelçi olarak tayin edildiği bir ülke olmak istemiyoruz. Devleti soyanların, devletin makamlarında yer almalarını istemiyoruz. Devlette liyakat ve adalet istiyoruz. Bizim görevimiz, devletin kurumlarında adalet ruhunu yeniden ihya etmektir.” 

“Bu ülkede alın teri üreten kazanacak”

“Hiçbir çiftçinin ektiği ürün, beslediği hayvan dolayısıyla zarar etmesine asla izin vermeyeceğiz. Yazın bir tarafa, ‘Kılıçdaroğlu sözü’ deyin. Sen üretmezsen milyonlar aç kalır. Bu ülkede alın teri üreten kazanacak. Para babalarına ve tefecilere de beşli çetelere de izin vermeyeceğiz. Bunların iktidarı, havadan para kazananların iktidarıdır. Emekli vergi veriyor, işçi veriyor, sanayici veriyor, bunlar neden vermiyor. Bu düzeni değiştireceğiz. Rahmetli Ecevit’in dediği gibi: ‘Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen’i getireceğiz.”

“Sağlıkta şiddet sorununu çözeceğiz, Meclis’i olağanüstü toplantıya çağıracağız”

“Sağlıkta şiddet, bunu da çözeceğiz. TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağıracağız. Tüm sağlıkçılara sesleniyorum. Pazartesi gününden itibaren bu işin takipçisi olacağız. Eğer birileri Meclis’e gelmekten kaçınırsa, kanun teklifine ‘hayır’ derlerse, iki eliniz yakanızda olsun. Sorun sistemde. Bir hastaya beş dakika bakacakmışsın. Altı dakika olmazmış. Dünyadan, Anadolu’dan kopmuş bunlar. Ne olduğunu bilmiyorlar. Para delisi olmayı Allah kimseye nasip etmesin.

 “Onurlu dış politikaya ihtiyacımız var”

“Onurlu bir dış politikaya ihtiyacımız var. Eğilmeyen, bükülmeyen bir dış politikaya ihtiyacımız var. Şahsileştirilmeyen bir dış politikaya ihtiyacımız var. Söyledim, dış politika milli olmak zorundadır. İktidar muhalefet ayrımı olmaz. Ama şahsileştirdiler. Yaptıkları bazı özel görüşmelerde Dışişleri Bakanlığı’ndan kimseyi almıyorlar. Neden almıyorsun? Sen orada neyi özel görüşüyorsun? Kimse memleketin iradesine gölge düşüremez. Sen gidip özel görüşme yapamazsın, yakınlarını oraya taşıyamazsın. Oğlunu devlet protokolünde tutamazsın.”

“Bay Kemal’in felsefesi”

Yoksul hiçbir kadını, erkeğe mahkum ettirmeyeceğim. Bu ülkeye, her eve huzuru getireceğim. Yoksula yardım, yoksulun onuru korunarak yapılır. Bir hafta uzun diyorsanız, 24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlüğe koyacağız.

Soygunu da bitireceğiz. Kul hakkı yiyenden hesabını soracağız. Beş-altı yerden maaş alma dönemini bitireceğiz. Devlet saydam olmak zorundadır. Bay Kemal’in felsefesi, iktidar olduğunda halka hesap vermeyi namuslu bir görev olarak kabul etmesidir.

“Bir değişim çığlığı var”

“Bir değişim çığlığı var. İşçisinden, çiftçisinden, madencisinden, balıkçısından, sanayicisinden, esnafından, taksicisinden, ev kadınından, gençlere herkes değişim istiyor. Değişimi yapacağız, adaletli bir değişim. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında güzel ülkemizi demokrasi ile taçlandıracağız. Ve bütün mazlum ülkelerin de demokrasiye geçtiğini göreceksiniz.

“Bize katılın”

“Bu söylediklerimin yapılmasını istiyorsanız bize katılın. Beraber yapacağız. Herkesin hakkını savunacağız. Akıllı bir ekonomi yönetimi ile yapacağız. 128 milyar doların nereye gittiğini öğrenmek istiyorsanız bize katılacaksınız. Adalet istiyorsanız, vergilerin nereye gittiğini bilmek istiyorsanız bize katılacaksınız, beraber yapacağız. EYT için bize katılacaksınız. Huzur istiyor musunuz, herkesin karnı doysun istiyor musunuz, herkesin işi olsun istiyor musunuz, bize katılacaksınız.”

Vatandaşlara söz hakkı

Kılıçdaroğlu’nun kürsüye çıkmasından önce farklı meslek gruplarından insanlara söz verildi ve onlar da yaşadıkları sıkıntıları Kılıçdaroğlu’nun konuşacağı kürsüden dile getirdi. Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile parti yöneticileri, vatandaşların arasında kürsüdeki konuşmacıları dinlediler ve alkışladılar.

68 yaşındaki çiftçi Ali Duman hafta sonu demeden, bayram demeden yılın 365 günü çalıştığını belirterek, şöyle konuştu:

“Bütün buna rağmen, Gayri Safi Milli Hasıla’dan gördüğünüz gibi zararla kapatıyorum. Bana para yok. Neden? Çünkü, bu ülkede demokrasinin durumu, felçli bir hastaya benzemektedir. Nasıl felçli bir hastanın durumu, vücudun kanını bir bölümü alamaz, görevini yerine getiremezse; Gayri Safi Milli Hasıla’dan bize gelen damar tıkatılmıştır. Bize akması gereken para, başka tarafa akmaktadır. Biz bugün üretim yapamaz duruma geldik. Ama buradan ülkenin idarecilerini uyarıyorum. Diyorum ki bu damar, mutlaka açılmalıdır. Unutulmamalıdır ki vücudun herhangi bir yerindeki rahatsızlık, vücudun tamamını rahatsız edecektir. Ben üretmesem, biz üretmesek sizin tüketici olarak, tüketicinin ya da sanayicinin ya da bürokratların neyi var gıda maddesi olarak? Ben buğday üretiyorum, 40 çeşit yemek oluyor. Ben süt üretiyorum, 40 çeşit yemek oluyor. Bir tek üreten kişi olarak ben istifade etmiyorum.”

Tıp fakültesinden yeni mezun olduğunu belirten Doktor Arif Onur Poyraz, sağlık sisteminin “tıbben felç olduğunu” belirterek, karşı karşıya oldukları sıkıntıları şöyle anlattı:

“Her gün uzman ve yeni mezun birçok meslektaşımızın dünyanın dört bir yanına hekimlik yapmak adına dağıldığını görüyor ve sıraya bizler de giriyoruz. Bugün hocalarım, içinizdeki arkadaşlarım ve ben doğru sağlık politikalarının uygulandığı bir Türkiye istiyoruz. Çünkü bizler ülkemize faydalı olmak ve milletimizin sağlığı için onurlu bir şekilde çalışmak istiyoruz.”

Miting kürsüsünde tarım üreticisi Esma Ay da kısa bir konuşma yaptı. “Zerzevat satarak kızını üniversitede okuttuğunu ama herkes gibi kızının da işsiz olduğunu” belirten Ay, karşı karşıya oldukları sorunları şöyle dile getirdi:

“Biz bundan 20 sene önce hayvanımızın yemini, kendi unumuzu fabrikamıza ekinimizi koyardık. Ben Balya’nın Göloba köyündenim. Unuttum heyecandan. Bizim köyümüz 40 hane. 40 hanede yaşamaktayız. Hepimiz çiftçilik yaparız. Biz iki gün harman alırdık. Ekinimizi çıkarırdık. Ondan sonra hayvanlarımızın yemini, unumuzu. Artanını satardık. Herkes bizim gibiydi. Ama şimdi biz mazotumuzu alamaz hale geldik. Ben şimdi çiftçilik yapıyorum. Bahçe zerzevatı satıyorum. Sabahleyin kalktım mı benim eşim değneği alıyor, motorda ne kadar mazot var diye bakıyor. Acaba bizi mazot nereye kadar götürür.”

Mitingden notlar

CHP’nin “Milletin Sesi Mitingleri”nin Mersin, İstanbul’un ardından üçüncüsü bugün Balıkesir’de düzenlendi. Kürsüye eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile çıkan Kılıçdaroğlu, kürsünün önünde bekleyenlere çiçekler attı. Konuşmadan sonra da Kılıçdaroğlu çifti, kürsüden el ele indiler ve miting alanında vatandaşlarla tokalaşıp sohbet ettiler. Kılıçdaroğlu bu sırada, küçük bir çocuğu bir süre kucağına aldı. 

Mitingin özel teması ise “Bize katılın” idi. Kılıçdaroğlu, konuşmasında mitinge katılanlara farklı sorular sorup yanıtını aldıkça “Öyleyse bize katılın” dedi. Kürsüye ceketiyle çıkan Kılıçdaroğlu, bir süre sonra ceketini çıkardı ve konuşmasını öyle sürdürdü. 

Miting, Balıkesir’in en büyük meydanlarından Kuvayı Milliye Meydanı’nda yapıldı ve katılımcılar sadece Türk bayrağı ve parti bayrağı taşıdı. Ayrıca, mor renkli “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” yazan pankart ve bayraklar alanda öne çıktı.

“Geççek geççek”

Sahnede, Kılıçdaroğlu’nun Mersin mitinginde yurttaşlarla birlikte çekilmiş dev fotoğrafı yer alırken, miting öncesi sanatçı Tarkan’ın “Geççek” şarkısı çalındı. Mitinge Somalı madenciler de baretleri ile katıldı. Kılıçdaroğlu, kendisini davet eden işçilere Soma’ya gitme sözü verdi.

Balıkesir’de saat 18.30’da başlayacak miting için insanlar, sıcağa karşın saat 16.00’dan itibaren alana gelmeye başladılar ve miting boyunca coşku ve heyecanlarını kaybetmediler. Miting programı başlayana kadar çalınan şarkılarla coşku hiç azalmadı ve halaylar, horonlar oynandı. Sık sık, “Hak, hukuk, adalet” sloganı atıldı. 

Medyascope‘a konuşan Balıkesirliler mutluluklarını, umutlarını ve iktidara yürüdüklerine ilişkin inançlarını anlattı. Her yaştan ve toplumun her kesiminden insan alandaydı ve basının da yoğun ilgisi vardı. 

11 yaşında bir kız çocuğu ailesiyle birlikte geldiği mitingde çok mutlu olduğunu söyledi. 72 yaşında bir vatandaş, 50 yıldır CHP’ye oy verdiğini ve Atatürk’ün partisiyle Türkiye’nin düzlüğe çıkacağını söyledi. CHP’nin kendisine umut verdiğini söyleyen bir genç kadın, “Milletin sesinin buraya taşınmasından çok mutluyum” dedi. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.