Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İran’da tutuklanan protestocu, cezaevinde geçirdiği günleri anlatıyor: “‘Ölürlerse dünyadan bir çöp eksilir’ dediler”

İran’da örtünme kurallarına uymadığı gerekçesiyle irşad devriyeleri tarafından gözaltına alınan 22 yaşındaki Masha Amini’nin gözaltında hayatını kaybetmesinin ardından ülke genelinde başlayan protestolar sekizinci haftasında. İnsan hakları kuruluşları, protestolarda en az 328 kişinin öldürüldüğünü ve 14 bin 800 kişinin de tutuklandığını söylüyor. Protestolarda tutuklanan, bir hafta hapis yatan ve şartlı tahliye edilen bir kadın protestocu, yaşadıklarını BBC’ye anlattı.

* Bu haber, bazı okuyucuların rahatsız edici bulabileceği ayrıntılar içerebilir.

20’li yaşlarındaki kadın protestocu, cezaevinden salıverilse de zincirlenmiş gibi hissettiğini söylüyor. Daha önce de insanların tutuklandığını ve işkence gördüğünü duyduğunu anlatan protestocu, “Böyle şeyleri kendi gözlerinizle görmeniz çok farklı” diyor. Kendisiyle birlikte gözaltına alınanlar arasında yaşları çok küçük olan çocuklar ve genç kızlar da olduğunu belirten protestocu, gördüklerini şöyle anlatıyor:

“Bizimle birlikte gözaltına alınanlar arasında yaşları 15 olan genç kızlar da vardı. İki genç kızın kronik rahatsızlığı bulunuyordu. Hapiste ilaç vermeyi reddettiler. Biri ise bayıldı. Güvenlik güçleri aldırmadı. Ambulans istedik, kadın görevli ‘Yakında iyileşir’ dedi.”

“‘Ölürlerse dünyadan bir çöp eksilir’ dediler”

Cezaevindeki kadınların sorguda işkence gördüğünü ve kanser hastası kadınların tıbbi yardım almasının engellendiğini söyleyen protestocu şöyle devam ediyor:

“Bir başka kadın sorguda işkence gördü. Ellerine öyle sert vuruyorlardı ki, tırnakları kırılıyordu. Bir başka kadın da nöbet geçirdi. Gardiyanlar, ‘Ölürse dünyadan bir çöp eksilir’ dediler ve omuzlarını silktiler. Oysa kadın sara hastasıydı ve gardiyanlar ilaç getirmeyi reddetti. Bir başka kadın kanser hastasıydı. Güvenlik güçleri tıbbi yardım almasını engelledi. Bakım görmesini reddettiler.”

“Dayak ve çığlık seslerini duyabiliyorduk”

Protestocu, 17 yaşındaki bir genç kızın en büyük endişesinin finallerine çalışamayacağı için okulda geçer not alamayacağı olduğunu söylüyor. 20’li yaşlarındaki bir erkek protestocunun güvenlik güçlerinden dayak yediği anları ise şöyle anlatıyor:

“Başına coplarla vurdular. Ölmekten korkuyordu. Son anlarında neler yaşadığını ve başına neler geldiğini anlatmamız için bize ismini, anne ve babasının ismini verdi. Daha sonra başka bir yere götürdüler, nereye götürdüklerini bilmiyorum. Yanımızdaki hücrede de genç erkekler vardı. Onları hep dövüyorlardı. Dayak seslerini ve çığlıkları duyabiliyorduk. Bu sesleri duyunca panikliyorduk.”

Tutuklandıktan sonra sürecin net bir şekilde işlemediğini ve ne olacağını bilmediğini anlatan protestocu, bir sonraki adımın cezaevindeki görevlilerin ruh haline bağlı olduğunu söylüyor:

“Size sürekli yalan söylüyorlar, arafta gibi hissediyorsunuz.”

“Umarım kimse bizim yaşadıklarımızı yaşamaz”

Gözaltına alındığını ve dayak yediğini anlatan protestocu, “Gözaltına alındığımda dayak yedim. Ancak diğerlerinin çektiği acıları gördüğünüze, sizinki anlamsız kalıyor. Umarım kimse bizim gördüklerimizi görmez ve yaşadıklarımızı yaşamaz. Kimse kendi yaralarına ağlamıyordu. Sadece başkalarının acıları ve aileleri için duydukları korkudan ağladılar” ifadelerini kullanıyor.

Salıverildiği günden bu yana eli kolu bağlı hissettiğini belirten protestocu, güvenlik güçlerinin şehrin her tarafına kameralar kurduğunu ve kendisini sürekli izleniyormuş gibi hissettiğini de söylüyor.

Kaynak: BBC

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.