Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Açık Oturum (373): Altılı Masa için kritik eşik yaklaşıyor

373’üncü Medyascope Açık Oturumu’nda Edgar Şar, konukları Av. Figen Çalıkuşu, Dr. İbrahim Uslu ve Reha Ruhavioğlu ile Altılı Masa’nın 14 Kasım’daki toplantısı öncesi konuşulacak kritik meseleleri ve muhalefetin sorunları üzerinden bunların nasıl ele alınması gerektiğini konuştu. 

“Kurumlar çürürken siyasetin güven vermemesi büyük bir sorun”

Figen Çalıkuşu, bugün Türkiye’de cumhuriyetin demokratikleştirme ihtiyacının gerek iktidar gerekse muhalefet tarafından dile getirildiğinin altını çiziyor: “Bugün yaşadığımız sürece ilk önce hukukun çürümeye bırakılmasıyla başladı. İnsanlar hissettikleri umutsuzluk ve çaresizlik sebebiyle siyasi gündemi takip etmeyi bıraktılar. Bu açıdan çok şaşırtıcı örnek var ve hepsi kurumların ve siyasetin çürümesiyle ilgili. Altılı Masa bugün sanki elindeki imkanın farkında değil gibi. Anketler seçmenin büyük bir çoğunluğunun bu iktidar dönemini kapatmak istediğini gösteriyor. Ancak Bilkent mutabakatından sonra Altılı Masa yavaşladı ve durdu. Bu noktaya neden gelindi, onu sorgulamak lazım. Yüzde 55 Erdoğan’a oy vermem derken, ‘kazanabilecek aday’ tartışmasını çok anlamlı bulmuyorum.”

“Toplumun ilk önce beraber çalışabilecek bir hükümetin varlığını görmeleri lazım”

“Liderler sanki parlamenter sistemde seçime gidiyormuşuz gibi davranıyor, rekabet bunun sonucu. 14 Kasım’daki toplantıda her şeyden önce liderler dağınık görüntüden vazgeçen bir strateji konusunda mutabık kalmalılar. İmalı açıklamalar muhalefete zarar veriyor ve herkes bunu görüyor. Ülkedeki en büyük iki sorun yoksulluk ve adalet sorunları. Her alanda eşitlik sorunları var. Yolsuzluk var. 20 yıllık bir iktidar sonucunda bu sorunlar bu kadar partiyi bir araya getirdi. Burada reçete belli. Altılı Masa da iktidara talipse ve kuracakları kadroyla ülkeyi beraber yönetme iddiasındalarsa çatlak sesleri ortadan kaldırmalı ve gölge boksunu bırakmalılar. Yoksa toplumun güveni konusunda var olan sorun daha da büyür. Çünkü toplumun ilk önce beraber çalışabilecek bir hükümetin varlığını görmesi lazım.”

“Şu anda toplumda siyasal nihilizmin semptomları var”

Dr. İbrahim Uslu, Altılı Masa’nın içinde yaşadığı sorunları yaptığı toplantılarla aşabildiğini söylüyor: “En son yapılan toplantı sırasında da birçok sorun gündemdeydi. Ancak belki bugüne kadarki en önemli kararlar o toplantıda alındı. Yani bu sorunlar seçmen davranışında çok büyük değişiklikler yaratmıyor. Ancak siyasetin psikolojisi bozuluyor. Şu anda da siyasi nihilizmin yani siyasete küsüşün, güven eksikliğinin semptomları var. Siyasete, kurumlara güven konusundaki sorun artmış durumda. Aynı durum 90’larda da vardı. Büyük partilerin küçülmesi, marjinal partilerin güçlenmesi gibi durumlar o zaman da olmuştu. Siyasiler maalesef bunun farkında çok değiller ve seçmeni tapulu arsa gibi görme gibi bir eğilim de var. Bundan vazgeçilmesi gerekiyor çünkü bu durum siyasetçilerin hem parti hem de kişi olarak ödeyecekleri bir fatura ortaya çıkaracaktır.”

“Altılı Masa, partiler arası rekabetten ötürü tam anlamıyla kişilik kazanamıyor”

“Altılı Masa markalaştı ama tesadüfi bir marka oldu. Çünkü ismi kararlaştırılarak koyulan bir marka değil bu. Bir Millet İttifakı vardı ve bir de masa ortaya çıktı. Bu masaya bir isim verilmesi gerekiyordu ve verildi. Sorun burada zaten. Bu oluşumun bir iletişim stratejisi yok. Partiler masayı değil, kendilerini büyütmeye çalışıyorlar. Masa bu açıdan yetim. Toplantı olacak ama masayla ilgili hiçbir şey yok bildiğimiz. Yorumları bile kulak dolgunluğuyla yapıyoruz. Heyecan yaratma sorunu da bununla ilgili. Masanın aldığı kararları bile kendileri topluma anlatmıyorlar. Bu durumda bir heyecan yaratmak mümkün değil. Ama bir yandan tüm umutlar bu masada. Asıl sorun bu.”

“Masa markalaştı ama heyecan veremiyor”

Reha Ruhavioğlu da son 1-2 aydır psikolojik üstünlüğün iktidara geçtiğini gözlemlediğini ancak bunun iktidardaki düşüş eğilimini değiştirmediğini söylüyor: “Bugün baktığımız iktidarın altı ay öncesinin üstüne çıktığını söyleyemiyoruz. AKP’nin düşüş eğilimi bir süreliğine mola vermiş olabilir ama normal şartlar altında bu düşüşün devam edeceğini söyleyebiliriz. İktidar, yönetme kabiliyetinin düşmesine rağmen sürekli bir şeyler deniyor ve yapmaya çalışıyor. Muhalefette ise böyle bir çaba, heyacan göremiyoruz. Altılı Masa bir marka olarak oturdu, olumlu bir anlamı var. HDP’liler dahil partilerin eksikliğine rağmen Altılı Masa’yı olumlu buluyor ancak masa heyecan yaratamıyor. Altılı Masa birçok konuda dağınık görünüyor. Aynı konularda ayrı ayrı politika belgeleri açıklıyorlar, bundan henüz bir araya gelmiş değil. İktidar konuyu adaya bağlamayı başarmışa benziyor. Bu heyecan sorununu da buna bağlayabiliriz. Bir aday ortaya çıkmadıkça bu heyacan oluşmuyor.”

“Muhalefet sanki HDP’siz kazanabilecekmiş gibi hareket ediyor”

“Muhalif kamuoyundaki aday tartışmaları bir Süpermen arayışına döndü ve bu tartışma Altılı Masa’nın kendi çalışma yöntemiyle ve yapacaklarıyla da çok uyumsuz görünüyor. Bir başka sorun da iktidarın Kürt meselesini güvenlikleştirdiği bir dönemde HDP’yi ziyaret ederken muhalefet sanki HDP’siz kazanabilecekmiş gibi hareket ediyor. Bu da ortadaki irrasyonelitelerden biri. Tüm bunlara rağmen ben manzaranın karanlık olmadığını düşünenlerdenim. İYİ Parti ile HDP arasındaki mesele varken muhalefet, iktidarın ortaya koyduğu mayınları patlatmadan hareket etmeyi öğrenmesi gerekiyor. Tüm bunlar toplumda ‘Bunlar hükümet etmeyi başaramazlar’ algısını güçlendiren olaylar. Burada muhalefetin centilmence davranmayı öğrenmesi gerekiyor. Çünkü kazanmaya hiç olmadığı kadar yakın.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.