Z Kuşağı Tartışıyor‘da bu hafta, Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencileri Aybike Boyacıoğlu ve Bekir Kandemir, Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi Alp Emeç, Ali Deniz Çakır moderatörlüğünde, dün (18 Eylül) Saraçhane Parkı’nda düzenlenen LGBTİ+ karşıtı yürüyüş hakkında konuştu.
“Kamu spotu olamaz ancak nefret söylemi olabilir”
LGBTİ+ karşıtı yürüyüşü destekleyen videonun RTÜK tarafından kamu spotu olarak onaylanmasını gençlere sorduk. “Büyük Aile Buluşması” adı verilen yürüyüşü ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesine rağmen videoyu tehlikeli bulduğunu belirten Bekir Kandemir konu hakkında şunları söyledi:
“LGBTİ+’lara herhangi bir saldırı olması durumunda bunun sorumlusu kim olacak? Türkiye’de propaganda karşısında gaza gelebilen bir topluluk var. Siz devlet olarak bunu televizyonda yayınladığınız andan itibaren bu insanlara gelebilecek zarara meşruiyet sağlamış oluyorsunuz. Bu bir kamu spotu olamaz ancak bir nefret söylemi ya da hedef gösterme olabilir. Dün yapılan yürüyüşün özgürlük olduğunu savunan bir vatandaşım ama böyle kamu spotlarına izin verilmemeli.”
“Muhalefetin verdiği tepkinin ana akıma taşınması AKP’ye yarardı”
Muhalefetin yürüyüşe neden yeterli tepki vermediğini de gençlere sorduk. Alp Emeç, muhalefetin daha fazla tepki vermesi gerektiğini şu sözlerle savundu: “Daha fazla bir tepki verilebilirdi ve yeterli tepki verilmemesinin temel sebebi siyasi ajanda ve okları üzerine çekmemek fakat burada insanların varoluşsal amaçları hedef alınmaya başlandı ve bu tehlikeli bir şey. Toplumu ve seçmeni dönüştürmek açısından bu insanların haklarına sahip çıkması muhalefet için daha doğru olurdu.”
Muhalefetin tepki vermemesinin çok da yanlış olmadığının altını çizen Bekir Kandemir ise düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Bu konuya temkinli yaklaşıyorum. Muhalefetin bu olaya tepki vermesi olayı ana akıma taşırdı ve Türkiye’nin problemleri yerine bu konunun tartışılması AKP’nin işine yarardı çünkü hükümet ülkede yaşanan problemlerinin konuşulmasını istemiyor.”
