Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cazın misafirperverliği, keşif sahnesi, şifa zamanı: Bozcaada Caz Festivali başlıyor

Şehir kültürünün yansımalarını caz sahnesine taşıyan Bozcaada Caz Festivali, kendine has olmaya bu yıl da devam ediyor. Bugün altıncı kez kapılarını aralayan festival, yarın ve pazar günü de Ayazma Manastır’da dinleyiciyi bekliyor. Festival, her yıl olduğu gibi alışılmış müzik festivallerin dışında bir deneyim sunuyor.

KEŞİF programı kapsamında söyleşi ve atölyelere ev sahipliği yapan festival dinamik bir geçmişe sahip. Şehirden kaçanların durak noktası, gelecekte yeni misafirlerinin yolunu gözlüyor. Bu yıl “şifa” temasını kucaklayan festival; Yeni Türkü, Hüsnü Şenlendirici, Volkan Öktem ve festivalin müdavimleri Alp Ersönmez ile Çağrı Sertel gibi isimleri ağırlıyor. Festivalde dinleyiciyi bekleyenleri, cazın misafirperverliğini ve kültür sanat sektörünün kırılganlığını festivalin CEO’su Gizem Gezenoğlu ve festivalin kurucu ortaklarından Çağıl Özdemir’le konuştuk.

Festival, Türkiye’deki yaygın müzik dinleme alışkanlıklarının sınırlarını aşarak popüler müziğin kıyısından geçiyor. Gezenoğlu, adayı cazla yan yana getirme fikrini “Ada iklimi tıpkı caz gibi, emprovize ve kendi içinde bir ahenk içinde. Caz müziği aynı zamanda bir yaşam tarzını ifade ediyor, Bozcaada Caz Festivali’nin de geldiği noktada bir yaşam tarzı oluşturduğunu düşünüyoruz. Yıllarca farklı festivallerde çalışmış, bu alanda profesyonel hayatını inşa etmiş bir kurucu ekibiz. Dünyadaki caz festivalleri ve Avrupa Caz Ağı’yla da yakın temaslarımız var” diye açıklıyor.

Cazın kapsayıcı yönüne dikkat çeken Gezenoğlu, “Kendi festivalimizi hayata geçirme serüveninin en başında bu kapsayıcı müziği seçmemizin birçok farklı nedeninden biri de bizim direkt odak alanımız olmasından kaynaklanıyor” diyor.

Gezenoğlu, Türkiye’de açık havada gerçekleşen bir caz festivalinin olmadığını fark ettikten sonra festivali şekillendirme konusunda motivasyon kazandıklarını belirtiyor.

Ancak birkaç yıl sonra kültür sanat sektörünün önüne pandemi çıkıyor. Özdemir ise pandemiden önce bile sektörün direnç gösterdiğini söylüyor ve “Kültürün var olmamızın temel bir koşulu olduğunu yok sayarak çoğu zaman gerekliliğini de sorguladığımız oluyor” görüşünü paylaşıyor.

Festivalin temasını belirlerken bir çeşit başlangıç zihniyle yaklaşmaya çalıştıklarını dile getiren Özdemir, “Tema oluştururken bizim de o dönemde içinden geçtiğimiz süreçleri tanımlamaya ve anlamaya çalışıyoruz. Temamızı bizi takip edenlerin de kendilerini tanışık hissedecekleri ve belki de kendileri gibi hisseden diğer insanları gördüklerinde bağlılık geliştirebilecekleri şekilde koymaya özen gösteriyoruz” diyor.

KEŞİF bölümünde bu yıl ekoloji, iklim ve teknoloji öne çıkıyor

Festivalin KEŞİF bölümü ağırlıklı olarak erişilebilirlik, teknoloji, iklim ve ekolojik meseleler üzerine yoğunlaşıyor. Özdemir, müzik dışında yenilikçi ve sürdürülebilir bir deneyim alanı yaratan festivalin değişip dönüşüm geçirdiğini söylüyor.

Özdemir, bu dönüşümü “Festivalin kendisini bir çeşit ifade alanımız gibi düşündüğümüzde, kendimize konu ettiğimiz başlıkları da içerik olarak daha da fazla festivale katmaya başladık. Bu süreç içinde merakımız kendimizi geliştirmemize, bazı açılardan merak ettiğimiz konularla ilgili daha da derinleşmemize ve etkin olup çözüm önerileri aramamıza da sebep oldu. Bizim için kendi başına öğretici bir süreç olması sebebiyle de dışarıdan eğitici bir bakış açısına sahip olduğu hissedilmiş olabilir” diye yorumluyor.

Festivalde yeni yüzler de var

Programda bu defa Çağrı Sertel ve Alp Ersönmez gibi festivalin tanıdık yüzlerinin yanı sıra Hüsnü Şenlendirici gibi yeni isimler de görüyoruz. Gezenoğlu, festivalde sahne alacak isimlerin seçim sürecinde uluslararası diyaloglar yürüttüklerinin altını “Programın uluslararası ayağını, bizim de üyesi olduğumuz European Jazz Network’le bağlantılı; Hollanda’dan Bimhuis, Fransa’dan Association Jazze Croise, İtalya’dan Südtirol Jazz Festival ve Israeli Jazz Community ile ortak kürasyonla yaptık” sözleriyle çiziyor. Gezenoğlu’nun kaçırılmaması gerektiğini düşündüğü sahne ise Fransa cazının öne çıkan ismi Guillaume Perret’nin Volkan Öktem’le buluşacağı özel proje.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.