İstanbul’un Eyüpsultan ilçesine bağlı Göktürk Mahallesi’nde bulunan Kemer Country’ye ait yeşil alana 31 Ekim’de iş makineleri girdi. Polis eşliğinde gelen ekipleri durdurmaya çalışan Kemerköy Sitesi sakinleri başarılı olamadı. Direnişlerine destek bekleyen bölge halkı, sitenin inşası sırasında ağaçların kesildiği iddiasıyla eleştirilirken özellikle sosyal medyada “zengin direnişi” tartışması başladı. Peki, burada direnen vatandaşlar kimler?
“Site yapılırken ağaç kesilmedi”
23 senedir Kemerköy Sitesi’nde oturan Defne Kanatlı (58), uzun yıllar tekstil sektöründe yönetici olarak çalıştığını söyledi. Bu direnişin bir “zengin direnişi” olmadığını, böyle bir algının yaratılmaya çalışıldığını belirten Kanatlı, “Bir grup ‘Siz de ağaç kestiniz’ diyor. Hayır ağaç kesilmedi. (Site yapılırken) ağaç yoktu. Bütün bu gördüğünüz ağaçlar tek tek dikildi. Eski fotoğraflarda görünen bir şey. Burada algı operasyonu yapılmaya çalışılıyor. Bu hak, hukuk mücadelesi” dedi.
Kemerköy’de 901 hane olduğunu söyleyen Kanatlı, herkesin direnişe katılmadığını söyledi: “Kapımıza dayanınca daha büyük bir aksiyon almak zorunda kaldık. Başka direnişlere destek vermediğimizi söyleyenler bu iddialarını neye dayandırıyor? Ayrıca buradaki 901 hanenin tamamı direnişe katılmadı.”
Kanatlı, “Bu direnişin, 21 senedir farklı bir şekilde yönetilen çocuklarımıza örnek olmasını istiyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“Doğa talanının zengini fakiri olmaz”
1988-1998 yılları arasında Kemerköy projesinde çalıştığını söyleyen İpek Akpınar (62), o tarihten beri burada yaşadığını belirtti. Burada direnenlerin vatansever insanlar olduğunu vurgulayan Akpınar, “Hukuksuzluğun, doğa katliamının, kural tanımazlığın zenginliği fakirliği olmaz. Ülkemizde kesilen her zeytin ağacı, talan tarumar edilen her dağ, her dere hepsi bizim için bir problem. Dolayısıyla ‘Bu zenginmiş, o fakirmiş’ ben böyle bir şey konuşmak dahi istemiyorum” diye konuştu.
“Başka direnişlere destek vermediler” eleştirilerine ise Akpınar, “Bunu söyleyen insanlar kimi nerede görmüş ya da görmemiş de bu şekilde konuşuyor” yanıtını verdi.
“Direnişte sınıfsal bir ayrım olmaz”
Gülseren Onanç ise kendisini aktivist olarak tanımladı. İş hayatına profesyonel olarak başlayıp daha sonra kendi şirketini kurduğunu belirten Onanç, bu direnişin bir “zengin direnişi” olduğunu söyleyenlere şöyle itiraz etti: “Direniş bir haksızlığa karşı yapılır. Burada sınıfsal bir ayrım olmaz. Kim haksızlığa uğradıysa o direnişi örgütler. Biz bir haksızlığa uğradık. Ben de Kemerköy sakini kimliğimle bu direnişteyim. Kadın kimliğimle de başka bir direnişteyim.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıya olduklarını söyleyen Onanç, şiddetli bir yağmurda sel felaketiyle karşı karşıya kalabileceklerine de dikkat çekti.
