Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Oğlunun kemikleri babaya kutuda verilmişti: “Naaş basit bir eşyaymış gibi teslim edilemez”

Diyarbakır merkez Sur ilçesindeki hendek-barikat operasyonları sırasında yaşamını yitiren Hakan Arslan’ın kemiklerinin yedi yıl sonra kutu içinde babasına teslim edilmesine tepkiler sürüyor. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, naaş ve kemiklerin basit bir eşyaymış gibi aileye teslim edilemeyeceğini, savcının görev suçu işlediğini söyledi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da kemiklerin aileye adli bir emanetmiş gibi teslim edilemeyeceğini, bunun mevzuata aykırı olduğunu belirterek, “Bu, savaş ve çatışmaların toplumsal değerlerde yarattığı aşınmayı gösteriyor” dedi.

Diyarbakır merkez Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağından sonra gerçekleştirilen hendek-barikat operasyonunda yaşamını yitiren Hakan Arslan’ın kemikleri, yedi yıl sonra babasına teslim edildi. Diyarbakır Barosu, teslim yöntemi ile ilgili savcı hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyette bulundu. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ve İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, yaşanan durumu Medyascope’a değerlendirdi.

“Aileye çocuklarının kemiklerini basit bir eşyaymış gibi teslim edemezsiniz”

Nahit Eren, kemikleri bulunan kişinin DNA tespiti yapıldıktan sonra defin açısından ilgiliye teslimi edilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

“Burada rahatsız olduğumuz ve itiraz ettiğimiz şey aidiyet konusunda tespit yapıldıktan sonra cenaze veya kemiklerin aileye teslimatının yapılması şeklidir. Ne insancıl hukukta ne de sahip olduğumuz toplumsal ve inanç değer yargılarında bir insana çocuğunun kemikleri böyle teslim edilemez. İlgili belediye ve sağlık kuruluşuna haber verilir, cenaze prosedürleri neyi gerektiriyorsa onu yapmak gerekir. Kemikleri basit bir eşyaymış gibi ailesine teslim edemezsiniz. Bu hem hukuken hem de dini ve geleneksel açıdan hassasiyet gösterilmesi gereken önemli bir konudur. Kim olursa olsun bunun ölüye saygı anlamında doğru bir yöntem olmadığını söylüyoruz. Ölünün hatırasına saygı göstermek gerekir. Savcı naaşın nasıl teslim edilmesi gerektiğini bilmelidir. Burada savcı görev suçu işlediği için kendisini HSK’ya şikayet ettik. Savcının toplumsal değer yargıları, inanç ve değer yargılarına hassasiyet göstermediği gerekçesiyle gerekli soruşturmanın açılmasını istedik.”

“İnsan kemiklerine adli emanet muamelesi yapılamaz”

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise yapılan işlemin insani ve hukuki olmadığını belirterek, “Kanun ve hukuku bir kenara bırakalım, insanlığın en eski çağlardan beri kuralları var, cenazeye saygı var, örf ve hukuk gelişmiştir. Cenazeye saygı duyuluyor. ‘Ölünün hatırasına saygı’ diye bir kavram vardır. Yapılan bir insani yaklaşım değildir. Kim olursanız olun onun bir insana ait kemikler olduğunu bildiğiniz halde adli emanet muamelesi yapamazsınız” dedi.

“Savaş ve çatışmaların yıkıcı sonuçlarından biri”

Türkdoğan, bu tür durumlarda cenazenin ya da kemiklerin aileye tesliminin cenaze nakli ile olması gerektiğini söyleyerek, “Burada garip bir durum ile karşı karşıyayız. Adli emanet vakası görmüş ve mevcut mevzuata da aykırıdır. Cumhuriyet savcısı rahatlıkla talimat verip, belediyeden tabut verip bir cenaze teslimi şeklinde yapabilirdi ve olması gereken buydu. Bu sekiz yıla giren çatışmanın değerlerde yarattığı aşınmayı gösteriyor. Savaşların ve çatışmaların yıkıcı sonuçlarından biri budur. Korunması gereken değerleri hırpalıyor. Bunu yapıyorsanız topluma ait değerleri hiçe sayıyorsunuz demektir” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.