Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ülkü Ocakları gönüllüsü anlatıyor: “Gaziantep’te depremin ikinci günü hummalı bir çalışma başlattık ama profesyonel ekip yoktu”

Gaziantep’te Ülkü Ocakları gönüllüsü olarak çalışan Ahmet (*), depremin ardından şehirdeki arama kurtarma çalışmalarına gönüllü olarak katıldığını, gönüllülerin hummalı çalışmasına rağmen kendilerini yönlendirecek profesyonel ekiplerin bulunmadığını anlattı.

Gaziantep’e bağlı İslahiye ve Nurdağı, depremin en sert şekilde vurduğu ilçeler arasında. 65 bin nüfuslu İslahiye’de 199 bina depremin ardından tamamen yıkıldı. Depremin ikinci günü vardığımız ilçenin girişinde bulunan Sefa Apartmanı karşılaştığımız ilk enkaz oldu. Enkazın altında annesinin de olduğunu söyleyen Nazan Atılgan, “Kimse yardım etmiyor. Dünden beri bir Allah’ın kulu yardım etmedi” diye isyan ederken Ahmet, Nazan Hanım’a yardım etmeye çalışanlardan biriydi.

İstanbul’a döndükten sonra Ahmet’i arayıp, birkaç soru sormak istediğimi söyledim. Yardım çalışmaları sırasında birçok soruna şahit olan Ahmet, “Ne öğrenmek istiyorsan sor, her şeyi anlatacağım” cevabını verdi.

“En büyük sorun profesyonel, yönlendirici ekiplerin olmamasıydı”

Ahmet, bölgenin yerlisi. Afet bölgesine hareket etme kararını bireysel olarak olarak aldı. Amacının bölgeye gidip elinden gelen yardımı yapmak olduğunu söyleyen Ahmet; Manavgat, Tokat, Kastamonu ve Karabük’ten ekipmanlarıyla yola çıkan arkadaşlarıyla Gaziantep’te karşılaştı: “Biz depremin ikinci günü ilçeye girdik ve ilçenin girişindeki ilk enkaz Sefa Apartmanı’ydı. Aileler enkaz başında ağlıyordu. Büyük bir feryat vardı. 1-2 saat sonra vekilimiz Sermet Bey de (Sermet Atay) geldi, halkı dinledi. O enkazda hummalı bir çalışma başlattık ama profesyonel ekip yoktu. Zaten enkazlarda en büyük sıkıntı yaşadığımız konu profesyonel ekiplerin, yönlendirici bir ekibin bulunmamasıydı.”

“AFAD yetkililerini enkaza çekemedik”

Ahmet ve arkadaşları Sefa Apartmanı enkazından molozları kaldırmaya başladı. Enkazın arasında vücudunun yarısı kiriş tarafından kesilen 14 yaşında bir kız çocuğuna rastladılar ancak çıkaramadılar: “Kız çocuğunu yarısına kadar çıkarabilmiştik. Yanımızda bir milletvekili olmasının sağladığı kolaylıkla hemen AFAD Koordinasyon Merkezi’ni aradık. Merkez, yeterli ekiplerinin olmadığını, ekip yönlendirmeye çalışacaklarını söyledi. Bölgede AFAD yetkilileri vardı ama enkaza çekemedik. Enkaz henüz ihbara dahil edilmediği için çalışma yapamayacaklarını söylediler.”

Ahmet daha sonra MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay ve Ülkü Ocakları’ndan bir arkadaşıyla beraber AFAD Koordinasyon Merkezi Kriz Masası’na gitti: “Masada ocak başkanımız ve milletvekilimiz ıslak imza atarak tüm mesuliyeti kabul ettiklerini beyan ettiler. Bunun üzerine enkazda çalışma başladı. Bu süreç yaklaşık 5-6 saat sürdü.”

Ekiplerin, depremin üçüncü günü Sefa Apartmanı’nda çalışmalara başlamasının ardından Ahmet ve arkadaşları enkaz haline gelen Serap ve Mügeler Apartmanı’na yöneldi: “Daha önce iletişim halinde olduğumuz Kardemir arama-kurtarma ekibiyle buluştuk. Onları ayağının tozuyla enkaza yönlendirdik. Tüm ekibimiz ve ekipmanlarımızla çalıştığımız Mügeler Apartmanı’ndan çok sayıda cenaze çıkardık.”

“Isı alınmasına rağmen AFAD ekibini enkazdan ayrılırken gördük”

İslahiye ve Nurdağı’nda AFAD’ın profesyonel ekiplerinin sayısı yeterli değildi. Enkazdaki yakınlarının kurtarılması için çabalayan aileler, son çare olarak tanıdıkları kamu görevlileri ve yöneticileri devreye sokmak için çabaladı. Bu çabasında başarılı olan aileler olduğunu da gözlemledik.

Ahmet ve arkadaşları, Mügeler Apartmanı’nda çalışmalarını tamamladıktan sonra, enkazında hâlâ canlı insanlar olduğu söylenen Gözde Apartmanı’nda çalışmaya başladı: “Gözde Apartmanı’na koşarak geçtik. Elimizde kazma ve kürek vardı sadece. Biz Gözde Apartmanı’nda çalışmaya başladıktan 6-7 saat sonra AFAD ekipleri geldi. Binada nerede çalışmamız gerektiği konusunda istişare ettik. Daha sonra jandarma arama kurtarma termal yoklama yaptı ve ısı alındı. Bunun üzerine çalışmalara hız verdik. 20 saate yakın o apartmanda çalışma yaptık. Isı alınmasına rağmen AFAD ekibi öğlen 12:00 gibi enkazdan ayrıldı. Neden ayrıldıklarını bilmiyorum. Biz onları enkazı terk ederken gördük. O günkü çalışma Batman Belediyesi ekipleriyle beraber sürdürüldü.”

Ahmet, o günün akşamı AKUT, bir Fransız ekip ve İran-Tebriz’den gelen bir ekibin daha çalışmalara katıldığını söyledi: “AKUT ekibinin köpeği Dante, enkazda canlı olduğuna dair 3’te 2 olumlu sinyal verdi. Sonrasında AFAD ekibi de çalışmalara katıldı. Enkazı 4-5 günde kaldırabildik. 30’a yakın cenaze çıkardık. Cesetler arasında yeni vefat edenler de vardı. İnsanlar bir süre o enkazda yaşamış.” Ahmet, “Eğer ekip ve ekipman desteği ilk günlerde sağlanmış olsaydı bu insanları canlı çıkarabilirdik” dedi.

Çadır dağıtımında siyasi baskı

Ahmet, AKUT ekiplerinin AFAD ekiplerine göre daha profesyonel olduğunu söyledi: “AFAD alanda yetkin değil ve tekelleşmek istiyor. Afet ve acil durumlarda tekelleşmek istiyor. Bu kurum siyasi ayakla destekleniyor ve bu siyasi ayak pek çok çıkmaza sebep oluyor.”

Ahmet’ten, “siyasi ayak” ve “çıkmaz” konusunu açmasını istiyoruz: “Yaklaşık 3-4 gün önce bir olay yaşandı. 11 gündür dışarıda kalan bir aile vardı. Bu iki aile için opsiyonlanmış iki çadır var. Kaymakamın izniyle, ayni yardım müsaadesiyle opsiyonlanmış çadırları almak için çadırların dağıtıldığı askeri alaya girdik. Alayda Batman Belediyesi’nden arkadaşlar bize zorluk çıkardı. Bizi kullanılmış çadırların bulunduğu deponun önüne götürdüler.”

Bu depodaki çadırların yırtık veya eksik parçalarının olduğunu söyleyen Ahmet şöyle devam etti: “Bize, ‘Bu çadırlardan başka seçeneğiniz yok’ dediler. Bölgede görevlendirilmiş kaymakam tarafından onaylanmış ayni yardım için yaptılar bunu. Sonra biz biraz siyasi baskı oluşturunca tekrar depoya döndük. Başka çadır olmadığına dair yemin eden adamlar siyasi baskı yeyince iki yan depoda hiç açılmamış çadırları verdiler. Biz bu siyasi baskıya karşı siyasi baskı yapmak zorunda kaldık.

(*) Ahmet’in gerçek ismine, kendi talebi ve güvenlik endişeleri nedeniyle haberde yer verilmemişti.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.