Gazeteci Beyza Kural’ı haber takibi sırasında ters kelepçe yaparak gözaltına almaya çalışan üç polisin yargılandığı davanın altıncı duruşması bugün (4 Kasım) yapıldı. Savcı, sanık polislerin bir yıldan dört yıla kadar cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme, davayı 1 Aralık 2022’ye erteledi.
Gazeteci Beyza Kural’ı, 6 Kasım 2015’te İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü önünde Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kuruluşunun yıldönümü nedeniyle yapılan protesto gösterisini takip ettiği sırada ters kelepçe ile gözaltına almaya çalışan üç polis hakkında açılan dava bugün (4 Kasım), İstanbul Çağlayan’daki İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkemede, gazeteciler Serdar Işık ve Zeynep Ceren Kuray tanık olarak dinlendi.
Savcı, Kural’ın gazeteci kimliği ile görev yaptığı esnada polis memuru sanıkların Kural’ın işini engelledikleri, sanıkların alınan ifadelerinde her ne kadar gazeteci olduğunu bilmediklerini, Kural’ın olay tarihinde gazeteci kimliğini göstermediğini beyan etmiş olsalar da görüntülerde ve fotoğraflarda basın kartının Kural’ın elinde olduğunun tespit edildiğini söyledi.
Savcı, sanık polislerin üzerine atılı suçu kamu görevinin sağladığı nüfuzu kullanarak işlediklerinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde sabit olduğunu sözlerine ekledi. Sanık avukatı ise karşı beyanda bulunmak için süre istedi.
Savcı, sanıkların Türk Ceza Kanunu’nun 117/1 maddesi “cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlâl etme”, 119/1-e maddesi “kamu görevinin verdiği nüfuzu kötüye kullanma” ve 53. maddesi “kasten işlenen bir suçtan ötürü hapis cezasına mahkûm olunması durumunda, mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma” suçları gereğince cezalandırılmasını istedi.
Duruşma 1 Aralık 2022 tarihine ertelendi.
Kural: “Davadan çıkacak karar polislerin gazetecilere davranışlarını etkileyecek”
Savcının mütalaası iyi gözükse de olayın bu suçlamalardan ibaret olmadığını belirten Kural, şöyle konuştu:
“Bu dava, Anayasa Mahkemesi’nin kötü muamele yapıldığı, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ihlal edildiği kararının üzerine açıldı. Dolayısıyla burada tek mevzu çalışma hakkının engellenmesi değil. Kötü muamele var, ters kelepçe takılması var, ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edilmesi var. Bu suçlamaların da dikkate alınmasını umuyorum hâlâ. Ama en azından mütalaada, sanıkların en başından beri gazeteci olduğumu bilmedikleri yönündeki beyanlarının doğru olmadığını söylemesi önemli. Çalışma hürriyetinin engellendiğini söylemesi önemli ancak yaşananlar bununla sınırlı değildi. Ben bu davayı emsal olabilmesi açısından çok önemsiyorum. Gazetecilere yönelik polis şiddeti sadece benim başıma gelen bir şey değil. Yedi yıl önce olan bir olay ve yedi yıl sonra hâlâ, burada tanık olarak gelen arkadaşım (Zeynep Ceren Kuray) geçen hafta benzer bir şiddete maruz kaldı. Davadaki karar hem gazetecilerin çalışma koşullarını etkileyecek hem de polislerin gazetecilere karşı davranışlarını etkileyecektir. Bu dava bu sebeple çok önemli.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Ne olmuştu?
Beyza Kural, Bianet muhabiri olduğu 6 Kasım 2015’te, üniversite öğrencilerinin YÖK protestosunu haberleştirmek üzere İstanbul Üniversitesi önündeydi. Kural, öğrencilere yönelik polis şiddetini kayda aldığı sırada sivil giyimli polislerce alandan zorla uzaklaştırıldı. Basın kartını gösteren Kural’a bir sivil polis “Sana bir şey söyleyeyim bak, hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” dedi.
Kamerasını kaldıran Kural, ters kelepçe takılarak gözaltı aracına götürüldü ve daha sonra alandaki meslektaşlarının müdahalesiyle serbest bırakıldı. Kural’ın avukatı Meriç Eyüboğlu aracılığıyla suç duyurusunda bulunmasının ardından polisler hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Kural bu karar üzerine, 2016 yılında avukatı aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Basın ve ifade özgürlüğü ile insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine karar veren AYM, polisler hakkında yeniden soruşturma yapılmasına hükmetti.
